| Bu da demek oluyor ki; GPS ile yerlerini bulabileceğim. | Open Subtitles | مما يعنى بأننا نستطيع تحديد موقعهم عن طريق جهاز التتبع. |
| Orada durmakta olan ve hâlâ bulunan yıldızlar denizciler tarafından denizdeki yerlerini belirlemek amacıyla kullanılırlar. | Open Subtitles | لطالما استعان البحارة بالشمس والنجوم لتحديد موقعهم فى البحر. |
| Kamera görüntülerine ulaştık ama henüz tam yerini tespit edemedik. | Open Subtitles | لقد عثرنا على لقطات مراقبة لكننا لم نحدد موقعهم بعد |
| Reklamlarında ve web sitelerinde belgesel gibi ciddi bir kelime kullanmalarınında büyük etkisi oldu sanırım... | Open Subtitles | للعواقب التى ستنتج من إستخدام كلمة وثائقى فى إعلاناتهم وعلى موقعهم الالكترونى |
| Son konumlarını 110 km uzaklıkta bildirdiler. | Open Subtitles | حددوا موقعهم الأخير على بعد 70 ميلاً منهنا |
| Dünya yüzeyinin hemen hemen her yerinde, .... bulundukları yeri noktasına kadar belirleyebilirsiniz. | Open Subtitles | وبذلك يمكنك أن تحدد بدقة موقعهم في ذلك الوقت تقريبا في أي مكان على وجه الأرض |
| Sonra bu iki herif aptal web sitelerine koydular. | Open Subtitles | ثمّ قام هذان الشخصان بوضع ذلك في موقعهم الغبي |
| Yavaşça yerlerini ayarlıyorlar, yapabilirlerse güneş alan bir alanda kalmaya çalışacaklar. | Open Subtitles | يضبطون موقعهم قليلاً ليبقو في رقعة مشمسة بقدر ما يمكنهم |
| Narim'in sağlık çipini kullanarak yerlerini belirleyin. | Open Subtitles | استعمل جهاز الصحة المزرع في ناريم لتحديد موقعهم |
| yerlerini bulabilsek bile yere iniş yapamayız. | Open Subtitles | حتى إن تمكنا من تحديد موقعهم فلن نتمكن من الهبوط |
| Onların yerlerini şüpheliler kaçtıktan sonra da sürekli kolladınız mı peki? | Open Subtitles | هل إستمريت بإدراك موقعهم بعدما أقلع المشتبه هارباً ؟ |
| Donmak üzere olan,kara saplanmış iki kişi var ve yerlerini belirleyemiyoruz. | Open Subtitles | لدينا شخصين عالقين في الثلج وهناك احتمال للتجمد. ولا نستطيع تحديد موقعهم. |
| yerlerini direkt olarak bilgisayar sisteminize gönderdim. | Open Subtitles | لقد وجهت موقعهم مباشرة إلى نظام الكمبيوتر الخاص بك |
| Ben olsam onu yakalardım. Tek istediğim onların yerini almaktı. | Open Subtitles | انا كنت سأسلمه كل ما اردته ان اعرف موقعهم |
| OCD yerini tespit etti. | Open Subtitles | اتصلوا به قسم الجريمة المنظفة، وحصلنا على موقعهم |
| İnternet sitelerinde 22 farklı ülkede 100 civarında misyonerleri olduğu yazıyor. | Open Subtitles | موقعهم الإلكتروني يقول أن لديهم أكثر من 100 مبشّر يعملون في 22 دولة مختلفة. |
| Lazer ışını parlıyor ve tekrar geri yansıyor ve konumlarını belirliyor. | Open Subtitles | يومض شعاع الليزر للأعلى ويرجع محدداً موقعهم. |
| Bunların hepsinin olay olduğu sırada bulundukları yeri doğrulayabilecek en az iki tanığı var. | Open Subtitles | هذه... لديها ما لا يقل عن شاهدين أو أكثر الذين يمكن أن يؤكّدوا موقعهم في وقت الحادثة |
| Biliyorum, hadi web sitelerine bakalım. | Open Subtitles | اعرف ، هيا نلقي نظرة على موقعهم في شبكة الانترنت |
| Hayır, hayır. Yardım çağrısı göndermek için şu internet sitesini kullanarak. | Open Subtitles | لا - نستخدم موقعهم الالكتروني لإرسال استغاثة - |
| Yani cinsiyetleri, yaşları, coğrafi Konumları ve o cümleyi yazarlarkenki hava koşulu. | TED | وبالتالي، جنسهم، عمرهم، موقعهم الجغرافي و ما كانت عليه حالة الطقس عندما كتبوا هذه الجملة. |
| Pozisyonları ne? | Open Subtitles | ماهو موقعهم ؟ |
| Siz, Bay Kimball ile internet sitesi nedeniyle davalının arasında geçen bir tartışmaya bizzat şahit oldunuz? | Open Subtitles | ورأيت بنفسك نزاع بين السيد كيمبل والمدعى عليه حول موقعهم على الويب؟ |
| Başka birilerinin Mevkilerini tespit etmesi riskini alamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع المخاطرة بأن شخص آخر يمكن أن يلتقط موقعهم |
| Bağımlılara eski konumlarından uzak durmalarını söylenmesinin bir nedeni var. | Open Subtitles | ثمّة سبب لإخبارهم المدمنين أن يمكثوا بعيداً عن موقعهم القديم |