Fabrikatör olmak yerine müzisyen olmak istememden mi? Evet, utanıyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أريد أن أكون تاجرأً وأريد أن أكون موسيقياً |
müzisyen olmak istiyordum ama polis oldum. | Open Subtitles | لقد اردت دائماً ان اكون موسيقياً لكني صرت شرطياً |
Hep müzisyen olmak istedin. İşte fırsat. Dinlemek isteyen herkes için. | Open Subtitles | أبي كنت دائماً تريد أن تكون موسيقياً هيا كن الآن لكل من يريد أن يسمع |
Yine de, bazı anlar vardı, hiç şüphesiz, gerçek, içten müzikal etkileşimin gerçekleştiği bazı anlar vardı. | TED | ولكن مجدداً كان هناك لحظات حتماً لحظات كانت واقعية جداً .. صدقاً .. اثناء العزف كنت مستمتعا و مأخوذاً بها موسيقياً |
müzikal bir durumdan çok sosyal bir durum. | TED | إنها تعد حدثاً إجتماعياً أكثر منه موسيقياً. |
Bilemiyorum. müzik kulağım yok. | Open Subtitles | لا أعلم, أنا لا أملك حساً موسيقياً أبداً. |
Babam çok eroin içerdi. Müzisyendi. | Open Subtitles | أبي كان من محبي الضوضاء كان موسيقياً |
Bence çalınmadıkları zamanlarda bile müziksel olarak çınlıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أن لها رنيناً موسيقياً حتى أثناء عدم العزف عليها |
Pilot, porno yıldızı, müzisyen ya da öğrenciyseniz performansınızı arttırmanız sorun olmaz ama işiniz profesyonel basketbol oyunculuğuysa, şey, her nasılsa, bir hilekâr olursunuz. | Open Subtitles | إذاً إنه أمر مسموح أن ..تحسن أداءك إذا كنت طياراً أو ممثل إباحية أو موسيقياً أو طالباً |
Hayır, artık müzisyen olmak istemediğim için bıraktım. | Open Subtitles | لا, تركت الموسيقى لأني لم أرد أن أكون موسيقياً بعد الان |
Nasıl çalmam gerektiğini bilemezsin çünkü sen müzisyen değilsin. | Open Subtitles | ولا تعرف كيف من المفترض أن تسمع لأنك لست موسيقياً |
Bir müzisyen tuttum çünkü hangisi iyi, yarım saatliğine yaylı dörtlüsü mü yoksa tüm günlüğüne basçı mı diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد عينت موسيقياً ما الأفضل أن تعين فرقة موسيقية كاملة لمدة نصف ساعة |
Burada bu kuşağın en yetenekli müzisyen erkekleriyle birlikteyim. | Open Subtitles | أنا جالس هنا مع أكثر رجال موهوبين موسيقياً في هذا الجيل؟ |
Harika bir müzisyen değildi ama yüreğinden çalardı. | Open Subtitles | لم يكن موسيقياً كبيراً، لكنه كان يعزف من كل قلبه. |
Küstah oğul, savaş gazisi babasıyla müzikal olarak yarışır. | Open Subtitles | ابن عاق يعود للوطن كي يتبارز موسيقياً مع والده الطبيب البيطري |
Ivan'ın başlıca düşmanları olan zengin toprak sahiplerinin öldürüldüğü hikayeyi anlatan tiksinç bir müzikal. | Open Subtitles | مشهداً موسيقياً بذيئاً يحكي بدقة قصة مقتل النبلاء الأغنياء أعداء إيفان الرئيسيين |
"Ama müzikal değer ve yaratıcılık açısından hükümsüz saymak zorundaydım." | Open Subtitles | و لكني شعرتُ أنها غير صالحة موسيقياً و إبداعياً لا تقل ذلك. |
Aslında o, bir müzikal gerçekleştiren -eğer inanırsanız | Open Subtitles | حرسه الخاص الذي كان يستخدمهم في تعذيب وقتل أعدائه والذين يرمزون للمخابرات السوفيتية والبوليس السري كانوا جميعاً يغنون ويؤدون مشهداً موسيقياً |
Dünya dönerken 7.83 hertz'lik bir frekansla bir müzik notası yayar. | Open Subtitles | {\1cHFFFF0}"الأرض ،، بينما تدور" {\1cHFFFF0}تصدر تردداً" "عزفاً موسيقياً {\1cHFFFF0}"على 7.83 هرتز" |
Azabı sayesinde müzik yapmadı. Müzikle her zaman ilgiliydi. | Open Subtitles | العذاب لم يجعله يصنع الموسيقى لقد كان دائماً موسيقياً |
Müzisyendi. Caz gitaristi. | Open Subtitles | كان موسيقياً عازف غيتار لموسيقى الجاز |
Eşim mükemmel bir Müzisyendi. | Open Subtitles | زوجي كان موسيقياً من الدرجة الاولى |
Ne cinsel ne de müziksel bakımdan bir şey becerebileceksin. | Open Subtitles | فأنت لن تحقق شيئاً، سواء جنسياً أو موسيقياً |