İnsanlar ağaçlarını budatıp odun yapmak isteseler bile, bu böyle. | Open Subtitles | حتى أنهم يريدون أشجار مشذبة على الأرض مصنوعة من الخشب |
Bu yüzden gemi deposunda kulübe yapacak kadar çok odun var. | Open Subtitles | لذا، في مخزن السفينة، هناك ما يكفي من الخشب لبناء كوخ. |
Burada her şey ahşaptan yapılmış ama ben halı seviyorum. | Open Subtitles | كل شيء هنا مصنوع من الخشب وانا ارغب فى البساط, |
tahtadan yapılmıştı ve yağmur altında kaldığında kabarmıştı sonra da dağılmıştı. | Open Subtitles | كان مصنوعاً من الخشب وكان تحت المطر ينتفخ ثم ينشطر. |
tahta, birkaç kat boya, silgi ve bir uçtan oluşuyor, bu uç da grafit, kil ve sudan yapılıyor. | TED | فهو مصنوع من الخشب المغطّى ببضع طبقات من الدهان، مع ممحاة ولُبّ، وهذا اللب مصنوع من الجرافيت، والطين، والماء. |
Hayır, herkes altından yapıldığını sanıyor ama sadece eski bir ağaç parçası. | Open Subtitles | لا، أعني، كل شخص يعتقد بأنه ذهب لكنه فقط كتلة قديمة من الخشب |
Bu kadar büyük bir ağaçtan çok fazla kereste çıkıyor olmalı. | Open Subtitles | أنتم يجب أن تحصلوا على الكثير من الخشب من الأشجار الكبيرة |
ahşap döşeme, epeyce aydınlatma iki yatak odası, iki banyo. | Open Subtitles | ..طوابق من الخشب الصلب إضاءة كاملة غرفتا نوم، دورتا مياه |
Çok güzel. Yüksek tavanlar, parke döşeme, büyük bir banyo. | Open Subtitles | إنّها جميلة للغاية، فسقفها عالٍ وأرضيتها من الخشب المزخرف، والحمام واسع |
Colbert'ın kafasında odun kıymığı bulmuştum. Laboratuvar, çam olduğunu bildirdi. | Open Subtitles | لقد وجدت قطعة من الخشب عالقة في الضحية وقد عرفها المعمل بأنها من خشب الصنوبر |
Ne diyeceğim, çocukluğumda şömine süsü verilmiş, odun ocakları vardı. | Open Subtitles | عندما كنت طفلا , كان لدينا هذا النوع من الخشب الزائف |
Bir odun kadar değerim kalmamıştı... Rezil biriydim. | Open Subtitles | لم أكن أستحق عصا من الخشب لقد كنت بخيلاً |
Masif ahşaptan. Evdeydi ama artık onu tutamayacağız. Biz de Orsoline manastırına getirdik. | Open Subtitles | ملاك من الخشب الصلب كان في منزلنا ، لكن أُجبرنا على بيعه |
ahşaptan yapılmış Lego seti gibi. | Open Subtitles | شيئ أشبه بـالألعاب البلاستيكية لكن مصنوعة من الخشب. |
Fakat piyano da tahtadan yapılmıştı, onlar da elkoydular. | Open Subtitles | ولكن البيانو مصنوع من الخشب. لذلك حجزوه. |
Bulunan cesetler bir kısmının... tahtadan yapılmış takma dişleri vardı. | Open Subtitles | بعض الجثث وجدت لديها اسنان صناعية مصنوعة من الخشب. |
Bu bir bot izi bu da bir tahta ayak. | Open Subtitles | هذه علامه حذاء ثقيل و هذه علامه قدم من الخشب |
Kirli zemini, çamurlu duvarları ve sıra yerine tahta banklar vardı. | Open Subtitles | الأرض تراب والجدران من الطين ومقاعد صغيرة من الخشب بلا طاولات |
Yaptığımız şey eski bir ağaç parçası almak... ve tüm dünyanın görmesi için onu olağanüstü bir altına dönüştürmek. | Open Subtitles | ما فعلناه هو أن أخذنا كتلة قديمة من الخشب وحولناه حتى يراه العالم أجمل وأروع ذهب |
İhtiyacın olan alet edevatı, bir ağaç kütüğü ve yanı başında çalışacak konuşan bir kuzgun alıyorsun. | Open Subtitles | لديكِ الأدوات الأساسية و لوح من الخشب و قندس يتكلّم ليعمل إلى جانبك. |
Aslında ağaçtan oyulmaları gerekiyor ama bıçak almama izin vermiyorlar. | Open Subtitles | هم حقاً يجب أن يكونوا منحوتين من الخشب لكنهم لم يتركوني أمتلك سكين |
İki farklı ağaçtan iki farklı tahta kullandım. | Open Subtitles | ومن نوعين مختلفين من الخشب من اثنين من الأشجار المختلفة. |
Hiç bu kadar çok ahşap işlemeyi bir arada görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرَ أبدًا هذا الكَم من الخشب الجيّد بمكانٍ واحد |
parke zemin, geri dönüşümlü camlar yüksek çözünürlüklü televizyon çatıda güneş panelleri. | Open Subtitles | الطوابق من الخشب الصلب ونوافذ من زجاج معاد تدويره التلفزيون عالي الوضوح، الألواح الشمسية على السطح. |