Belirtiler bir tür saldırı ya da sabotaj olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | العلامات تشير إلى نوع من أنواع عمليات التهكير أو التخريب |
Pek çok tür onlara bağımlıdır. | TED | كثير من أنواع كثيرة من المخلوقات تعتمد عليها. |
Bu demek oluyor ki, yakın arkadaşlarınızın ve akrabalarınızın 5'te 2'sine bir çeşit kanser teşhisi konulacaktır ve onlardan birisi ölecektir. | TED | هذا يعني أن 2 من كل 5 أشخاص من أصدقائك المقربين وأقاربك سيتم تشخيصه بنوع من أنواع السرطان، وسيموت واحد منهم. |
Akbabalar en fazla soyu tehlike altındaki kuş türü. | TED | والنسور من أنواع الطيور المعرضة لخطر الانقراض. |
Dünya çapında yaşanan bir dönüşüm bu. Tüm yaşam maceralarında, her türden kariyer yolunda ve düşünebildiğinz tüm sanayiler için böyle. | TED | وهذا يحدث في كل أنحاء العالم ، في كل نوع من مجالات الحياة ، ولكل نوع من أنواع المهن والصناعة التي يمكنك أن تتخيلها. |
Çok çeşitli kurabiyeler üretiyoruz. İstediğiniz ne varsa. Fıstıklı var, çubuk kraker var. | Open Subtitles | ونصنع العديد من أنواع البسكويت، أيما تريد لدينا بسكويت بالفستق، والبسكويت المملح القاسي |
Chowpatty'deki dükkânlarda "Pani puri" hamur işi kaç paradır? | Open Subtitles | كم يبلغ سعر " البانيبورا " في محلات دهارشا في (جوباتي) ؟ " البانيبورا نوع من أنواع الحلوى الهندية " |
Siyah ayının kötü bir şöhreti vardır ama aslında en oyuncu ayı türüdür | Open Subtitles | الدبّ الأسود له سمعة مخيفة لكنّه الأكثر لعبا من أنواع الدبّ |
- Emin değilim. Güç dalgası gibi bir şey oldu. | Open Subtitles | ، نوع من أنواع الطاقة الزائدة أدت إلى تفجر الأنوار |
Bir topluluğun bir çeşit ortak aklı olarak düşünebilirsiniz, ama çok özel bir tür topluluk. | TED | يمكن أن تفكر فيها كنوع من أنواع حكمة الجماعة و لكن نوع خاص من الجماعات |
Saatin tik tak sesleri bile bir tür ritimdir. | TED | حتى دقات الساعة نفسها هي نوع من أنواع الإيقاع. |
Bugün bunu her tür iletişim biçimine uyguluyoruz. | TED | ونحنُ نطبقها اليوم على أي نوع من أنواع الاتصالات والتواصل. |
Tekli yollar yerine çoklu yollara izin veren bir sokak ağı ve tek bir çeşit yerine pek çok çeşit sokak sağlıyor. | TED | هي شبكة طرق والتي تتيح العديد من الطرق بدلاً من الطرف المفردة وتوفر العديد من أنواع الشوارع بدلا من نوع واحد فقط. |
Atolla'nın ürettiği bu ışıldak pervane, biyo-ışıldak hırsız alarmı olarak billinir ve bir çeşit savunma şeklidir. | TED | و مروحة الضوء هذه التي تنتجها الأتولا تعرف بجهاز إنذار ضد السرقة ضيائي بيلوجي وهو نوع من أنواع الدفاع. |
Harcamalarımızın %9'u, yanlış kullanım ya da herhangi bir çeşit kötüye kullanım sonucu zarara gidiyor. | TED | بنوع من أنواع سوء الاستخدام أو الاساءة المقصودة نتجادل كثيراً بأن الناس الذين يعيشون في المنزل |
Görünüşe göre, çok fazla yeni mağara balığı türü varmış. | TED | وتبين أن هناك الكثير من أنواع الأسماك الكهفية الحديثة. |
Söylemesi zor, büyünün birçok türü var. | Open Subtitles | من الصب قول هذا هناك الكثر من أنواع السحر |
Çok geçmeden de her türden ahlaksızlığın ilmini kaptı. | Open Subtitles | وكان تقدم بعيداً جداً في علم كل نوع من أنواع سوء التصرف |
Yani borsaya sokamayacağınız türden bir şirket yok öyle mi? | Open Subtitles | لذلك لا يوجد أي نوع من أنواع الشركات أنتم لن تقوموا بتعويم أصولها في السوق ؟ |
Her değişik yemek çeşidinin, çeşitli tiplerinin, özellikle faydalı olabileceklerini düşünüyoruz. | TED | و لكل نوع من أنواع الطعام نعتقد أن هناك فاعلية مختلفة و بين السلالات و الأصناف المختلفة. |
Çok çeşitli kadın tiplerini oynayabilirim. | Open Subtitles | يوجد هناك الكثير من أنواع النساء التى يمكننى القيام بها ، حين تعرفنى أكثر |
Chowpatty'deki dükkânlarda "Pani puri" hamur işi kaç paradır? | Open Subtitles | كم يبلغ سعر " البانيبورا " في محلات دهارشا في (جوباتي) ؟ " البانيبورا نوع من أنواع الحلوى الهندية " |
- Saplantının bir türüdür ve bunun gerçek olduğunu siz de biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنه نوع من أنواع التملك وأعتقد أنّك تعلم بأنه حقيقي |
Akçaağaç gibi bir şey mi? | Open Subtitles | مايبل أو شيء ما؟ مايبل: نوع من أنواع الشيره. |