"مكتئباً" - Traduction Arabe en Turc

• Depresyonda
• depresyona
• bunalımda
• üzgün
• depresyondaydı
• sıkkın
• hâlsiz
• bunalıma
• canım sıkkındı
• depresyondayken

Gerçekten zor oldu. Depresyonda ve sinirli.
لقد كان صعب جداً ولقد كان مكتئباً وغاضب

Depresyonda falan değilim hiç.
لست مكتئباً سريرياً على الإطلاق

Acaba insanı bundan daha çok depresyona sokan bir şey var mı şu dünyada?
هل بإمكان أي شيءٍ آخر أن يجعلني مكتئباً أكثر من هذا؟

Kendini ağaca asacak kadar bunalımda olduğunu düşünüyor musunuz?
هل تعتقدين بأن هذا الصبي كان مكتئباً بما فيه الكفاية حتى يشنق نفسه من على شجرة؟

üzgün olduğunda hep kurukafa numarasını yaparsın.
إنك تقوم بحركة الجماجم هذه دائماً عندما تكون مكتئباً.

Ama camdan aşağı bakmak onu geri getirmez. Adam depresyondaydı.
و النظر من النوافذ لن يعيده حياً, لقد كان مكتئباً

Tabi eski kız arkadaşın için canı sıkkın dolaşmaya devam etmek istiyorsan o başka.
الا اذا اردت ان تبقى مكتئباً هنا بجوار صديقتك السابقة

Çünkü bencil ve Depresyonda bir serseri miyim?
لأنني أنانياً، وأحمقاً مكتئباً

Dışarıya çık ve Conner'in Depresyonda olduğunu söyle,
اخرج اليهم وقل ان كونر كان مكتئباً

Depresyonda ve aklın karışmış bir haldeydin.
كنت مكتئباً و متشوشاً

depresyona girdi. Çok içmeye başladı.
أصبح مكتئباً و أخذ يكثر من إحتساء الشراب

Sanirim bu karisinin ölümünden sonra gerçekten depresyona girmis ve üzülmüs babasindan bir kaçisti
أعتقد أنه كان مَهرباً من والدها والذي كان... حقاً... مكتئباً و حزيناً

depresyona girecek neyim var?
ما الذي لدي يجعلني مكتئباً بسببه؟

Öyleyse kardeşinin birini öldürecek kadar bunalımda ya da hasta olup olmadığını bilmek istiyorum.
ما أرغب بمعرفته هو إن كان شقيقكَ مكتئباً أو مختلاً كفاية لقتل أحدهم ؟

Rutin bir kontrol sırasında hastanın bunalımda olduğunu fark ettim.
،أثناء المتابعة الدوريّة أدركتُ أنّ المريض كان مكتئباً

Aslında üzgün olduğum konu bu değildi ama moralimi bozacak başka bir sebep verdiğin için teşekkürler.
في واقع ذلك ليس سبب إستيائي، لكن شكراً لك لإعطائي شيء آخر ليجعلني مكتئباً.

İşte gördüğü muamele yüzünden kocam depresyondaydı.
زوجي كان مكتئباً بسبب الطريقة السيئة التي عاملوه بها في العمل.

Son birkaç gündür canım sıkkın uyanmıyorum.
تعرفون ، في الأيام القليلة الماضية لم أستيقظ مكتئباً

Biraz hâlsiz gibisin.
إنّك تبدو مكتئباً قليلاً.

Evet, her zaman büyük bir giriş yapıp, sonradan bunalıma girer.
نعم ، كان يحب القيام بحركة مفاجأة كبيرة ومن ثم ينتهي به الحال مكتئباً

Evet acil yardım dedim. Annemlerde biraz canım sıkkındı.
أجل، استخدموا هذا المصطلح كنت مكتئباً في منزل والدتي

-Lito, bunu depresyondayken izler.
-يشاهد "ليتو" هذا عندما يكون مكتئباً