"من العيش" - Traduction Arabe en Turc

    • yaşamaktansa
        
    • yaşamak
        
    • hayatta
        
    • yaşamayı
        
    • yaşamaktan
        
    • yaşamanın ne anlamı
        
    • yaşayalım
        
    Belki böylesi daha iyidir, bir bitki olarak yaşamaktansa. Open Subtitles ربما هذه طريقة أفضل من العيش كـ شخص بليد
    Dışarıda onsuz yaşamaktansa, içeride Nick'le yaşamayı tercih ederim. Open Subtitles افضل العيش هناك مع نيك بدلا من العيش فى الخارج بدونه
    Mümkün olan iskelete bakarız bu birleşmiş dünyada yaşamak için. TED نهتم للهيكل الذي يمكننا من العيش في هذا العالم المترابط.
    Bu demek oluyor ki bu hayvanların hayatta kalması için yeterli oksijen yok. TED تعني العبارة عدم وجود ما يكفي من الأوكسجين حتى تتمكن تلك الكائنات من العيش.
    Geçmişte yaşamayı bıraktım artık, gelip kendin görebilirsin. Open Subtitles انتهيت من العيش في الماضي ويمكنك التحقق من ذلك بنفسك
    Çünkü burası insanların yaşamaktan gerçekten sıkıldıklarında geldikleri tür bir yer. Open Subtitles لأن هذا المكان يرتاده فقط الأشخاص الذين يسئمون من العيش بالواقع.
    Eğer bu kadar soğuk olacaksa Güney Californiya'da yaşamanın ne anlamı var? Open Subtitles ما هي الغاية من العيش في جنوب كاليفورنيا اذا كانت ستصبح بهذه البروده؟
    Bugün bu değişikliği yapalım ki yarın daha iyi yaşayalım. TED إننا بحاجة إلى تحويل اليوم حتى نتمكن من العيش غدا.
    Bu lanet delikte bir gün dışarıda ne olduğunu öğrenmek için yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim. Open Subtitles افضل الموت وأنا أعلم ماذا يوجد بالخارج من العيش يوماً آخر بهذا المكان القذر
    Sonra da onunla birkaç gün yaşamaktansa onu çıkarıp attın. Open Subtitles وعندها انتزعتها بدلاً من العيش بها ولو لأيام
    Gerçi bu şekilde yaşamaktansa cehenneme dönmek daha iyi olabilir. Open Subtitles على الرغم من أن العودة للجحيم سيكون افضل من العيش محبوساً في هذا المكان الصغير
    Geçmişte yaşamaktansa bu kasaba yeni gelir kaynaklarına doğru ilerlemelidir. Open Subtitles و بدلاً من العيش في الماضي هذه البلده يجب أن تبحث عن مصادر دخل اُخرى
    Hayır, ama ağladığını ve böyle bir hayat yaşamaktansa ölmeyi tercih edeceğini söylediğini duymuştum. Open Subtitles كلاّ، سمعتكِ تبكين و تقولين الموت أفضل من العيش هنا
    Eğer Hintli ya da Çinli olmayı seçme şansınız olsa, 10 yıl daha fazla yaşamak için Çinli olmak isterdiniz. TED وعليه فإذا خُيرت أي الفريقين تفضل أن تنتمي إليه, لأخترت أن تكون صينياً لتتمكن من العيش لعشرة سنوات أخريات.
    Size dürüst olmak zorundayım, onunla sadece bir kaç ay kaldık, çünkü daha sonra, diğer öğrenciler yerine bir danışmanla yaşamak için gönderilmişti. TED ولأكون صريحة معكم عشنا سوياً لشهرين فقط لأنها انتقلت فيما بعد للعيش مع مستشارة بدلاً من العيش مع طلبة آخرين
    Ne kadar uzun hayatta kalabileceğin hakkında. Open Subtitles حيال كيف تتمكن من العيش طويلاً انك لم تقد هذه السيارة
    Eğer ona bir şey olursa, hayatta kalabileceğimizden emin olmak istiyordu. Open Subtitles لقد اراد أن يتأكد أنه لو حدث شىء له سوف نتمكن من العيش
    Sahte tanrılara hizmet eden sen, kendi insanları arasında yaşamak yerine burada yaşamayı seçen sen? Open Subtitles أنت الذي خدمت آلهة زائفة.. واختار أن يعيش في هذا المكان القذر بدلاً من العيش مع شعبه؟
    Seni sevmeyen biriyle yaşamaktan daha kötü bir şey varsa... Open Subtitles اتعلمين ماهو الشيء الوحيد الاسوء من العيش مع احد لايحبك
    Ve bu şekilde yaşamaktan bıktım, bir kasabadan diğer kasabaya, gözlerinin olması gereken yerde delikler olan, ruhları yaralanmış köşelerde dikilen insanlar. TED وقد سئمت من العيش هكذا اتنقل من بلدة الى بلدة و اناس يقفون حول الاركان يحملون ثقوبا مكان اعينهم، ارواحهم معطوبة.
    Demek istediğim, yani eğer onları ödemediğin yardımlar için kullanamayacaksan ailenle yaşamanın ne anlamı var? Open Subtitles من العيش مع والديك إذا لم تجعليهم يساعدوك بدون مقابل ؟
    Meslektaşlarımdan, hastalarımdan, devletimden, tüm insanlardan isteğim şu: Alabileceğimiz en iyi bakımı talep edelim ki böylece bugün daha iyi yaşayalım, daha iyi bir geleceği garanti altına alalım. TED إلى زملائي، إلى مرضاي، إلى حكومتي، إلى جميع البشر، أطلب منكم أن نقف ونصرخ ونطالب بأفضل رعاية ممكنة، حتى نتمكن من العيش بشكل أفضل اليوم ونضمن حياة أفضل غدا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus