"منحته" - Traduction Arabe en Turc

    • verdin
        
    • verdim
        
    • vermiş
        
    • verdiğim
        
    • verdiğin
        
    • vermiştim
        
    Ya da bu işi yapanların ona vermek istediği bilgiyi verdin. Open Subtitles أو منحته بالضبط ما أرداته منك الجماعة المنفذة لذلك أن تعطيه
    Sen o parayı onun ödeyemeyeceğini bile bile verdin. Open Subtitles لقد منحته المال عالما بانه لن يستطع الدفع ابدا
    CA: Rick, Snowden konuşmasını bitirtiğinde Ona değerli bir şeyler, bilinmeye değer şeyler söylemesi için bir şans verdim. TED كريس: عندما انهى ادوارد سنودين محادثته, منحته فرصه مشاركه فكره تستحق الانتشار.
    Hatırlatmam gerek efendim. Dün gece ona dışarı çıkma izni verdim. Open Subtitles أنا ملزم بإخبارك سيدي بأني منحته الإذن بالخروج ليلة أمس
    - Washington Eyaleti ona doğum günü hediyesi vermiş. Bunu okudun mu? - "Eyalet, Collier cinayeti davasında idam peşinde" Open Subtitles ولاية واشنطن منحته هديه عيد ميلاد هل قرأت هذا
    verdiğim izin sadece bu korkunç olayı telafi etmek içindi. Open Subtitles إن التصريح الذى منحته لتعويض بسيط عن هذه الجريمة
    Ona verdiğin paralar, Gayatri ile evlenmeye karar verdiğinde sana borç olarak geri döndü. Open Subtitles كل المال الذي منحته اياها تحول لدين يوم ان قررت الزواج بجياتري
    Ona vermiştim zaten. Carl'a lazım olur diye getirdim. Open Subtitles -قد منحته بعضها بالفعل، إن كان يحتاجها (كارل )
    - 11 yıldır duvarda asılı duran küçük, hüzünlü bir resme, bir teknenin resmine bakıp dururken ona umut verdin, , sonra da kalbini söküp çıkardın. Open Subtitles صورة صغيرة مُحزنة أو قارب على الجدار لـ 11 سنة و أنت منحته الأمل و بعد ذلك حطمت قلبه
    O kıza ne kadar ümit verdin ki onu terk ettiğin için canına kıydı? Open Subtitles فكر بالبؤس التي منحته لتلك الفتاة قتلت نفسها لأنك أهملتها
    Ona boş yere umut verdin. Open Subtitles منحته أملاً بأن لديه فرصة ولكن كان أملاً كاذباً
    Bilim, macera, merak. Peki sen ona ne verdin? Open Subtitles لقد منحته أمراً ليعيش من أجله العلم، المغامرة والعجب
    Ama iletişim bilgilerini ve tıbbi geçmişini verdin. Open Subtitles لكنك منحته معلومات الاتصال خاصتك و تاريخك الطبي
    Sen ise kalktın ona bu savaşı bitirmesi için gereken her şeyi verdin. Open Subtitles الآن، لقد منحته ما يريد حتى ينهي هذة الحرب
    Ona kalacak bir yer verdim, saati kuracağım ama o adam için hayatımı değiştirmeyeceğim. Open Subtitles أعني, لقد منحته مكاناً ليمكث فيه، وسأضبط منبّه ولكنني لن أقلب حياتي رأساً على عقب من أجل هذا الرجل
    Evet, duyuyorum. Aynı zamanda ona amacını gerçekleştirmesi için bir melek verdim. Open Subtitles أجل ، وقد منحته ملاكا ليقوم بتنفيذ وصيته
    Ona çok ihtiyacı olduğu kararlılığı verdim, ve sana da vermek istiyorum, Isabelle. Open Subtitles لقد منحته وضوح الهدف وهو في أمس الحاجة إليه و أريد أن أمنحه لكى , إيزابيل
    Ona, bir babanın oğluna verebileceği her şeyi verdim. Open Subtitles لقد منحته كلّ شيء يمكن أن يمنحه أبّ لإبنه.
    Spordan nefret eden iki kızı da ona verdim, böylece heyecanlanacaktır. Open Subtitles لقد منحته بنتين تكرهان الرياضة سيكون متحمسا جدا
    - Washington Eyaleti ona doğum günü hediyesi vermiş. Bunu okudun mu? - "Eyalet, Collier cinayeti davasında idam peşinde" Open Subtitles ولاية واشنطن منحته هديه عيد ميلاد هل قرأت هذا
    Sana verdiğim soyada layık olacağını umarım. Open Subtitles أتمنى بأن تعمل بجد من أجل اسمي الذي منحته لك
    Bu bana on yaşımdayken verdiğin mikroskop. Open Subtitles هذا مجهر منحته لى حينما كنت بالعاشرة ربيعاً
    Onu gücüme karşılık Massimo'ya vermiştim. Open Subtitles منحته لماسيمو مقابل قدراتي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus