"من المريح" - Traduction Arabe en Turc

    • rahatlatıcı
        
    • rahatlattı
        
    İyi bir tarafının olduğunu bilmek çok rahatlatıcı. Open Subtitles من المريح أن نعلم أن هناك خيطاً من الأمل
    Günün sonunda işten eve gelince sizi tanıdık bir yüzün bekliyor olmasında çok rahatlatıcı bir şeyler var biliyor musunuz? Open Subtitles من المريح أن تعود من العمل لتجد وجها مريحا فى إنتظارك
    Ama yangın ya da sel gibi felaket durumları için o kapının açık olduğunu bilmek rahatlatıcı bir şey. Open Subtitles لكن في حال الحريق أو الفيضان من المريح أن تعرفين بأن الباب مفتوح
    Partimize katılıyor olmanız ne kadar rahatlatıcı. Open Subtitles إنه من المريح معرفة أنك ستنضم لحفلتنا اليوم
    Zeminde tekrar yüzeye çıkmak oldukça rahatlattı. Open Subtitles كان من المريح العودة إلى السطح مجدداً فوق الأرض
    Korkmadığınızı bilmek çok rahatlatıcı. Open Subtitles حسناً , من المريح للغاية معرفة أنك لست خائفاً
    Atlantis'in yetenekli ellerde olduğunu bilmek rahatlatıcı. Open Subtitles من المريح معرفة أن أتلانتيس في أيدي كفؤة
    Ama istediğim zaman bunları yapabilecek olmam rahatlatıcı. Open Subtitles لكنه كان من المريح معرفة أن بإمكاني فعله هذا في أي وقت أرغب فيه
    Connor. İkinizi görmenin ne kadar rahatlatıcı olduğunu ifade bile edemem. Open Subtitles لا يسعني أن أخبركما كم من المريح رؤيتكما..
    Bir canavarın parçalanmış, şişmiş cesedini görmek ve geri dönmeyeceğini bilmek rahatlatıcı olabilir. Open Subtitles قد يكون من المريح للنفس رؤية الجثة المكسورة المنتفخة لوحش ومعرفة أنها لن تعود للحياة قط
    Aklıma gelmişken terapide düşüncelerini paylaşırken bir hayvana dokunmak rahatlatıcı gelebilir. Open Subtitles بالمناسبة، قد يكون من المريح جدًا أن تلمس حيوانًا بينما تشارك أفكارك أثناء العلاج.
    Oğlunu tekrar görmek içini çok rahatlatıcı olmuştur. Open Subtitles لابد و أنه من المريح لك رؤية ابنك مجدداً
    Fakat kişi bu dünyanın gerçekliğinden rahatsızsa diğer olasılıkları düşünmek rahatlatıcı olabilir o olasılıklar bizi rahatsız etse bile. Open Subtitles لكن حين ينزعج الشخص من واقع هذا العالم، قد يكون من المريح التفكير في احتمالات أخرى،
    Hiçbir şeyin değişmediğini görmek, rahatlatıcı bir duygu. Open Subtitles من المريح رؤية الحياة لا تتغير
    Maris'in doktoru, ev ortamının benzerini yaratmanın hasta için daha rahatlatıcı olduğunu düşünüyor. Open Subtitles طبيب "ماريس" يشعر أنه من المريح للمريض أن ننسخ له بيئته المنزلية
    Bazen insanların başına bu tür bir şeyin gelmesinin bir sebebi olması rahatlatıcı. Open Subtitles حسنا ً، أحيانا ً يكون من المريح اعتقاد الناس بوجود سبب يعقل -لحدوث شيء كهذا
    Bu sözler ne kadar rahatlatıcı, Bay Tetherow! Open Subtitles من المريح أن نعرف هذا يا سيد تيثرو
    Tüm yazıtları kalbimle bilmeme rağmen, onları elimde tutmayı... garip şekilde rahatlatıcı buluyorum. Open Subtitles وعلى الرغم من أنني أعرف الكتب كلها عن ظهر قلب، أجد أنه من المريح الغريب ... عقد لهم في الواقع في يدي.
    Kabul etmeliyim ki bu işi halletmek beni rahatlattı. Open Subtitles يجب أن أعترف من المريح انتهاءنا من ذلك الأمر
    Yalnız olmadığını bilmek içimi rahatlattı, Bay Gow. Open Subtitles من المريح أن تعرف أنها ليست وحيدة يا سيد " جو"
    Resmi olarak duymak içimi rahatlattı. Open Subtitles من المريح أن أسمعه رسمياً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus