Beslenecek bir boğaz olduğumu, ama annemden daha iyi olduğumu söylerdi. | Open Subtitles | كانت تقول أني كنت فمّ للتغذية ولكن كنت ألطف من والدتي |
Dallar, yapraklar ve annemden aldığım battaniyelerle inşa ediyordum. | TED | كانت مصنوعة من الأغصان والأوراق وبطانيات أخذتها من والدتي. |
Teşekkürler. Sanırım bana annemden geçmiş, kendisi evin içinde emekleyerek dolaşırdı. | TED | أعتقد أني ورثتها من والدتي التي كانت تزحف في المنزل على أطرافها الأربعة |
Babam, halının sizde kalmasına izin verdiğini söyledi, ama o benim rahmetli anneme bir hediyem olduğu için, size verme hakkına sahip değil. | Open Subtitles | أبي أخبرني بأنـّه رضي أن تأخذ السجّادة ولكن بما أنـّها هديـّة من والدتي المرحومة إنـّها ليست له لكي يهبها |
Babam halının sizde kalmasına izin verdiğini söyledi ama o benim rahmetli anneme bir hediyem olduğu için, size verme hakkına sahip değil. | Open Subtitles | أبي أخبرني بأنـّه رضي أن تأخذ السجّادة ولكن بما أنـّها هديـّة من والدتي المرحومة إنـّها ليست له لكي يهبها الآن، وجهك |
annemle ilgili hatırladığım tek şey, bana kitap verdiği an. | Open Subtitles | الذكرى الوحيدة من والدتي كانت في كتابٍ قد أعطتني إياه |
Ben annemden aldığım ilhama dönüş yaparım. | TED | بالنسبة لي، يعود ذلك إلى إلهام التي تلقيتها من والدتي. |
Fakat telefonu açtığımda annemden hiç beklemediğim bir tonla karşılaştım. | TED | ولكن عندما أجبت على الهاتف، سمعت نبرة لا تشبه أي شيء قد سمعته من والدتي من قبل. |
O ekstra yolu alabilmek için birşeye ihtiyacım vardı. Ve onu dört yaşındayken annemden öğrendiğim metaforda buldum. | TED | احتجت لشيئ لاستطيع ان ابذل ذلك الجهد الاضافي ثم وجدتها في تلك الاستعارة التي تعلمتها من والدتي عندما كنت في الرابعة |
Babamdan istemem mümkün değil. Hatta annemden bile. | Open Subtitles | لا أستطيع طلب ذلك من والدي ولا حتى من والدتي |
Babam, bunun annemden kaynaklandığını ve öldüğü güne kadar da beni bozup çürüttüğüne inanıyor. | Open Subtitles | يعتقد أنه انتقل إلي من والدتي معكراً حياتي به حتى يوم وفاتها |
Senin pisliğinle sıkıntıya düşeceğime... annemden çalarım. | Open Subtitles | أفضل أن أسرق من والدتي على أن أعبث ببرازك |
Babam ölünce kirasını annemden her şekilde alırdı. | Open Subtitles | لقد كان يأتي حتي يأخذ المال من والدتي بأيّ طريقة ممكنة |
Sanırım onunla evlenme sebeplerimden biri annemden intikam almak içindi ...çünkü tüm bu düşünceye karşı bir duruş gibiydi... | Open Subtitles | أعتقد أحد الأسباب التي جعلتني أتزوجها كانت لأنتقم من والدتي لأنه كان إضراباً نوعاً ما ضد الفكرة الكاملة لـ... |
Bütün bunları annemden de duydum. Ve o beni daha iyi tanıyor. | Open Subtitles | سمعت كل هذا من والدتي وأظنها تعرفني أكثر منك |
- İnsanlar anneme benzediğimi söyler. | Open Subtitles | معظم النّاس، تقول أني قريب الشبه من والدتي |
Küçükken anneme, inanılmaz bir şekilde yakındım. O kadar yakındım ki, babamın ölmesini dilediğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | عندما كنتُ صغيراً، كنتُ مُقرباً من والدتي مقرب جداً لدرجة أنني تمنيت وفاة والدي. |
Bunu yapamam ve sana kızgın değilim, anneme kızgınım. | Open Subtitles | لايمكنني، ولستُ غاضبة منك بل غاضبة من والدتي |
Gen izini gördüğüm anda hakkında çok şey biliyordum çünkü anneme çok yakındım. | Open Subtitles | من اللحظة التي فيها رأيت بصمتكِ الجينية، عرفت الكثير من الأشياء عنكِ لأنني كنتُ قريباً جداً من والدتي. |
Ertesi gün gelmenin iyi yanı annemle karşılaşmayacak olmaktır herhalde. | Open Subtitles | إنه أمر لطيف القدوم بعد يوم ولكنكِ أفضل من والدتي. |