"موجودة في" - Traduction Arabe en Turc

    • 'da
        
    • içinde
        
    • yerde
        
    • var olan
        
    • bulunur
        
    • bulunmayan
        
    • 'de
        
    • 'ın
        
    • yerinde
        
    • duruyor
        
    • mevcut olan
        
    32 tür 1950 yılından beri bulunmamış ya da tanımlanmamıştı. TED 32 نوعا لم تعد موجودة في الولاية منذ عام 1950.
    Burada geçireceğiniz sürede ihtiyacınız olacak tüm giysiler şu dolabın içinde. Open Subtitles كل الملابس التي تحتاجها أثناء مكوثك هنا موجودة في هذه الخزانة.
    Bu her atom aynı anda iki farklı yerde demektir, buda şu anlama gelir, küçük metal parçasının hepsi iki farklı yerde bulunur. TED وهذا يعني ان كل ذرة موجودة في مكانين مختلفين في وقت واحد وهذا يعني ان الجسيم المعدني موجود في مكانين في وقت واحد
    Bir hipotezle başladım, bilinen parçacıkların evrenin keşfettiğimiz sınırlarının ötesinde bile var olan tek parçacıklar olduğu hipotezinden. TED بدأت بافتراض, أن الجسيمات المعروفة هي كل موجودة في الكون, حتى ابعد من المجال الذي استكشفناه حتى الان.
    Cildimizin altında, her tarafında, başka hiçbir primatta bulunmayan bir yağ dokusu var. TED الموجودة تحت جلدنا، الاطبقة موجودة في جميع انحاء جسمنا لا شيء اقل منه في اي من الرئيسيات
    Sam Gold'un sözlüğünde "özür"e yer yok. Sen bu işi halledene kadar ikimiz de yaşayan ölüleriz. Anladın mı? Open Subtitles كلمة عذر ليست موجودة في قاموس سام نحن موتى و أنت من وضعني في ذلك الموقف أتفهم ذلك ؟
    - Ixion'ın kötü Centaurlar'ının bütün kötülükleri o taşın içindeydi. Open Subtitles وجدها؟ كل قوى شر القنطور إكسيون موجودة في هذا الحجر
    Valerie Devlin Şu anda olay yerinde canlı yayında. Open Subtitles مراسلتنافاليرينا ديفلن موجودة في مكان الحدث, فاليري؟
    Ve belki farkettiğiniz gibi bu mavi noktaların çoğu okyanusun ortasında duruyor. TED وكما ترون ان بعض هذه النقاط موجودة في عرض المحيط
    Her iki olayda da Lauren Kyte'ın bulunması ilginç değil mi ? Open Subtitles اليس من المدهش أن لوران كايت كانت موجودة في كلتا الحالتين ؟
    Ama hakem nakavt kararı verdi, kurallar da bu şekilde, yani sorun yok. Open Subtitles الحكم يطلق عليها إسم الضربة القاضية، وهي موجودة في الكتب، إنها ضربة قاضية.
    Şu anda Indianapolis'te, daha önce Smithsonian'da idi. TED في هذه اللحظة هي موجودة في انديانا بولس وكانت في سيميثسونيان
    Ben de değilim! Kendimin kafanın içinde yer alan versiyonuyum sadece! Open Subtitles انا لست حقيقي , انا مجرد نسخة مني موجودة في رأسك
    Hayatı dikkatlice yaşamaya çalışıyorum ve içinde bulunduğum ana hazırlıklıyım. TED أحاولُ أن أعيش بانتباه. وأكون موجودة في الوقت الراهن.
    Kültür toplumun içinde var olur ve toplum bağlam içinde var olur. TED الثقافة موجودة في المجتمع والمجتمع موجود في السياق.
    Kraliçe orada bir yerde sadece yumurtlar. TED الملكة قد تكون موجودة في مكان ما هنا، لوضع البيض.
    Neyse ki bu patentler her yerde mevcut değillerdi. TED لحسن الحظ ، براءات الإختراع هذه لم تكن موجودة في كل مكان.
    Hatta bu bölgede var olan diğer tüm hastalıklar arasında bu, en kötüsüymüş. Birçok çocuğu öldüren bir hastalıkmış bu. TED في الواقع ، من بين جميع الأمراض التي كانت موجودة في هذه الأرض ، كان هذا الأسوأ. لقد قتل معظم الأطفال
    Bizim evde elektrik var, sürüyle de elektrikli alet bulunur. Open Subtitles الكهرباء موجودة في بيتِي و لكن عِنْدَنا الأطنانُ مِنْ هذه الأشياء تعيقنا على فتحها.
    Skypiea'da bulunmayan Balta Kadranı'nın gücüne sahibiz! Open Subtitles نحن نملك قوة دايل الفأس الغير موجودة في السكايبيا
    tam yerinde bir isabet,gazeteciler yanlış yerde olmalı hayır,prova yapıyordum,izle Open Subtitles لديك تصويب مدهش ، ربما الصفائح موجودة في المكان الخطأ ؟ لا ، كنت أتدرب ، راقب الآن
    Annemin kollarında hâlâ o iğne izleri duruyor. TED لا تزال وخزات الإبر موجودة في ذراعيها إلى اليوم لتشهد على ذلك
    Vücudunuzdaki veya bir bitkinin gövdesindeki her hücrede mevcut olan kromozomlara sıkıca bağlıdırlar. TED وهي ملتفة بقوة بشكل كروموسومات موجودة في كل خلية من جسمكم أو جسم النبات.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus