"من شيءٍ" - Traduction Arabe en Turc

• şey var
• bir şeyin
• bir şey yok
• hiçbir şey o kadar

Ceplerinizde fazla bir şey yok. Aşağıda cep tarafında bir şey var mı?
لا تحوي جيبوك الكثير. هل من شيءٍ في هذا الجيب؟

Bizimle paylaşmak istediğin bir şey var mı Doktor?
هل من شيءٍ تريد إشراكنا فيه يا حضرة الطبيب؟

- Evde değil. Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
إنّها ليست بالبيت، هل من شيءٍ بوسعي مساعدتكما به؟

Çoğu insan küçüklüklerinin üstesinden gelmek ve daha büyük bir şeyin parçası olmak istiyor.
فأغلب الناس يتوق إلى التغلب على الأنانية ليكون جزءأً من شيءٍ أضخم.

- Bizim işimizde hiçbir şey o kadar basit değildir.
ليس من شيءٍ في عملنا بسيط

Eee, Mason benimle dalga mı geçiyormuş yoksa orada gerçekten bir şey var mı?
ماذا يجري يا صاح، هل من شيءٍ بالداخلِ؟

İstediğin başka bir şey var mı?
هل من شيءٍ آخر يُمكنني احضاره لك؟

Bu arada bana söylemediğin başka bir şey var mı?
وهل من شيءٍ آخر لم تُخبريني إياه؟

Kayıp bir şey var mı?
هل من شيءٍ مفقود؟

Bilmem gereken başka bir şey var mı?
هل من شيءٍ آخر عليّ معرفته؟

- Başka istediğiniz bir şey var mı?
هل من شيءٍ آخر أحضرهُ لك؟

Hiç görmediğin bir şeyin, hiç görmediğin başka bir şeyden biraz daha az mavi olduğunu mu söylüyorsun sen bana?
ما تود قوله هو أن شيئاً ما لم تره من قبل هو أقل زُرقةً من شيءٍ آخر لم تره هو أيضاً

bir şeyin parçası olmak istiyorum, önemli bir şeyin.
أُريدُ أن أكونَ جُزءً من شيءٍ ما، شيءٍ مُهِم

Ancak şu anda baktığımız, çok çok daha büyük bir şeyin küçücük bir parçası.
لكن ما ننظر إليه هو فقط جزءاً ضئيلاً من شيءٍ أكبر بكثير.

Tamam, millet. Gösteri sona erdi. Görülecek bir şey yok, millet.
أيها الجميع، إنتهى العرض، ما من شيءٍ لتشاهدونه

İnanın bana, kurbağa ağızlı kaplumbağa diye bir şey yok.
صدّقوني، ما من شيءٍ يدعى سلحفاة فم الضفدع

Hayır, büyük bir şey yok. Henüz yok.
كلاّ،ما من شيءٍ جللٍ، ليس شيئاً من هذا القبيل بعد.

- Bizim işimizde hiçbir şey o kadar basit değildir.
ليس من شيءٍ في عملنا بسيط.