alçak duvarlı üç mezar ve kıra açılan bir mezarlık. | Open Subtitles | ثلاثة قبور بحائط منخفض في ساحة الكنيسة المقابلة للأرض البور |
biri yüksek biri alçak basınçlı kütleler birbirlerine temas ediyorlar. | Open Subtitles | إحداهما ذات ضغط عالي، والأخرى ذات ضغطٍ منخفض يرتبطن معاً |
Şimdi bu yöntem düşük maliyetli bir çözümken, çevresel açıdan veya insan sağlığı ve güvenliği açısından kesinlikle uygun bir çözüm değildir. | TED | في حين قد يكون هذا حلاً ذا تكلفة إقتصادية منخفضة فهو بالتأكيد ليس منخفض التكلفة بيئياً أو على مستوى صحة وسلامة الإنسان |
az önce 12 yıl önce az reytingli bir kablolu yayın şovunda çözülemeyen Frankie Clayvin cinayetinden 10 dakikalık bir bölüm olduğunu onayladım. | Open Subtitles | تأكدت للتو من وجود فقرة مدتها 10 دقائق عن الجريمة الغير محلولة لـ فرانكي كلايفين على برنامج ذو تصنيف منخفض قبل 12 عام |
Efendim, C.I.C. alçaktan uçan iki tanımlanamayan uçak buldu. Uzaklık, 125 mil. | Open Subtitles | سيدى , الرادار يشير لهدفين على إرتفاع منخفض على مسافة 125 ميل |
Veya kuşlarda, uyarının alt seviyelerinde yürüyüş, üst seviyelerinde kanat çırpma arasında geçiş yapabilirsiniz. | TED | أما بالنسبة للطيور، يمكن أن يُغيّر الطير على مستوى منخفض من التحفيز، ويُرفرف أجنحته على مستوى عال من التخفيض. |
Bunu da kaza alanı üstünde alçak uçuş yapan iki Raptor ile yapacaklardır. | Open Subtitles | عندما يفعلوا , ستحلق مركبتين علي الأقل على إرتفاع منخفض فوق موقع التحطم |
Sen işe yaramaz, alçak, iğrenç bir yılan balığı gibisin! | Open Subtitles | ، أنت لست بجيد منخفض المستوى، و ثعبان بحر متملق |
Bu nedenle adamlara köy yakınlarında alçak atlayış talimi yaptırdım. | Open Subtitles | لِهذا كنت ادرب الرجالِ على القفز من إرتفاع منخفض قُرْب القُرى. |
" 16 Aralık'tan başlayarak kuzey Avrupa'da alçak basınç. | Open Subtitles | منطقة ضغط منخفض ستجتاح شمالي أوروبا في الـ 16 من ديسمبر |
Bir Alman bombardıman uçağı, alçak uçuşla kalabalığı selâmladı. | Open Subtitles | قاذفة قنابل ألمانية تطير على إرتفاع منخفض فوق الحشود محيية أياهم |
Burada kadın başına çok bebek sayısına sahip ülkeler oldukça düşük gelire sahipler. | TED | البلدان التي لديها العديد من الأطفال لكل امرأة هنا، لديها دخل منخفض جداً. |
Kükremesinin bir bölümü o kadar düşük frekanslıdır ki insan kulağı duyamaz. | Open Subtitles | تبعث جزءا من زئيرها على تردد منخفض لا تستطيع الاذن البشرية سماعه |
Durumu kritik ve düşük beyin etkinliği gösterdiğinden endişelerimiz mevcut. | Open Subtitles | هو في حالة خطرة ونحن قلقون لأن نشاط دماغه منخفض |
Bu zamanlarda gelgit az oluyor o yüzden zor olmadı. | Open Subtitles | المدّ منخفض في هذا الوقت، لذا ليس من الصعب عبوره. |
Kürek kemiği ve omuzdaki hasar, alçaktan düşünce oluşmuş ama saatte 25 ile 32 kilometre arası hareket etmiş. | Open Subtitles | الأضرار التي لحقت بكتفه ناتجة من سقوط منخفض لكن الحركة الأمامية ما بين 16 الى 20 ميلا في الساعة |
Özür dilerim ama, ben özellikle alt katlardan bir oda rica etmiştim. | Open Subtitles | عفواً ، أعتقد بأنني قد طلبت بالتحديد غرفة في طابق منخفض |
-İki gündür bir şey yemedim. -Kan şekerim gerçekten düştü. | Open Subtitles | لم آكل منذ يومين وسكّر دمّي في مستوى منخفض جداً |
Başınızı aşağıda tutmalısınız çünkü her yerden silâh patlıyor. | Open Subtitles | عليك أن تبقى رأسك منخفض بأستمرار لأن الرصاصات كانت تمر بكثافة فوقنا |
Çıkış gücü düşüyor ama hala hareket edebiliyor olacağız. | Open Subtitles | إن إنتاج الطاقة منخفض.. لكن لا زال بإمكانه العمل.. |
Evet ekrandan iki parmak uzakta oturup çok kısık seste izlemek. | Open Subtitles | نعم، تشاهدهـ بعيداً عن الشاشة ببوصتان، وتحفظ الصوت بمستوى منخفض جداً |
Adam vurulmuş, kadın korkup kaçmaya çalışmış ve vurulduğu sırada düşmüş, ve merminin yörüngesini mi arttırmış? | Open Subtitles | القاتل كان سيطلق النار من مستوى منخفض, وهى زعرت, وحاولت الهرب ثم تلقت الرصاصات وهى تقع وهذا ما يفسره المسار المنحنى |
Venedik'te intihar oranı gerçekten düşüktür çünkü eğer bir binadan atlarsan, kanal ya da benzeri şeylerin içine düşüp ıslanırsın. | Open Subtitles | نظرية ان معدل الانتحار في مدينة البندقية منخفض جدا لانه عندما اقفز من على بناية مؤخرتك سوف تصطدم بالماء والقرف |
Sonsuzluk , sıfır. Bu durumda kendimizi şu fikirle sınadık: Ya piyasanın çok ucuz olduğu Çin'de bir dağıtım merkezi kurarsak ? | TED | في هذه الحالة بالذات، تحدينا أنفسنا بفكرة: ماذا لو اضطررنا لبناء مركز توزيع في الصين، حيث السوق منخفض التكلفة؟ |
Mantıklı, glukoza verdiği yanıt yavaştı, ve potasyum seviyesi düşüktü. | Open Subtitles | هذا منطقي، نظراً إلى أن الغلوكوز كان بطيئاً والبوتاسيوم منخفض |
Üçüncüsü, Norden hesaplarını yaparken uçağın alçakta ve yavaş uçtuğunu hesap etti. | TED | ثالثاً عندما كان يُعد نورد حساباته للجهاز افترض ان الطائرة سوف تحلق بسرعة منخفضة نسبياً و على ارتفاع منخفض |
Başınızı eğik tutun. Birazdan size bakacağız. | Open Subtitles | فقط أبقي رأسك منخفض سَنَكُونُ مَعك قريباً |