Aslında, olayların bu noktaya gelmesi konusunda babanızın üzgün olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | في الواقع أعتقد أن أباك ما زال منزعجاً بسبب ما حدث |
Doğumgününde seni üzgün görmek pahasına. | Open Subtitles | فى المجازفة برؤية منزعجاً فى يوم عيد ميلادك |
Clouseau'yu düşünürken hiç rahatsız olmuyor musun? | Open Subtitles | وأنت لست حتَى منزعجاً قليلاً عندما تفكَر بكلوزو؟ |
Kasamı uçurmaya çalıştığın için bile kızgın değilim. | Open Subtitles | لست منزعجاً حتى منك لمحاولة نسف خزنتي نسفاً كاملاً |
Jerry, bir arkadaşın geldi ve senin minibüsü aldığım için çok üzgündü. | Open Subtitles | جيري، مرّ أحد أصدقائك وكان منزعجاً للغاية من أني أمتلك سيارتك. |
O gün çok üzgündüm, çünkü hiç bankacı olamamıştım. | Open Subtitles | كنت منزعجاً ذلك اليوم لأنني لم أستطع العمل كمصرفيّ |
Demek, baba her zamanki gibi işe gidiyor. 11:45'te anneden bir telefon geliyor ve adam üzgün bir şekilde oradan ayrılıyor, değil mi? | Open Subtitles | إذاً يذهب الأب للعمل كالعادة الساعة 11: 45 يتلقى إتصال من الأم ثم يغادر منزعجاً |
üzgün olmanın sebebi yaptığın şeyin yanlış olması. | Open Subtitles | السبب الذي جعلك منزعجاً لأنك تعلم أن مافعلته كان خطأ |
üzgün olmanın sebebi yaptığın şeyin yanlış olması. | Open Subtitles | السبب الذي جعلك منزعجاً لأنك تعلم أن مافعلته كان خطأ |
Hikayeden dolayı çok üzgün görünüyordun ben de bir bakayım dedim. | Open Subtitles | بدوت منزعجاً بشأن القصة، فكرت بالاطمئنان عليك |
Tamam, sakin ol, tatlım. üzgün olduğunu biliyorsun. Sadece bunu dışa vurduğuna eminim. | Open Subtitles | حسناً، اهدئي يا عزيزتي لقد كان منزعجاً أنا متأكد أنه بالغ بردة الفعل فحسب |
rahatsız olmadığına sevindim. | Open Subtitles | , أعتقدت أن ذلك كان واضحاً, أنا مسرورة بأن ذلك لم يجعلك منزعجاً |
O dul hanımla konuşurken biraz rahatsız olmuş gibiydin. | Open Subtitles | بدوت منزعجاً عندما كنت تتحدث إلى تلك الأرملة |
Bir baba öz kızına nasıl kızgın kalabilir ki? | Open Subtitles | كيف يمكن لأب أن يبقى منزعجاً من ابنته الوحيدة؟ |
Bankamı havaya uçurduğun için kızgın değilim. | Open Subtitles | حسناً، لست منزعجاً منك لتفجيرك مصرفي |
Bunun doğruluğundan hemfikir değilim. Derse döndüğünde üzgündü. | Open Subtitles | لست سعيدة بهذا الموقف، كان منزعجاً عند عودته إلى الصف |
Hmm, iyi. Sunak çocukluğundan alınacağı için çok üzgündü. | Open Subtitles | جيد، كان منزعجاً بشأن إنتقاله من خدمة المذبح |
Tamam.O gece aşırıya kaçtığımı biliyorum. Ama üzgündüm. | Open Subtitles | حسناً، أعرف أنني تعديت حدودي تلك الليلة لكنني كنت منزعجاً |
Güzelim, bu gün onu benzettiğinde, epeyi üzüldü. | Open Subtitles | عندما أتخمته باستنتاجك اليوم كان منزعجاً |
Bence, Fiona, onun çocuğunun üzerindeki etkini kabul etmediği için kızgınsın. | Open Subtitles | أظنك منزعجاً لأن "فيونا" لا تقر بالأثر الذي تملكه على حياة طفلها |
Küçük olan evde hiç içki yok diye sinirlendi dışarı çıkıp bir şişe viski alıp geldi. | Open Subtitles | الأصغر كان منزعجاً أنه لا يوجد أيّ خمر في البيت لذا ذهب وأحضر قنينة ويسكي |
Mesajında sesin üzüntülü geliyordu. | Open Subtitles | لقد بديت منزعجاً جداً في رسالتك |
Senin doğumunu hatırlıyorum. Baban çok kızmıştı. | Open Subtitles | أتذكر عندما ولدت والدك كان منزعجاً جداً |
Onlar gittikten sonra, baban bayağı bir üzülmüştü. Bana seni çağırmamı söyledi. | Open Subtitles | بعد أن غادروا, "أبي" كان منزعجاً طلب مني أن أرسل لك |
Kızgındım, sinirliydim, ya da başka bir şey vardı, bilemiyorum... | Open Subtitles | غاضباً أو منزعجاً أو شيء ما لا أدري حقاً |
Terk ettiğin zaman epey üzülmüştüm. | Open Subtitles | لقد كنتُ منزعجاً للغاية بسبب رحيلكِ بهذا الشكل |