"مكان واحد فقط" - Traduction Arabe en Turc

    • tek bir yer
        
    • sadece bir yer
        
    • tek yer var
        
    • Sadece bir yerden
        
    • yalnızca bir yerde
        
    Annem gidebileceğimiz tek bir yer olduğunu söylemişti. Open Subtitles قالت أمي بأنه يوجد مكان واحد فقط باقى يمكننا الذهاب أليه
    Ve bu kasabada, benim gibi bir adamın çalışabileceği tek bir yer vardı. Open Subtitles وهناك مكان واحد فقط في المدينة يمكن لرجل مثلي أن ينجح فيه
    Steven ruhumu çürüttü ve kendime gelebileceğim tek bir yer var. Open Subtitles ستيفن ، حطم نفسيتي ، والآن هناك مكان واحد فقط أستطيع الذهب إليه
    Şehirde sadece bir yer satıyor vee hepsini bir adam satın almış. Open Subtitles مكان واحد فقط في المدينة يبيعها وشخص واحد اشترى كل ما لديهم
    Devamlı korunmasız gezip yalnız olduğu sadece bir yer var. Open Subtitles يوجد مكان واحد فقط سيكون به وحيدًا حيث يكون مكشوف
    İnsanları sokabileceğiniz bir tek yer var, gerçekten önemli olan bir yer. Open Subtitles هناك مكان واحد فقط يمكنك لدغ البشر فيه، مكان واحد مهم جداً
    Ben bir yerden bahsediyorum. Sadece bir yerden, dostum. Open Subtitles أنا أتحدث عن مكان محدد مكان واحد فقط يا صديقي
    Eskiden burada yetişirdi, ...ama şimdi yalnızca bir yerde bulunuyor. Open Subtitles من المعتاد أن تنمو هنا ولكن الان , توجد فى مكان واحد فقط
    Ve tapınak şövalyelerinin Londra'da gömüldüğü yalnızca tek bir yer var. Open Subtitles وهناك مكان واحد فقط لدفن فارس نبيل في لندن
    Öldüğünde gideceğin tek bir yer mi var? Open Subtitles هل هناك مكان واحد فقط تذهب له بعد الممات؟
    Senin kadar onarılamaz şekilde hasar görmüş bebekleri koyacak tek bir yer var. Open Subtitles هناك مكان واحد فقط لدمية يتعذّر إصلاحها مثلك
    Şehirde bu kadar büyük jeneratörü olan tek bir yer var. Open Subtitles هناك مكان واحد فقط فى المدينة لديه مولّد فى مثل هذا الحجم
    Adada, bakmaya cüret edemeyeceği tek bir yer var. Open Subtitles هناك مكان واحد فقط في هذه الجزيرة لن يجرؤ على البحث به
    Tamam, bunu gerçekleştirebileceğimiz kameraların olmadığı tek bir yer var. Open Subtitles اوكي , هنالك مكان واحد فقط نستطيع البيع فيه في المكان الذي لا يوجد به كاميرات
    Güneye doğru gittiklerine göre, kaçabilecekleri tek bir yer vardı. Open Subtitles ،متجهين جنوباً .كان هناك مكان واحد فقط للهروب
    Eğer NLM çaldığı helikopteri kaçış olarak kullanmak istiyorsa aklıma buralarda dikkat çekmeden inip, tekrar kalkabilecekleri tek bir yer geliyor. Open Subtitles إذا كان الإرهابيين يخططون لإستعمالهذهالمروحيةكوسيلةللهروب، فهنالك مكان واحد فقط يخطر على بالي
    İnsanların Ruhlar Dünyası'nda ait olduğu sadece bir yer vardır. Open Subtitles البشر في عالم الأرواح ! ينتمون في مكان واحد فقط
    Gitmiş olabilecekleri sadece bir yer var. Open Subtitles هناك مكان واحد فقط كانوا قد ذهبوا.
    Banliyöde alışveriş yaparken sadece bir yer bir kızın doğum gününde isteyebileceği her şeyi barındırır. Open Subtitles عند التسوق في الضواحي ...هناك مكان واحد فقط يحتوي على كل شئ قد تتمناه فتاةُ ...لعيد ميلادها
    Oradan sonra da gidebileceği ancak bir tek yer var. Kendi mezarı. Open Subtitles حث سيتمكن من الذهاب إلى مكان واحد فقط ، إلى الاسفل
    Tüm şehri görebileceğin tek yer var; Open Subtitles مكان واحد فقط يمكن مشاهدة المدينة كلها منه
    Sadece bir yerden gelmiş olabileceğini söylediler... Open Subtitles قالوا إنه يأتي من مكان واحد فقط..
    Gökyüzünde şu rengi yalnızca bir yerde daha görmüştüm. Open Subtitles هناك مكان واحد فقط رأيت فيه السماء بنفس هذا الصفاء من قبل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus