Peki, bende dolabın anahtarı bile yokken onu nasıl dolaba koyabilirim? | Open Subtitles | حسنًا ، كيف وضعته بالخزانة وأنا لا أملك مفتاحها حتى ؟ |
Biliyorum benden kaçmaya çalışıyorsun... fakat senin sapkınlığın içeriden kilitli bir oda ve anahtarı da yalnızca bende. | Open Subtitles | أعرف أنك تحاولي الهروب مني، لكن نائبك غرفة قفلت من الداخل وعندي مفتاحها |
Şüphe verici. Onun anahtarı kimseyi bulaştırmaz. | Open Subtitles | مفتاحي يورّطني أما مفتاحها فلا يورّط أحد |
Kendiminkini kaybettiğimi söyleyip onun anahtarını aldım. | Open Subtitles | لم أنسى. معى مفتاحها. أخبرتها أنى فقدت مفتاحى. |
Amber yedek anahtarını vermişti ve parasını nerede sakladığını söylemişti. | Open Subtitles | لأن آمبر أعطتني مفتاحها و أخبرتني أين ستخيئ المال |
Evet, çok heyecanlıyım. Özellikle de anahtarını alıp beni yok edeceği bölüm için. | Open Subtitles | أنا سعيد ,خاصة بعد أن تجد مفتاحها وانا أزول عن الوجود |
O oda herkese yasak. anahtarı olan tek kişi Bay Luthor. | Open Subtitles | هذه الغرفة محظورة تماماً السيد لوثر وحده يملك مفتاحها |
Üstünde anahtarı yok, değil mi? | Open Subtitles | اعتقد ان مفتاحها ليس معك الان ،أليس كذلك؟ |
Soracağın herneyse teşekkür ederim ama yapamam Temizlikçinin anahtarı varmış Hafta bir geliyormuş | Open Subtitles | مهما كان شكرا لكني لا استطيع فعله حظا سعيدا مدبرة المنزل عندها مفتاحها الخاص تأتي كل اسبوع |
Bir de derler ki; kasalar güvenlidir... ama sadece anahtarı sende olduğu sürece... | Open Subtitles | خزانه بسمك 10 بوصات من الصلب لن يفتحها سوى من معه مفتاحها |
Bu yüzden savaş zamanı anahtarı boynundaydı. | Open Subtitles | لهذا حملت مفتاحها معك حتى عندما كنت في الحرب |
Bende anahtarı var. Geri vermek istemiştim. | Open Subtitles | كان لدي مفتاحها و أردت أن اعيده لها |
Senin için anahtarı çalışma odasına bırakmış mıydı daha önce? | Open Subtitles | هل سبق وتركت مفتاحها لك في المكتبة ؟ |
Söyle o karıya. anahtarı alıp açsın şu kapıyı. | Open Subtitles | أخبر تلك الساحرة بأن تستخدم مفتاحها |
Pardon arkadaşım burada yaşıyor da, anahtarını alabileceğimi söylemişti. | Open Subtitles | صديقتي تعيش هنا وهى قالت أنه يمكننى الحصول على مفتاحها |
Kızı anahtarını kullanıp içeri girince onu böyle bulmuş. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد جاءت إبنته واستخدمت مفتاحها ووجدت والدها. |
O gelmiştir diye düşünmüştüm, anahtarını falan kaybetmiştir dedim. | Open Subtitles | نعم, اعتقدت أنّك قد تكون هي وأنّها فقدت مفتاحها أو شيء من هذا القبيل. |
Anneni çıkarmamızı istiyor ama onun anahtarını kullanmamızı istemiyor. | Open Subtitles | أرادتنا أن نحرر والدتكِ لكنها لا تريد أن نستخدم مفتاحها |
İşte o zaman fırıncının eşiyle olan eski ilişkini tekrar alevlendirdin böylece anahtarını alabilirdin. | Open Subtitles | ذلك عندما اججت علاقتك مع زوجة الخبّاز حتى يتنسى لك اخذ مفتاحها |
Onun kişisel anahtarını çıkartmaya çalışıyorum ama, bunun içinde Stuxnet'ten fazla mantık bombası var. | Open Subtitles | كنت أحاول إستخراج مفتاحها الخاص لكن ذلك أكثر تعقيدًا من فك القنابل |
O sabah Tiffany sana sırt çantasının anahtarını vermişti. | Open Subtitles | فى وقت مبكر تيفانى أعطتك مفتاحها |