"مفعم" - Traduction Arabe en Turc

• dolu
• dolusun
• canlı
• hayat

İlerlememenin, gerilemekle aynı şey olmadığını, hayat dolu olmamanın ölü olmakla aynı şey olmadığını her gece kendime hatırlatırım.
أتذكر في كل ليلة أن عدم إحراز التقدم ليس هو التأخر وأن كونك غير مفعم بالحيوية لا يعني أنك ميت.

Sana bu hikayeyi içten, sevgi dolu bir insansın diye, kişisel bir iyilik olarak veriyorum hepsi bu.
أقدم لك هذه القصة كخدمة شخصية لأنك إنسان مفعم بالحب والحنان هذا كل شيء

Eve kalbi umut dolu ve biraz sakinlik rahatlık bulmak, sakinleşmek için gelmişti, fakat onun yerine
لقد اتى الى الوطن بقلب مفعم بالامل ليحظى ببعض الامان و بعض الراحه

Sen çok konuşmuyorsun, hayat dolusun.
إنك لا تتحدث كثيراً أنت فقط إنسان مفعم بالحياة حسناً.

"Sırlarla dolusun, değil mi?
أنت مفعم بالأسرار، أليس كذلك؟

Mektuplarını aldığımıza daima sevindik. Çok canlı bir uslubun var.
لطالما أحببنا تلقي رسائلك لديك أسلوب مفعم بالحيوية

İçinin sevgi ve dürüstlükle dolu olduğunu düşünmeden konuşmadığını biliyorum.
و بقدر ما اعرفه انك مفعم بالحب .. و الوفاء و انك تزن كلماتك قبل ان تنطق بها

Olağanüstü! Tarihsel detaylarla dolu çok önemli bir eser olduğunu düşünüyorum.
أشعر أنه عمل بالغ الأهمية، مفعم بأحداث تاريخية

Koşulları iyileştirmek konusunda fikirlerle dolu.
هو مفعم جداً بالأفكار لتغييرهم للأحسن هل هو حقاً؟

Köpeğin sevgiyle dolu olduğunu biliyordum.
أنك لن تصاب بالتوتر لو جدت كلباً مفعم بالحب

Güçlü bir büyünün tehlikelerle dolu olduğunu herkesin bilmesi gerek.
أنت من بين الناس يجب أن تعرف هذا استخدام سحر قوي شيء مفعم بالمخاطر

Bugün hayat dolu bir genç bünye olan Amerika bir tarafın hayatını berbat ederken endişe verici bir şekilde diğerlerinin hayatını mükemmel hale getiren bir darbe aldı.
أمريكا اليوم جسم شاب مفعم بالحيوية، أصيب بواحدة من تلك السكتات الدماغية التي تمتص الحياة من جانب واحد، وتترك الآخر مثالي بشكل يثير القلق.

Dünya müziksel ifadelerle hayat dolu.
العالم مفعم بالتعابير الموسيقية.

Rüya gibi çiçek bahçeleri, sebze bahçeleri, sarayları olan ötüşen kuşlarla dolu ve enerjileri gözlerinden fışkıran mutlu ve kuvvetli insanlar!
الحدائق الخضراء والقصور والجداول والحيوانات والطيور. وشعب قوي وسعيد، مفعم بالطاقه...

Bu çok saf bir şey. Ama aynı zamanda umut dolu.
هذاساذجللغاية, لكنه مفعم بالامل

Kendine bir bak, evet dolusun.
انظر إليك، مفعم بالتفهم ..

canlı hissetmemi sağlıyor. Bilirsin işte, işleri hallediyorum.
ذلك يشعرني بأني مفعم بالحياة تعلم, لإنهاء الامور

Benim diyarımdaysa güçlü ve oldukça canlı. Ama hayat veremiyor işte.
أمّا حيث أعيش، فهو قويّ و مفعم لكنّه لا يستطيع استعادة الحياة