"من أصل" - Traduction Arabe en Turc

    • kökenli
        
    • 'te
        
    • asıllı
        
    • 'da
        
    • ikisini
        
    • kişiden
        
    • üzerinden
        
    • Afro-Amerikalı
        
    • 'dan
        
    • 'unda
        
    • kişilik
        
    Rus kökenli bir kadın olarak, neredeyse hayatı boyunca orada yaşamış olmasına rağmen, her zaman biraz yabancı hissetti. TED كانت دائمًا تشعر بأنها دخيلة على المجتمع، بالرغم من أنها قد عاشت هناك معظم حياتها، امرأة من أصل روسي.
    DNA profiline bakarsak; aradığımız kişi beyaz tenli, Kuzey Avrupa kökenli bir erkek. Open Subtitles يدلّ تحليل الحمض النوويّ أنّ مشتبهنا ذكر أبيض يتحدّر من أصل شمال أوروبيّ
    Oradakilerin 5'te 1'i sabah at sürecek kadar ayık olursa işte o zaman şaşarım! Open Subtitles وأذا واحد من أصل خمسه منهم يقظ بما يكفي ليقف في الصباح فضلاً عن ركوب حِصان، سأكون مُتفاجأه
    Pekala, Latin asıllı birini ameliyat ettiğiniz... ve aynı gece 20 yaş altı birinin öldüğü 6 tarih var. Open Subtitles حسناً، لدينا ستة تواريخ حيث أجريت جراحات على ذكور من أصل اسباني في نفس الليلة مريض تحت العشرين توفي
    Bu da şirketinizin sadece beş sene içinde ele geçirilme veya başarısız olma ihtimalinin üçte bir oranında olduğu anlamında. TED هذا احتمال واحد من أصل ثلاثة أن الشركة قد يتم الإستيلاء عليها أو قد تفشل في غضون خمس سنوات فقط.
    Bu şehrin belediye başkanı olman için üçünden ikisini ikna etmen gerek. Open Subtitles تحتاج إلى إثنين من أصل ثلاث ليتم إنتخابك عمدة فى هذه المدينة
    Amerika'da, hızla yaşlanan bir nüfusa sahip bu ülkede, uzmanların tahminleri 60 yaş üzeri her 10 kişiden birinin istismara uğradığı yönünde. TED في أمريكا، البلد التي يشيخ فيها الناس بسرعة، يُقدَر الخبراء أن كل فرد من أصل عشرة فوق 60 عامًا سوف يتعرض للانتهاكات.
    Kusura bakma, ama sende sadece 5 puansın. Benim listem 10 üzerinden. Open Subtitles معذرةً، ولكنكِ أحرزتِ بقائمتي خمسة نقاط فحسب من أصل عشرة
    ve Kuzey, Güney'deki Afrika kökenli Amerikalılar anlamına gelen, çoğu zor iş için bile para ödenmeyen, topraklardaki en ucuz iş gücünü bulmaya karar verdi. TED وعليه قرر الشمال البحث عن أرخص عمالة في البلد وهم الأمريكيون من أصل أفريقي المتواجدون في الجنوب، والكثير منهم لم يتقاضوا أجرًا مقابل عملهم الشاق.
    Ve yüzyıllar boyunca öykülerinin sistematik olarak saldırıya uğradığını gören Afrika kökenli insanlar için bu son derece önemlidir. TED والشعوب من أصل أفريقي الذين رأوا قصصهم تتعرض للاعتداء بشكل ممنهج على مدى قرون، فهو أمر بالغ الأهمية.
    Afrika ya da Asya kökenli Amerikalılarla, yerli kadınlarıyla, Kafkasyalı kadınlarla, Yahudi kadınlarla konuştum. TED تحدثت الى نساء امريكيات من اصل افريقي، من أصل أسيوي، نساء من أصل امريكي، النساء القوقازيات، نساء يهوديات
    Bunları görünce, Afrika kökenli olmakla gurur duyuyorum. Open Subtitles هذه الأشياء تجعلنى فخورة للغاية بكوني أمريكية من أصل أفريقى
    2014'te TAKIM BİR İSPANYOL MİRAS KURUMUNDAN WASHINGHTON'DAKİ KENNEDY CENTER'da ÖDÜL ALDI Open Subtitles فى 2014 ، تم تكريم الفريق بجائزة مؤسسة التراث من أصل أسبانى فى مركز كيندى بالعاصمة الأمريكية واشنطن
    Bu 4'te 2 boka batmadan sonra, yetişmem için en az iki deliğe ihtiyacım olacak. Open Subtitles بعد تسديدتين من أصل أربعة على الحفرة أنا بحاجة إلى تسديدتين إضافيتين للحاق بك
    İçlerinden Kreston Mackie. Afrika asıllı Amerikalı. Open Subtitles أحدهما كريستون ماكي أمريكي من أصل افريقي
    Evet, bir sinema salonunda. Rus asıllı bir Yahudi Fransız. Open Subtitles أجل ، في قاعة سينما الفرنسيون البنت اليهودية من أصل روسي
    Diyorum ki, her beş elin ikisini kazanıyorsun ve her seferinde de aynı eller. Open Subtitles أقول أنك تفوز بدورتي ورق من أصل خمسة و دائماً هي الدورتين ذاتها
    204 kişiden 20 kişi demek, Afrikalı liderlerin çoğunluğu... ...büyük bir çoğunluğu halkını yüzüstü bıraktı. TED 20 من أصل 204 يعني أن الغالبية، الغالبية العظمى من الزعماء الأفارقة ، وأفشلت شعوبها.
    Çok ilginç. Olası bir beş üzerinden üç veriyorum. Open Subtitles أمور مثيرة فعلاً لكِ 3 من أصل 5 درجات ممكنة
    Sadece 3'ü Afro-Amerikalı ya da siyah ve sadece biri Asyalı. TED ثلاثة فقط هم من أصل أفريقي أمريكي أو أسود، وامرأة واحدة فقط آسيوية.
    6'dan 5'ini bildim ve 6.'yı da bir sayı ile kaçırdım. Open Subtitles لقد أصبت خمس أرقام من أصل ستة وفاتني الرقم السادس فقط
    Evet, evet. Her 10 vakanin 9'unda bu isi kocalar yapiyor. Open Subtitles أجل، يكون الزوج هُو القاتل في تسعة مرّات من أصل عشرة.
    Meseleyi hemen anlayan çocuklardan her 30 kişilik sınıfta bir tane var. TED نحن لدينا على طفل واحد فقط في اي صف من أصل ٣٠ طفلاً والذي يمكنه الوصول إلى الفكرة المطلوبة مباشرة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus