- Affedersin. Bu koltuklar senin için önemli. | Open Subtitles | هذه المقاعد مهمة لك حسنا هذه هي عائلتك الصيفية عمك كارل |
- Affedersin. Bu koltuklar senin için önemli. Burası senin yaz ailen, Carl amcan. | Open Subtitles | هذه المقاعد مهمة لك حسنا هذه هي عائلتك الصيفية عمك كارل |
Dinle, bu gecenin senin için önemli olduğunu biliyorum en güzel takım elbisemle seve seve bütün gece yanında olurum ama daha fazla güç için yaptığın körleme maceran için o aptal kostümü giymeyeceğim. | Open Subtitles | اسمعي افهم ان هذه الليلة مهمة لك وساكون سعيدا بدعمك طوال الليلة باجمل بدلة امتلكها |
Görünen o ki evrenin sana çok önemli bir mesajı var hem de tek gerçek aşkın hakkında. | Open Subtitles | يظهر أن الكون لديه رسالة مهمة لك بخصوص حبك الحقيقي المختار. |
- Bu benim ilk görevim değil. - Tabii ki ilk görevin. | Open Subtitles | لا هذه ليست اول مهمة لي أنا أعتقد أنها اول مهمة لك |
Çok önemli bir gizli görevi olan kusursuz bir ajansın. | Open Subtitles | انت احسن العملاء تحت غطاء شديد فى اهم مهمة لك |
Iroh bir hain, kardeşinse beceriksizin biri. Görevi sana veriyorum. Çeviri: | Open Subtitles | ايرو خائن واخوك زوكو فاشل، لذا فلدي مهمة لك |
Çünkü Harvey'nin bu davanın senin için önemli olduğunu bilmesi başka nasıl önemli olduğunu bilmesi başka. | Open Subtitles | لأنه من الأشياء التي لهارفي ليعلمها بأن هذه القضية مهمة لك و لمعرفة مدى اهميتها |
senin için önemli bir dava olduğunun farkındayım, o yüzden elimden geldiğince yardım etmeye zaman harcadım, ama yarın evleniyorum. | Open Subtitles | أستطيع الفهم أن هذه القضية مهمة لك لذا أمضيت وقتاً كثيراً كما أستطيع لمساعدتك ولكننى سأتزوج بالغد |
Bildiğim bir şey varsa o da, eğer senin için önemli olmasa kimse ile konuşmayacağın. | Open Subtitles | الذي أعلمه هو , أنك لم تكن لتفعل أي شيء لولم تكن هذه القضية مهمة لك |
Kiyafet senin için önemli degil ama benim için önemli. | Open Subtitles | الملابس ليست مهمة لك ولكنها مهمة لي |
- Pek sayılmaz. Bu bayan muhabir senin için önemli, değil mi? | Open Subtitles | -ليس تماماً ، أليست تلك المراسلة مهمة لك ؟ |
Bunun senin için önemli biliyorum ama senin işin bu. | Open Subtitles | أعلم أنها مهمة لك لكن ، هذا عملك |
Dansın senin için önemli bir hobi olduğunu biliyorum. Hobi mi? | Open Subtitles | اعرف ان ذلك الرقص هو هواية مهمة لك |
Hiçbir şey Barney. Zaten senin için önemli olmadığımı kanıtladın. | Open Subtitles | لا شيء يا (بارني) ، برهنت مسبقاً أنني لست مهمة لك |
Ama Drill sana çok önemli bir mesajı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لكن "دريل" يقول أن لديه رسالة مهمة لك |
Küçük bir evrak meselesi ve bir tokalaşma ya da bu senin son görevin olur ... ve son uçuşun. | Open Subtitles | مجرد توقيع بعض الاوراق البسيطة ومصافحة او بامكاننا جعلها اخر مهمة لك وآخر رحلة لك ايضا |
Görevi sana veriyorum. Çeviri: | Open Subtitles | "أروها" خائن وأخوكي زوكو خاسر كبير لدي مهمة لك |