"منهي" - Traduction Arabe en Turc

• yarım kalan
• bitmemiş
• bitirilmemiş
• Seninle yarım

yarım kalan işlerim var ve senin bana bazı tavsiyelerde bulunacağını umuyordum.
حَسناً انا عندي بعض من العمل الغير منهي أتعرفين وانا كنت أتمنّى بأنّك لربّما أن تعطيني بعضاً من نصائحك

Seninle yarım kalan bir işimiz vardı.
كان لدينا عمل كثير غير منهي

bitmemiş bir işiniz var mı diye sormuşlardı.
حَسناً، سَألوا إذا كان هناك أيّ العمل الغير منهي.

Bir süre bu bitmemiş bulmacayı çözmek için kafa patlatmış.
هو لا بدَّ وأن كَانَ يَعْملُ على هذا اللغز الغير منهي لفترة.

Sen ve Kat beni seviyordunuz, benim de hayattayken sizi sevdiğim gibi... bu da benim hiç bitirilmemiş bir işimin kalmadığını gösteriyor.
أنت و"كات" أحبتوني كثيرا عندما كنت علي قيد الحياة... هذا بأنّني ليس لي عمل غير منهي.

Joseph bitirilmemiş bir işi için onu kullandı.
( كان عملاً غير منهي لسائقه ( جوزيف

yarım kalan bir işim vardı.
لأن عندي العمل الغير منهي.

Belki de bitmemiş küçük bir işim var.
لربما لدي القليل من العمل الغير منهي

bitmemiş olan bir işi bitirmemizde bize yardım ederek, ona onu sevdiğini göster.
أخبرْه تَحبُّه... بعرضه،مِنقِبل بمُسَاعَدَتنا نهايةِ عمله الغير منهي.

- Sakın, sakın. Babam bunun benim için bitmemiş bir iş olduğunu biliyordu.
أبي علم أنه عمل غير منهي بالنسبة لي