"مقربة من" - Traduction Arabe en Turc

    • yakın
        
    • yakınlarında
        
    • yakınlarda
        
    • civarındaki
        
    • çok yakınız
        
    • çok yaklaştım
        
    Bende bu yatağı seçerdim, yangın söndürücüye en yakın olan bu. Open Subtitles انه المكان الذي كنت سأختاره ، على مقربة من طفاية حريق
    Manyetik kutba çok yakın olunduğu için ibre yukarı veya aşağı gösterebilir. Open Subtitles فأنت على مقربة من القطب المغناطيسي، وجهة الإبرة منتصبة أو إلى الأسفل.
    PV: Herbirimiz yaptığında, hepimiz için eşit şekilde savaşan ve umursayan alanlar ve sistemlerde yaşamaya bir o kadar yakın olacağız. TED بريا: بمجرد أن نفعل كلنا ذلك سنصبح على مقربة من العيش في مساحات وأنظمة تدافع وتهتم بنا بالتساوي.
    Kralın şatosunun yakınlarında büyük ve karanlık bir orman varmış. Open Subtitles وعلى مقربة من قلعة الملك، كانت هناك غابة مظلمة وشاسعة
    Bu yakınlarda saklanıyormuş. Open Subtitles أنهم ربما يكونو موجودين على مقربة من هنا
    Pekala.cenaze evinin civarındaki güvenlik kameralarını kontrol edin. Open Subtitles حسناً ، تحقق من كاميرات المراقبة على مقربة من الجنازة
    Kaynağa çok yakınız. Devam etmeliyiz. Buna mecburuz. Open Subtitles إنّنا على مقربة من المصدر، ولا بدّ أن نواصل المُضيّ، لا بدّ من ذلك.
    Hiçbir değerin yok! Daha insan olduğum zamanlardan beri istediğim bir şeye çok yaklaştım. Open Subtitles أنا على مقربة من نيل شيء أردته منذ أن كنت بشري
    Bana okuyan birine yakın olmayı hala seviyorum. TED أنا أحب أن أكون على مقربة من شخص يقرأ لي.
    İkisi de, sanayiyi ve semt sakinlerini birbirine oldukça yakın tutan nehir kıyısı toplulukları. TED كلا المجتمعين على ضفاف النهر ويضمان كلاً من الصناعات والسكان على مقربة من بعضهم البعض
    Materyalizm, kibir ve uyum özentisine kapılmadan doğaya yakın ve kendine yeten bir hayat sürecekti. TED كان يعيش مكتفياً بذاته، على مقربة من الطبيعة، ومتجرداً من المادية، والغرور، والامتثال للأوامر.
    Kralınıza bu kadar yakın olduğun için hoşnut olmalısın Open Subtitles ينبغى أن يكون من دواعى سرورك أن تكونى على مقربة من ملككم
    Kurşunlar yakın mesafeden, 25 kalibrelik Beretta bir otomatikden atılmış. Open Subtitles الرصاص أطلق على مقربة من 25 مقدرة بيريتا آلي.
    Foklar, bir arada ve kıyıya yakın yüzüp kanalın açık sularından uzak dururlar... Open Subtitles تبقى عجول البحر على مقربة من بعضها بالقرب من الخط الساحلي وتبقى بعيدة من المياه المفتوحه
    Bir miktar tavsiye... Arkadaşlarına yakın dur. Open Subtitles عندما يمر الموت إبقَ على مقربة من رفيقكَ
    Dr. Barragan Maggie Schilling'e diğer bütün hastalardan daha yakın olduğunu söyledi. Open Subtitles يقول الطبيب باراجن بأنكِ كنت مقربة من ماجي شيللنغ أكثر من أي مريض أخر
    Seninle geleceğim, sana yakın olacağım, ama seninle kalmayacağım, tamam mı? Open Subtitles أفعل شيئا واحدا، وأنا سأذهب معكم و البقاء على مقربة من لكم ولكن لا البقاء معكم
    Anne ve yavru birbirine yakın durmalı. Open Subtitles الأمّ والعجل يَجِبُ أَنْ يَبْقيا على مقربة من بعض.
    Paraşütler sabote edildiğinde, odanın yakınlarında bile değilmiş. Open Subtitles لم يكن على مقربة من المستودع عندما تم تخريب المظلات
    Bir Fieseler Storch'un içinde, Rus hatlarının üzerinden uçtuk ve bu yakınlarda, Doğu-Batı yönünde, karaya indik. Open Subtitles طرنا نحو فيسيلير ستورتش فوق الخطوط الروسية وهبطنا بالناحية الشرقية الغربية لقوات للمحور، على مقربة من هنا
    Serrana Bank civarındaki bütün gemilere sesleniyorum. Open Subtitles نداء لأي سفينة على مقربة من سيرانا بانك
    Graceland'e çok yakınız ama evden çok uzağız. Open Subtitles على مقربة من غريسلاند، ولكن حتى الآن.
    Onu bulmaya çok yaklaştım. Geçen yaz izini buldum. Open Subtitles كنت على مقربة من إيجاده تتبّعته الصّيف الماضي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus