"من المكان" - Traduction Arabe en Turc

    • yerden
        
    • oradan
        
    • bir yere
        
    • yerin
        
    • bir yer
        
    • geldiğim yerde
        
    Muhtemelen haksız sebeple orada olmayı kesinlikle hak ettiğini düşündüğü yerden kovuluyor. Open Subtitles لسبب غير معروف تم طرده من المكان الذي اعتبره له بالحق المكتسب
    Benim asıl açıklayamadığım kısım, nasıl olur da adamın eli adamın gömülmesi gereken yerden sekiz kilometre ötede bulundu ki? Open Subtitles ما لايمكنني شرحه ، هو كيفَ إنتهى الأمر بيده على بعد خمسة اميال من المكان الذي يفترضُ ان يدفنَ فيهِ
    Bence burası berbat, en son bulunduğumuz yerden daha da kötü. Open Subtitles أعتقد أن هذا المكان أسوء من المكان السابق الذي كنا فيه
    Silahın nereye saklandıysa, oradan yükselip, bize kendini göstereceği bir büyüsü olduğunu söyledi. Open Subtitles و هي تقول بأنها تمتلك تعويذة ستجعل السلاح يخرج من المكان المخبأ به
    Bu kadar aceleyle nereye gidiyorsan oradan arayıp sorabilirsin. Open Subtitles يمكنك الاتصال بها من المكان الذي تتعجل الذهاب إليه.
    Herşey çok farklı şimdi. Çekip gittiğin bir yere pat diye geri dönemezsin. Open Subtitles لا يمكنكِ البدأ من المكان الذي انتهيتِ عنده
    Minibüsü, seni bıraktıkları yerin 3 km. ötesinde bir otoparkta bulduk. Open Subtitles وجدنا سيارة الفان موقوفة حوالي ميلين من المكان الذي كنت فيه
    Burası senin gibiler için uygun bir yer olmalı. Open Subtitles ينبغي أن يكون هذا النوع الصحيح من المكان لرجل قوي مثلك ..
    Benim geldiğim yerde düğün günün hakkında yalan söylemenin tek bir nedeni vardır. Open Subtitles من المكان الذي جئت منه هناك سبب وحيد لكذب الناس حول تاريخ زواجهم
    Her yer kan içindeydi.. "Aman Tanrım, çıkarın beni bu lanet yerden" modundaydım. Open Subtitles الدم ينفجر في كل مكان وكنت أقول يا إلهي أخرجني من المكان اللعين
    Artık evimiz değil ama önceden olduğumuz yerden daha iyidir. Open Subtitles لم يعد بيتا، لكنّه أفضل من المكان الذي كنّا فيه.
    Evet. O zaman durduğunuz yerden 3,5 km uzakta olduğunu da biliyorsunuz. Open Subtitles ثم كنت أعلم أنه هو 2.2 ميل من المكان الذي تقف فيه.
    İstasyondan baktığım manzara bana şunu gösterdi ki hepimiz aynı yerden geliyoruz. TED وأيضاً المنظر من المحطة أراني أننا جميعاً من المكان نفسه.
    Durduğum yerden, güneşin her yere parladığını görüyorum. Open Subtitles من المكان الذي اقف به ارى الشمس تشرق على كل المكان.
    Ve kendimi hiç ait hissetmediğim bir yerden kurtardı. Open Subtitles وانتشلنى من المكان الذى لم أشعر بالإنتماء إليه.
    Onu hemen oradan çıkardım. Sadece onun iyiliği için değil. Hepimizin iyiliği için. Open Subtitles قمت باخراجه من المكان بسرعه من اجل سلامتنا و ليس من اجل سلامته هو
    Onu hemen oradan çıkardım. Kendi iyiliği için değil, bizim iyiliğimiz için. Open Subtitles قمت باخراجه من المكان بسرعه من اجل سلامتنا و ليس من اجل سلامته هو
    Ürün, çoktan toplanmış olur. Onlar nereden alıyorsa ben de oradan almak kaynağına inmek istiyorum. Open Subtitles ستكون بالفعل قد تم تقليل جودتها، أريد إحضارها من المكان الذي يحضرونها منه
    Ben virüsü alıp oradan çıkana kadar kimse bir yere kımıldamıyor. Open Subtitles لن يتحرك أحد حتى أخرج من المكان بالفيروس
    Burası kapatmamız gereken bir yere benziyor. Open Subtitles عادة ما يكون ذلك هو نوع من المكان الذي يتم إغلاقه.
    Olaylı salıverilmemden 4 gün önce, tutulduğum yerin yakınında dört rehinenin başı kesilmiş. TED قبل أربعة ايام من إطلاق سراحي، تم قطع رؤوس أربعة من الرهائن على بعد أميال قليلة من المكان الذي احتجزت فيه.
    Yani Essex'e doğru mu gidiyor, nasıl bir yer olabilir? Open Subtitles هل يتوجّه إلى إسيكس؟ أيّ نوع من المكان يكون؟
    Benim geldiğim yerde biri sizden özür dilerse en azından görmezden gelmezsiniz! Open Subtitles من المكان اللذي اتيت منه حينما يحاول شخص تعويظك على الأقل تخبره

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus