O dönemde her ikimiz de fena halde hamileydik ve ne kadar korktuğunu düşünerek onun için yüreğim sızlamıştı. | TED | لقد كنا في ذلك الوقت في فترة حملنا وقد انقبض صدري من اجلها تصوروا مدى الخوف الذي اعتراها حينها |
Herkesi iple karşıya geçirdikten sonra, onun için geri geleceğim. | Open Subtitles | انْ عبرتُم الحبل جميعاً , سوف اعود . من اجلها |
Ve ayrıca ben diyorum ki onun için "taş, kağıt, makas" oynamalıyız. | Open Subtitles | ثاني شئ انا اتكلم بشأن لعب الحجرة ورقة مقص , من اجلها |
Onu sevdin ve onun Uğruna cinayet işledin, şimdi ise o yok, bütün o planlamalar, bütün o tatlı... ve elinde kalan bir şey yok. | Open Subtitles | لقد احببتها,وكنت تريدها,وكنت على استعداد لتقتل من اجلها والآن ,هى رحلت,وكل هذا التخطيط وكل هذا العرق وقد خرجت بلا شئ |
Yarım saati tam doldurduğuna dikkat et, bunun için ona para ödüyorsun. | Open Subtitles | لتتاكدى انه يعطيك النصف ساعه التى دفعت من اجلها |
Orada yaptığın onun için miydi benim için miydi, yoksa senin için miydi? | Open Subtitles | هناك ,اكان ذلك من اجلها ام من اجلى , ام من اجلك أنت؟ |
O bir afet. onun için annemi Araplara satardım. | Open Subtitles | انها جميلة انا على استعاد ان ابيع امى للعرب من اجلها |
onun için yapmamız gerekenlar var. | Open Subtitles | انصتوا الي الان سنحتاج ان نقوم ببعض الاشياء من اجلها |
Bunu onun için yapıyorum, zaten. Şimdi şu şeyi aç, Peder. | Open Subtitles | هذا من افعل هذا من اجلها الان افتح هذا الشيى.ابى |
onun için yapabileceğimiz birşey olmalı. | Open Subtitles | لابد ان هناك شيئا من الممكن ان نفعله من اجلها بحق السماء |
Sadece benim ya da çocuklarım için değil onun için yap! | Open Subtitles | ليس من اجلى او من اجل الرجال... .. بل من اجلها |
Eğer bunu benim için yapmıyorsan o zaman onun için yap. | Open Subtitles | اذا لم ترغب ان تفعل ذلك من اجلى فلتفعله من اجلها لا.. |
onun için bir şeyler yapmak istedim ama yapacağım bir şey yoktu. | Open Subtitles | اردت ان اقوم بشيء من اجلها , لكن لم يكن هناك من شيء يمكنني فعله لها |
Evet, onun için, ailesini Londra'da bırakıp gelmesini istedi. | Open Subtitles | نعم. أرادتْه أَنْ يَتْركَ زوجتَه وعائلتة في لندن من اجلها |
- esprilerine gülüyor, kahve getiriyor. - Belki onun için mutlu olmalısın. | Open Subtitles | ـ يضحكون لنكاتها يجلبون لها القهوة ـ ربما يجب ان تكون سعيد من اجلها |
onun için tılsımı bulamazsak sonsuza kadar uyuyacak! | Open Subtitles | سوف تنام الى الابد اذا لم نجد التعويذه من اجلها |
onun için sevinmelisin. İyi düzüldüğünü ummalısın. | Open Subtitles | لانك يجب ان تكون سعيدا من اجلها ويجب ان تتمنى انها تحصل على مضاجعة جيدة |
Kendinden ve ihtiyaçlarından onun için feda etmen onurlu bir davranış, fakat... kendininde var olduğunu unutmamalısın. | Open Subtitles | انظر , كما قال نوبل انها المحاولة للتضحية بنفسك وباحتياجاتك من اجلها يجب ان تكون حقيقيا مع نفسك لانك حقيقي ايضا |
Bu Uğruna öldürmeye değecek şeylerden biri. Ne dersin Sonny? | Open Subtitles | اعتقد بانها أحدى تلك أشياء التي تستحق القتل من اجلها اليس كذلك |
Uğruna kocanın canını riske attığı devletten para istemek utanç verici ama birlikten ayrılmak çözüm değil. | Open Subtitles | سامنثا على حق إنه من المحرج أن نضطر لطلب المساعده من الحكومه التي يخاطر زوجك بحياته من اجلها |
Bana öyle geliyor ki, gerçekten tek bunun için mücadele etmek değerli. | Open Subtitles | تبدو لي كانها اشياء تستحق الكفاح من اجلها |
Şu durumda para uğrunda ölünecek kadar değerli değildir, haksız mıyım? | Open Subtitles | النقود لا تساوي شيئاً بجعلنا نُقتل من اجلها الآن , اليس كذلك؟ |
Onu almaya gideceğim. Sen diğerlerini suya götür. | Open Subtitles | سأذهب من اجلها الاخري بالماء |
Shrek Fiona kendisi için herşeyi yapmaya hazır olduğunu biliyor. | Open Subtitles | شريك , فيونا تعرف انك ستفعل اى شئ من اجلها |