Bu kapı 55 yıldır o odadan çıkmamış olan bir kadının yüzüne açıldığında, çılgın bir kadın görmediniz. | TED | وعندما تم فتح هذا الباب في وجه إمرأة لم تخرج من تلك الغرفة منذ 55 سنة فإنك لم تشاهد إمرأة مجنونة |
Yüzündeki ifadeyi gördüm o odadan çıktığın anda. | Open Subtitles | لقد رأيت النظرة المرتسمة على وجهك لحظة خروجك من تلك الغرفة. |
Ziyafete gittiğimizde, o odadan çıkmanın başka bir yolu yok. | Open Subtitles | بمجرد أن نجلس في الوليمة، لن يكون هناك طريقة للخروج من تلك الغرفة. |
Hayır, Krakozhia'dan korkmuyorum, bu odadan biraz korkuyorum. | Open Subtitles | لا، أنا لست خائف من قراقوزيا أنا خائف قليلآ من تلك الغرفة |
Hayır, Krakozhia'dan korkmuyorum, bu odadan biraz korkuyorum. | Open Subtitles | لا، أنا لست خائف من قراقوزيا أنا خائف قليلآ من تلك الغرفة |
o odadan canlı çıkabileceğini düşünmesini istedim... | Open Subtitles | أردت منه أن يظن أن لديه فرصة بأن يخرج من تلك الغرفة على قيد الحياة |
Şahsi fikrime göre yarın sabah o odadan bizim davamıza inanarak çıkmazsa personeli onun izinden gidilecek biri olduğuna ikna edemeyiz. | Open Subtitles | نعم، حسنا، في رأيي إذا لم يخرج من تلك الغرفة ملتزم بقضيتنا قبل شروق الشمس غدا |
Bak, o odadan çıkmamı istedin şimdi buradayım ama beni burada da istemiyorsun. | Open Subtitles | انظر، لقد أردت مني الخروج من تلك الغرفة والآن بما أنني هنا لا تريد وجودي |
Bunu üzerimde bulurlarsa, o odadan canlı şekilde çıkamam. | Open Subtitles | إن وجدوا هذا الزر علي فلن أخرج حياً من تلك الغرفة |
En kısa sürede o odadan çıkmak isteyecek... - ...ki bu da onu diskalifiye ettirecek. | Open Subtitles | سوف يضطرّ للخروج من تلك الغرفة في أسرع وقتٍ مُمكن، حيث سيعمل ذلك على إستبعاده. |
Bu gece o odadan kaçıp giderken pek de sever gibi durmuyordun. | Open Subtitles | "لاتبدين انكِ في حب تماماً عندما خرجتِ من تلك الغرفة الليله". |
o odadan gelen seslere inanamamıştım. | Open Subtitles | لم أصدق الأصوات الصادرة من تلك الغرفة |
Hissettirmeli ...çünkü eğer o odadan gelen çığlıklar bir şeyi ifade ediyorsa... | Open Subtitles | حسناً, يجدر به لأنه إذا كانت صرخات اتية من تلك الغرفة ...فذلك يدل |
Hepimiz o odadan kaçmak istedik. | Open Subtitles | جميعنا أردنا الخروج من تلك الغرفة. |
Sen de o odadan çıkabileceğime inan. | Open Subtitles | أؤمن أنه يمكنني الخروج من تلك الغرفة. |
o odadan zar zor kaçtım sadece kafam ile! | Open Subtitles | بالكاد نجوت من تلك الغرفة برأسي فقط |
Peki, şimdi gidip bir şeyler içelim, çünkü senin bu odadan çıkmaya ihtiyacın var. | Open Subtitles | حسناً ، علينا الأن أنّ نذهب ونحصل على شراب لأنه عليك أنّ تخرجين من تلك الغرفة |
bu odadan çıktıktan sonra sokakta vurulabilirim. | Open Subtitles | يُمكنني الخروج من تلك الغرفة ويتم قتلي برصاصة في الشارع |
Çünkü asla bu odadan çıkmayacaksın. | Open Subtitles | لإنكِ لن تخرجين من تلك الغرفة أبداً |
Millet, Minidanger'den gelen son ping bu odadan atılmış. | Open Subtitles | يا رفاق، آخر تعقب لموقع (مينيدينجر) قد جاء من تلك الغرفة. |