Fazla önemlisin. | Open Subtitles | أنتَ مهمٌّ للغاية |
Benim için önemlisin. | Open Subtitles | أنتَ مهمٌّ بالنسبة لي. |
Fazla önemlisin. | Open Subtitles | أنتَ مهمٌّ للغاية |
Evet, alüminyumun, deodorantlar için önemli bir bileşen olduğunu keşfettim. | Open Subtitles | نعم، أدركتُ أنّ الألومنيوم مكوّنٌ مهمٌّ لإزالة الروائح. |
Aslında üstüne işedim. Merak etme benim için önemli olan her şeyin üstüne işendi. | Open Subtitles | لا تقلقي بشانه، كلّ شيءٍ مهمٌّ لي يتمّ التّبول عليه. |
Neden bilmek senin için bu kadar önemli? | Open Subtitles | و لمَ معرفة ذلك مهمٌّ جدّدا؟ |
Malik ne konuda çalışıyorsa, bu Anna için önemli olmalı. | Open Subtitles | أيّاً كان ما تفعله (ماليك)، فهو مهمٌّ لـ (آنا). |
- Benim için önemli. | Open Subtitles | -بل هو مهمٌّ بالنسبة لي |
Tyler, bizim için önemli. | Open Subtitles | -تايلر) مهمٌّ لنا. |
Bir polis için önemli bir özellik. | Open Subtitles | مهمٌّ لشرطيّ . |
- Tam olarak neden bu kadar önemli? | Open Subtitles | و لم ذلك مهمٌّ بالضبط ؟ |
Ama Başkan için Monroe'yu bulmanın da bir o kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | و لكني أعلم أيضاً, إنّ العثور على (مونرو) مهمٌّ بالنسبة للرئيس كذلك |
Peki bu neden senin için bu kadar önemli? | Open Subtitles | -لمَ الأمر مهمٌّ لك؟ |