Ben zevk için fayans döşemiyordum böylece zeminler pürüzsüz oluyordu. | Open Subtitles | لم تكن وضع القبعة من اجل المتعة, لكن الكثير من الناس كانوا في القاع يوما. |
Neden ben seni sadece zevk için boğazlamadan önce acele edip gebermiyorsun? | Open Subtitles | Why don't you fuckin' hurry up and die قبل ان اقتلك من اجل المتعة فقط |
Evet. O zamanlar zevk için pişirirdim. | Open Subtitles | عودي من ثم سأطبخ من اجل المتعة. |
Biz bunu eğlence için yapmıyoruz, görevdeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نفعل هذا من اجل المتعة بل من اجل العمل |
eğlence için olabilir. Belki kurabiye için. | Open Subtitles | من اجل المتعة من أجل الكعك |
Sadece eğlenmek için ne yaptığını anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | مجرد محاولة لمعرفة ما تفعله من اجل المتعة. |
Marrascaud'nun sırf zevk için öldürdüğünü söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون ان مارسكود يقتل من اجل المتعة |
Sen zevk için yemek yapıyorsun. | Open Subtitles | انت تطبخ من اجل المتعة. |
Emekli Steve! zevk için öğretmenlik yapıyor. | Open Subtitles | (انه متقاعد يا (ستيف ان يدرس من اجل المتعة |
- Birbirlerine zevk için vuruyorlar. | Open Subtitles | - انهم يضربون بعضهم من اجل المتعة. |
zevk için. | Open Subtitles | من اجل المتعة |
...sırf zevk için. | Open Subtitles | من اجل المتعة |
Ben de bunları eğlence için yaptım zaten. | Open Subtitles | افعل هذا من اجل المتعة. |
Bu eğlence için. | Open Subtitles | هذه من اجل المتعة. |
Oh, unuttum sen kızlarla sadece eğlenmek için ilgilenmiyordun. | Open Subtitles | اوه , لقد نسيت انك لا ترغب بالفتيات من اجل المتعة |
Peter, eğlenmek için içmiyorum. | Open Subtitles | بيتر) انا لا اثمل من اجل المتعة) |