| O yüzden, sonucu analiz etmek için yeterli para kalmadığı anlaşılınca araştırmacılar dosyalarını 2.000 kadar kutu ile götürmeye karar vermişler. | TED | وعندما اتضح أنه لم يكن هناك مال كافٍ لتحليل النتائج، قرر العلماء جمع ملفاتهم في حوالي 2000 صندوق. |
| Onların kişisel dosyalarını bana verdiğinde ne olacağını düşünüyordun? | Open Subtitles | ماالذي أعتقدت أنه سيحدث عندما أعطيتني ملفاتهم الشخصية ؟ |
| Programda çalışan herkesle görüşmek ve güvenlik dosyalarını incelemek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً, أريد مقابلة أي ..شخص عمل مع البرنامج لمراجعة ملفاتهم الأمنية |
| - Bize söylenen bu. Protokolün bütün dosyaları bilgisayarda mıdır? | Open Subtitles | ـ هذا مايخبرونا به ـ هل ملفاتهم إلكترونية؟ |
| Bunun nedeni, delil bu kadının özel dosyasının içindedir, ki onlar o dosyaları vermeyi reddediyorlar. | Open Subtitles | لأنّ الدّليل متواجد في ملفاتهم الشّخصية ، و التي يرفضون تسليمها ببساطة |
| Polis ve gümrük memurlarında suç kayıtları var. | Open Subtitles | الشرطة ورجال الجمارك سيملكون صوركم في ملفاتهم |
| İnanılır şey değil. Tüm ajanları dosyalardan tanırız tabii. | Open Subtitles | أعنــــي ، أننا عرفنا كل العملاء من خلال ملفاتهم بالطبع |
| Köpek Evi'nde internette profilleri olan altı köpek yavrusu bulunuyor. | Open Subtitles | لعبة حظيرة الجراء , فيها ست جراء مع ملفاتهم على الإنترنت |
| Sibersuçlular Profillerini gayet güzel kilitlemişler. | TED | مجرمو الإنترنت قاموا بعمل جيد بإحكامهم لإغلاق ملفاتهم الشخصية. |
| Beni bekleyen bir sürü kağıt işine geri döneyim ama belki Hayvan Kontrolden biri kendi kişisel dosyalarını getirir. | Open Subtitles | ،ينبغي أن أعود إلى جبل المستندات لكن ربما بإمكاني إحضار أحد من قسم السيطرة على الحيوانات ليحضر لي ملفاتهم الشخصية |
| Bu hatayı düzeltmek için herkesin dosyalarını geri yolluyorum. | Open Subtitles | لاصحح هذا ارسلت لكل المرضى جميع ملفاتهم |
| Fresno Emniyeti bir saat kadar önce kendi dosyalarını gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسلت لنا الشرطة ملفاتهم قبل ساعة. |
| Tüm dosyalarını ve kaynaklarını teslim edecekler. | Open Subtitles | هم يحتاجون لتسليم ملفاتهم ومصادرهم |
| En önemli ve gizli dosyalarını en üst katta saklıyorlar. | Open Subtitles | ملفاتهم الأكثر حساسية وصتنيفاً مُخزنة في الطابق العلوي... |
| Bugün bütün dosyalarını teslim almış olsunlar. | Open Subtitles | احرص على تلقيهم لكل ملفاتهم اليوم. |
| dosyalarını bizzat kendim kontrol ettim. | Open Subtitles | لقد راجعت ملفاتهم بنفسي |
| Tüm dosyaları toplayın ve ACP'ye gönderin. | Open Subtitles | اجمع كل ملفاتهم و ارسلها الى نائب رئيس الشرطه |
| Vergilerini geç ödeyen denizcileri bulmak için dosyaları araştırmışlar. | Open Subtitles | شخص ما كان يتفحص ملفاتهم ليعثر على الجنود البحريين المتأخرين في دفع ضرائبهم |
| Kimsenin dosyaları açmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | اعرف انه لا أحد بإمكانه ان يفتح ملفاتهم |
| Kimliği belirlenmiş diğer suçlular gibi onların da kayıtları Interpol'de duruyor. | Open Subtitles | وتماما مثل غيرها من كل مجرم تم تحديدها، ملفاتهم الشخصية موجودة في الأنتربول |
| Ethan, seni temin etmek isterim ki buraya geldikten sonraki ilk emrim ailene karşı olan bu saçma suçlamayı kaldırmak ve tamamen tüm dosyalardan silmek olacak. | Open Subtitles | ايثان ، أؤكد لك ان أول شيء سأفعله بعد مجيئك هو إسقاط هذه التهم السخيفة عن عائلتك... وازالتها تماما من ملفاتهم |
| Köpek Evi'nde internette profilleri olan altı köpek yavrusu bulunuyor. | Open Subtitles | لعبة حظيرة الجراء , فيها ست جراء مع ملفاتهم على الإنترنت |
| Keşke tüm zanlılar bizim için Profillerini duvara assa. | Open Subtitles | أتعرف .أتمنى لو أن جميع المجرمين يعرضون ملفاتهم الشخصية على جدرانهم مثل هذا |
| Onların profillerine bir bak. | Open Subtitles | بالنظر إلى بعض ملفاتهم الشخصية لن نعرف أين تبدأ الغرابة |