| Beyin modelleri bizim için önemli, çünkü onlara dayanarak bilgisayar modelleri oluşturabiliyoruz ve bilgisayarlar da bu modellere dayanarak beynimizin ne kadar iyi çalıştığını teşhis edebiliyor. | TED | أنماط الدماغ مهمة بالنسبة لنا لأنه بالاستناد عليها نستطيع بناء نماذج للحواسيب، وبناءً على هذه النماذج تستطيع الحواسيب التعرف على مدى الكفاءة التي تعمل بها أدمغتنا. |
| Bu alanlar sadece bazılarımız için lüks alanlar değil, fakat dünyadaki herkes için önemli alanlardır. | TED | هذه هي الأماكن التي ليست فاخرة فقط للبعض منا ، ولكن مهمة بالنسبة للجميع في هذا العالم. |
| Şimdi, Zappos çalışanları için önemli olan şeyler sizin için önemli olmayabilir. | TED | الآن، الشئ المهم للناس في زابوس، لربما تكون هذه الأشياء غير مهمة بالنسبة لكم. |
| Benim için çok önemli bir nokta da, herhangi bir marka ya da sponsor kullanmamam. | TED | نقطة مهمة بالنسبة لي انني لا استخدم اي علامة تجارية او شركة راعية |
| Doğum gününde oyuncak kopyamı yapıp sopayla parçaladın. Kesinlikle. Benim için önemlisin, Betty Gonzales. | Open Subtitles | تماما , أنت مهمة بالنسبة لي يا بيتي غونزاليس |
| Ben sadece biri için önemli olmak istedim. | Open Subtitles | الأمر ومافيه أنني أردت.. أن أشعر أنني مهمة بالنسبة لشخص ما. |
| Her zaman arkadaşlarınla buluşuyorsun. Bu hayır işi benim için önemli. | Open Subtitles | تلتقين بأصدقائك دوماً تلك المؤسسة الخيرية مهمة بالنسبة إليّ |
| Benim için önemli olduğunu biliyordun, ve bunu mahvettin. | Open Subtitles | علمتِ أن هذه مهمة بالنسبة لي وقمتِ بإفسادها |
| Evet, kariyerim de benim için önemli, tamam mı? | Open Subtitles | . علاقتنا مهمة بالنسبة إلي أجل ، وظيفتي مهمة بالنسبة إلي ، حسناً ؟ |
| Sadece benim için önemli olduğundan değil masum olduğunu düşündüğümden. | Open Subtitles | ليست لمجرد أنها مهمة بالنسبة لي و حسب، و إنما بسبب أظنّكِ بريئة. |
| Umarım çünkü eski kız arkadaşını etkilemek senin için önemli görünüyor. | Open Subtitles | آارجو ذلك , لانه يبدو مهمة بالنسبة لك إ قناع صديقتك السابقة المفضلة. |
| Eğer sorun değilse ilk önce ona sorabiliriz ama önce benim için önemli olan birkaç şeyin konusunu açmak istiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، يمكننا أن نسأله إذا كان يناسبه، لكن أولاً، أريد أوضح بعض الأشياء مهمة بالنسبة لي |
| Bakın amirim. Hata ettim. Bu benim için önemli bir atama. | Open Subtitles | اسمع يا رئيس، لقد فشلت هذه المشاركة مهمة بالنسبة لي |
| Olivia her zaman bizim için önemli bir arkadaş olmuştur aynı zamanda danışmanımız. | Open Subtitles | وأوليفيا كانت صديقة مهمة بالنسبة لنا وكذلك مستشار |
| Bu benim için önemli. Yani bunu berbat etmesek? | Open Subtitles | إنّها مهمة بالنسبة لي، لذا هلا أمكننا عدم إفساد هذا؟ |
| Senin için çok önemli bir mesaj ama şu anda benim için değil. | Open Subtitles | أنها رسالة مهمة جدًا لك، هل تفهم؟ أنها ليست ليّ. أنها ليست مهمة بالنسبة ليّ في هذا الوقت. |
| Yüzbaşı Johnson'ın ölümü için yaptığınız soruşturma, bizim için çok önemli. | Open Subtitles | تحقيقاتك في مقتل الملازم جونسون مهمة بالنسبة لنا |
| Bunu yapmana kararlı olduğun için çok sevindim bu senin için çok önemliydi, Charlie. Sen de benim için önemlisin. | Open Subtitles | أنا سعيدة جدا أنك قررت أن هذا هام بالنسبة لك،تشارلي حسنا،أنت مهمة بالنسبة لى. |
| İlk randevu klişesi olduğunu biliyorum ama geleneklere önem veren biriyimdir. | Open Subtitles | إنه الموعد الاول الذي احصل عليه و لكن التقاليد مهمة بالنسبة لي |
| Birlikte geçirdiğimiz gece benim için önemliydi. | Open Subtitles | الليلة التي قضيناها معاً كانت مهمة بالنسبة لي |
| Sana bunun mahkeme için ne kadar önemli olduğunu söylemesem yalan söylüyor olurdum. | Open Subtitles | سوف أكون كاذبا عليك إذا لم أخبرك كم كانت مهمة بالنسبة للرأي العام |
| Kurtarılmaya değer miyim? | Open Subtitles | هل أنا مهمة بالنسبة لك ؟ |