Çünkü Türkiye'den bir ürün alırsanız veya başka bir yerden, etiketi Türkçe değil, öyle ise bu yerel bir ürün değil. | TED | لأنه إذا وصلكم أي إنتاج من تركيا أو غيرها ليس مكتوبًا عليه باللغة التركية فإنه ليس إنتاجًا محليًّا. |
Bir kaçakçıyı Türkiye'den Yunan Adaları'na getirmenin maliyeti yaklaşık 1000 eurodur. | TED | حوالي ألف 1000 يورو هي التكلفة لتهريب لاجيء من تركيا إلى الجزر اليونانية. |
Türkiye'den çıkmanın en emin yolu bu. | Open Subtitles | هذه هى افضل وسيلة متاحة لأخراجك من تركيا |
Başkan Kennedy Amerikan füzelerini Türkiye'den çıkartmaya hazırlandı. | Open Subtitles | الرئيس كينيدي كان مستعدًا لسحب الصورايخ الأمريكية من تركيا |
Duyduğumuza göre Türkiye'den gelen yumurtalar da sağlıklıymış. | Open Subtitles | سمعنا أن البيض الذى سيأتى من تركيا سليم بصورة ممتازة |
Türkiye'den bir halı satıcısının oğlunu veya Londralı bir köşe yazarını damat olarak düşünüyorduk ama bunu beklemiyorduk. | Open Subtitles | أبن بائع سجاد من تركيا أو من مكان ما مع الصحف السيئة في لندن كصهر هو مجرى الأحداث |
Şimdi de Türkiye'den bizim füzeleri çekmemizi talep ediyor. | Open Subtitles | والآن هذا معلن على الملأ مقابل مطالبتنا بسحب صواريخنا من تركيا |
Yazarlar, farklı kişilikleri olan yaratıcı bireyler olarak görülmekten ziyade kendi kültürlerinin temsilciler olarak algılanıyorlar. Çin'den bir kaç tane, Türkiye'den bir kaç tane, Nijerya'dan birkaç tane... | TED | فَالَكُتَّاب لا يُنظر لهم كمبدعين متفردين, إنما كممثلين لحضاراتهم الخاصة. بضعة مؤلفين من الصين, القليل من تركيا, القليل من نيجيريا. |
Khrushchev'in düşüncesine göre; füzelerin Türkiye'den çekilmesi konusu her iki taraf arasındaki genel anlaşmaya bağlanabilirse Sovyetler açısından iyi gözükecekti. | Open Subtitles | ...أعتقد خروشوف أنه إذا أمكن إدراج سحب الصواريخ الأمريكية من تركيا ،في اتفاق عام فيما بين الجانبين |
Hayır, aslında Türkiye'den geliyorum. | Open Subtitles | لا.. في الحقيقة أنا راجعة إلى المنزل... من تركيا |
Türkiye'den geri döneceğinin hiçbir garantisi yoktu. | Open Subtitles | ولكن ليس هناك أي ضمان لعودتك من تركيا. |
Bu yüklü parayı daha da tatlı bir işe karı altına çevirecek olan bir işe yatırıyorlar Türkiye'den tonlarca baz morfin getiriyorlar. | Open Subtitles | ثم يقومون بإعادة إستثمار هذه الأموال بأعمال مثيرة، يقومون بتحويل الهيروين إلى مبالغ طائلة إنهم يحصلون على مواد الهيروين من تركيا |
- Birden kaybolurdu, sonra Türkiye'den Uganda'dan ya da rasgele bir yerden kart atardı. | Open Subtitles | - كانت تختفي - ثم نتلقى بطاقة بريدية من تركيا أو أوغندا أو أي بطاقة بريد عشوائية |
Türkiye'den geçtiğimiz hafta içinde gelen Tüm ithalatların listesini alalım. | Open Subtitles | التي جائت من تركيا في الأسبوع الماضي |
Ölü adamı tanımlayabildin mi? Türkiye'den yabancı uyruklu biri, Ghovat'ın ortağı olarak biliniyor. | Open Subtitles | مواطن أجنبي من تركيا (الشريك المعروف لـ (جوفات |
Türkiye'den getiriyorlar. | Open Subtitles | لقد اجلبوها من تركيا |
Türkiye'den buraya kaçak şekilde bir şey getirmiş, | Open Subtitles | لقد هرب شيئاً من تركيا |
Türkiye'den ithal havlular | Open Subtitles | "مناشف مستوردة من "تركيا |
Türkiye'den geldim. | Open Subtitles | أنا من "تركيا"، سيدي؟ |
Federaller, Türkiye'den eroin kaçırmak için paravan bir şirket olduğunu düşünüyormuş. | Open Subtitles | ...يعتقد الفيدراليون أنه كان (واجهة لتهريب الهيرويين من (تركيا |