"مهدد" - Traduction Arabe en Turc

• tehdit
• tehlikede
• tehlikesi
• tehlike
• tehditkar
• tükenmekte
• soyu
• nesli

Aslında, o kadar nadir ki, geçen sene soyu tükenenler listesinde tehdit altında olan türlere dahil oldu.
في الحقيقة، هو نادر لدرجة أنه صُنّف العام الماضي كنوع مهدد ضمن قائمة الأنواع المهددة بالانقراض.

Ancak o akut dönem içinde, kalp yetmezliğine neden olabilir, hayatı tehdit eden aritmiyaya ve hatta ölüme bile.
لكن، في غمرة الحزن، قد يتسبب في أزمة قلبية، في اضطراب بنبض القلب مهدد لحياة الفرد، قد يبلغ حد الوفاة.

Bu araştırmalar gerekli eğer güvenliğimiz tehdit ediliyorsa.
هذه التحقيقات ، سيدي ، ضرورية عندما يكون أمننا مهدد

Fazlaca dramatik görünmek istemem ama galaksi'nin kaderi tehlikede olabilir.
بدون الحاجة الى أصوات درامية أكثر, مصير المجرة قد يكون مهدد بالضياع.

Bu bitkilerin hepsi soyu tükenme tehlikesi altında efendim. Her biri.
تلك النباتات مهددة بالانقراض كل نوع منها مهدد بالانقراض

Şu anda olduğunuzdan daha çok tehlike altında türler olmamıştınız hiç.
أنّك لم تكن أبدًا نوع مهدد بالإنقراض أكثر من هذه اللحظة.

tehditkar ve korkutucu, köpekbalığı on yıldan fazla süredir tehditkar ve korkutucu olarak geziyor.
مهدد و مرعب القرش يهدد و يرعب منذ ما يقارب العقد

Ve bu; neredeyse kesinlikle, tarihimizin çoğunda nesli tükenmekte olan nadir türlerden olduğumuz gerçeğini yansıtmakta.
و ذلك يعكس بصورة شبه مؤكدة حقيقة أننا في معظم تاريخنا كنا نوع نادر و مهدد بالانقراض

Hayat tarzları ve emek verdikleri şeyler tehdit edildiğinde insanlar öfkelenir.
يصاب الناس بالانزعاج عندما يشعرون بأن أسلوب حياتهم وكل ما عملوا من أجله مهدد بالخطر

İş yaptığın kişilerce tehdit ediliyorsun. Gördüm.
أنت مهدد من شركائك فى العمل لقد رأيت هذا بنفسى

Foreman'ı tehdit olarak gördün ve Cuddy'i etkileme ihtiyacı duydun.
أنت مهدد بسبب وجود فورمان وتشعر بالحاجة لإحراج كادي

Dünyanın herhangi bir yerinde kim ki açlık çekiyor kim ki tehdit altında, kim ki hak etmediği bir acıyı çekiyor Dağ Ordusu, bütün fertleriyle orada olacaktır!
اننا جميعا رجال في جيش الجبل في اي مكان في العالم شخص ما يموت جوعا او مهدد او شخص يعاني من الظلم

tehdit etmek için neden medyayı kullanmadınız?
لماذا المرء مهدد للغايـة من قبل الحكومـة ؟

Hala babanız tarafından tehdit edildiğinizi hissediyor musunuz?
أتشعر حتى اللحظه بانك مهدد من قبل والدك؟

Yani bu devletin yarattığı ama bana söylenmeyen bir şey beni tehdit ediyor?
إذن فأنا مهدد من قِبل شيء صنعته الحكومة بالرغم أنّي لم أكن علي علم بهِ.

Ya Daphne'yi tehdit olarak gören ya da ona kin besleyen biridir sanırım.
شخص مهدد من قبل دافني أو يحمل نوع من الضغينة ضدها، أعتقد

Şimdi de burada tehdit altında olduğuna göre oraya geri dönmeye çalışacaktır.
الآن يشعر بأنه مهدد هنا, ربما يهرب عائدا الى هناك

Sivrisinek sayısını artırmaya çalışıyoruz. soyu tehlikede bir tür olduğunu hatırlatmama gerek yok.
نستخدمها لإعادة بناء عالم البعوض والذي أذكرك بأنه جنس مهدد بالانقراض

Tamam cocuklar, gezegeninizin kaderi tehlikede.
،حسناً أيها الأولاد، هذا هو إن مصير كوكبكم مهدد بالضياع

Her perşembe şu yokolma tehlikesi olan deniz levreklerinden yiyoruz.
كل خميس نأكل القاروس رغم أنه مهدد بالإنقراض

Video: Oyuncu: KÖMÜRji'de iklim değişikliğini biz işimize çok ciddi bir tehlike olarak görüyoruz.
فيديو: ممثل: في كولرجي نرى تغير المناخ كموضوع جدي جداً مهدد لأعمالنا.

Yaşlı biri, daha masum ve daha az tehditkar görünür ki bu da kadının, kesinlikle bir iş çevirdiğini gösterir.
فلماذا قناع لرجل عجوز ؟ شخص أكبر قد يبدوا أكثر براءة وغير مهدد مما يجعلك تصدق

Bak Baba, vahşi somon nesli tükenmekte olan bir tür.
اترى , ابى , السالمون البرى نوع مهدد

Sadece bölgemizde bulunan bu hayvancığın nesli tükenmek üzere!
متواجد فقط في منطقتنا ثلاثية المقاطعات. إنه مهدد بالانقراض.