Onu kişisel eşyalarını alması için Gael'in odasına götürmeni istiyorum. - Tabii. | Open Subtitles | أحتاجكِ أن تأخذيها الى محطته لتأخذ ممتلكاته الشخصية. |
Bob'un yaşlı adamı, budala, tüm mülkünü Ray Ritchie'ye fiyat kırarak sattı. | Open Subtitles | "بوب" رجل عجوز و أحمق، لقد باع كل ممتلكاته بخسارة ل"راي ريتشي". |
Babasının kadınına aşık olup tüm ailesini ve mal varlığını kaybettikten sonra bu hale geldiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنها تسببت في خسارة ممتلكاته كلها وحوّلته على ما هو عليه الآن |
Uyuşturucu ticareti yapıyor, yani malını çaldığım... ve işine taş koyduğum söylenebilir. | Open Subtitles | إنه يتاجر بالمخدرات لذا أظن أن بإمكاني القول أني قد سرقت ممتلكاته وأفسدت له أعماله |
Ryan'ın akrabası olmadığından idamdan sonra eşyaları kutulanıp kaldırıldı. | Open Subtitles | ريان لم يكن لديه أقرباء لذا بعد الاعدام كل ممتلكاته تم تعليبها و تخزينها |
Adamın dediğine göre, o hayvan mülk sınırının arka tarafıyla yangın yolunun arasına asılıymış. | Open Subtitles | قال الرجل أن الحيوان كان موجود بين آخر حدود ممتلكاته والطريق السريع |
Geçen ağustosta Philipe Darcet olayıyla uğraştığın sırada, bütün serveti Langley, Virgina'daki bir hesaba aktarılmıştı. | Open Subtitles | فى اغسطس الماضى عندما قدت تلك الحمله ضد "فيليب دارسيت" كل ممتلكاته تحولت الى حساب آمن فى لانجلى بفرجينيا |
- Bu kadar mı? - Şimdilik. Seninle eve gelip onun eşyalarını almalıyım. | Open Subtitles | هذا كل شـيء - نعم ولكن سـأذهب معكي لأخذ ممتلكاته من شـقتك - |
Hepimize ait olan babamın eşyalarını alıp kendi malınmış gibi kullanmaya hakkın yok. | Open Subtitles | ليس لديك تصريح ان تأخذ ممتلكاته التى تخصنا كلنا وتستخدمها لنفسك كما انها تخصك |
Sonrasında o bilet parasını ödemek için eşyalarını satmaya başladı ve... | Open Subtitles | بعدها بدأ يبيع جميع ممتلكاته ليدفع قيمة التذكرة, و |
Biriyle illegal bir iş içinde bulunsan ve bu biri ölse onun mülkünü, bir şey veya birilerini saklamak için kullanmaz mısın? | Open Subtitles | إذا كنت في عملٍ غير مشروع مع شخص ومات ذلك الشخص، ألن تستخدم ممتلكاته لإخفاء شيء ما أو شخص ما ؟ |
Özel avukatı olarak mal varlığını ne şekilde dağıtmak istediğini biliyorum. | Open Subtitles | وبوصفي محاميه الخاص أنا أعرف كم كان يرغب في التخلص من ممتلكاته |
Onlar onun malını elinden aldı, o da onlarınkini. | Open Subtitles | أخذوا ممتلكاته وبالتالي سيأخذ ممتلكاتهم رأيت صنيعًا كهذه من قبل |
Gerçi üniversiteye eşyaları olmadan ulaşmıştı ama artık uyum sağlayabileceğini düşündüğü bir yerdeydi. | Open Subtitles | وأيضاً لقد وصل إلى الجامعة من دون ممتلكاته لقد وصل آخيراً إلى المكان الذي يشعر أنّه سيتلائم معه |
Adamın dediğine göre, o hayvan mülk sınırının arka tarafıyla yangın yolunun arasına asılıymış. | Open Subtitles | قال الرجل أن الحيوان كان موجود بين آخر حدود ممتلكاته والطريق السريع |
İşte bu Caesar'ın en değerli serveti. | Open Subtitles | و هذه كانت أغلي ممتلكاته |
Tüm binalarına baktık. Sahip olduğu bir bina kaydı yok. | Open Subtitles | راجعنا جميع ممتلكاته وما من سجلّ على امتلاكه أيّ مبنى |
Ama bu, bir adamın ahırını ateşe vermekte, erzakını tehlikeye atmakta ya da... mülküne zarar vermekte onu haklı çıkarmaz tabi. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يبرر حرقهً للرجل الذي سقط في الحضيرة أو تعريض مخزونه ، أو تدمير ممتلكاته |
Pekâlâ, mahkeme kararı ile Bay Poplar'ı yardıma muhtaç olarak addediyorum ve Kamu Gözetici Ofisini, kendisinin ve mülkünün gözeticisi olarak atıyorum. | Open Subtitles | حسنا ، السيد (بوبلر) فاقد للأهلية بناء على هذه الجلسة والمحكمة تعيّن مكتب الوصاية العامة لتمثيله في التصرف في شخصه وفي ممتلكاته |
Ben de servetini sakladığını düşündüm. | Open Subtitles | لذا فكرت أنه يخبئ ممتلكاته فحسب |
Buna karşılık Michael'ın şatolarını ve mülklerini bana verebilirsin. | Open Subtitles | و طبعا ربما تسلمنى قلعة مايكل و ممتلكاته |
Ölümünden sonra, yetkililer onun tüm mal varlığına el koydular. | Open Subtitles | .. بعد موته قامت السلطات بمصادرة جميع ممتلكاته |
Ayrıca son mülkü de sizin tarafınızdan Kraliyet Ordusu'na parselleniyor. | Open Subtitles | و أن آخر ما بقى من ممتلكاته قد تمّ توزيعه للجيش الملكي من قِبلك أنت |