"مُختلِف" - Traduction Arabe en Turc

    • farklı
        
    Çok küçük, bir anlamda da çok farklı bir projeyle bitirmek istiyorum: Tayland'da okyanusta yüzen bir sinema. TED وأريد أن أنتهي عند مشروع صغير جدًا، وبطريقة ما، مُختلِف جدًا: إنها سينما عائمة في محيط تايلاندا.
    Evet, korkmuştum ve kafam karışmıştı ama göğsünden bir kurşun yediğin zaman olayları farklı görmeye başlıyorsun. Open Subtitles حسناً، لقد كُنتُ مُضطرباً و خائفاً لكِن عِندما تتلقى رصاصةً في الصَدر، ترى الأشياء بشكلٍ مُختلِف
    Onun daha farklı bir bakış açısı var ve ona değer veriyorsan Ryan Open Subtitles حسناً، لديها تصورٌ مُختلِف و لو كُنتَ تهتمُ بِها يا رايان
    Noel'deyiz diye farklı biri olmam gerekmiyor. Open Subtitles فقط لأننا في عيدُ الميلاد فلا يعني ذلِكَ بأنني رجُلٌ مُختلِف
    Sana bir haberim var. farklı birisin. Open Subtitles لديّ نبأُ لك, أنتَ بالفِعِل رجُلٌ مُختلِف
    Bu duruma her hangi birisinden farklı yaklaşacak değilim, bu yüzden beni rahat bırak. Open Subtitles أنا لا أتعاملُ معَ هذا الأمر بشكل مُختلِف عن أي أحد آخر لِذا لِمَ لا تُعطيني فرصة، اتفقنا؟
    Eğer yerçekimsel bir alandan ayrılırsanız dünya yüzeyi gibi, zaman sizin için farklı bir biçimde işler, dünyadaki diğer arkadaşlarınıza nazaran. Open Subtitles عندما تُغادِر حقلاً انجذابيّاً كسطح الأرض يتقدَّم الوقت بمعدَّل مُختلِف بالنسبة إليك مُقارنة مع أصدقائك على الأرض
    Sumir , Ramprasad'a 100 farklı komutla hükmedebiliyor. Open Subtitles يقود سومير رامبراسارد بأكثر من 100 أمر مُختلِف.
    Olay şu ki aşık olduğunda delirmiş gibi olursun ve sen farkına varmadan, dünya farklı görünmeye başlar sonra da diğeri için her şeyi yaparsın. Open Subtitles و بدون أن تشعُري تجدين العالم كلّهُ مُختلِف و بعدها تجدين نفسكِ تفعلين أيّ شيء من أجل الشخصِ الآخـر.
    Bunu babamdan öğrendim. O farklı bir soydan geliyor. Open Subtitles حصلت على هذا من أبي إنه من جيل مُختلِف
    20 dakika sonra çıkarken tamamen farklı bir şey giymiş. Open Subtitles بعد 20 دقيقة، انهُ يخرج... في شيء مُختلِف تماماً.
    Bizim işlerde, daima ölüme hazırsındır... sürekli kafanın arkasından vurulmaya hazırsındır ama... yavaş yavaş ölmek, bu çok farklı. Open Subtitles أعني، في مَجالِ عملي تكونُ دائماً مُستعداً للمَوت مُستعداً للطَلقَة السريعَة ...في مُؤخرَة رأسِك، لكن لكن المَوت البطيء، إنهُ مُختلِف
    Ürkütücü değil, sadece farklı. Ben sevdim. Open Subtitles -ليس مخيفاً, إنه مُختلِف, ويعجبني
    Ama bu farklı. Open Subtitles ولكنّ هذا مُختلِف
    Fakat bu, işte bu farklı. Open Subtitles ولكن هذا، هذا مُختلِف
    - Bu sefer farklı. Open Subtitles -هذا مُختلِف. -لماذا؟
    Bu farklı. Open Subtitles هذا مُختلِف
    Bu sefer farklı. Open Subtitles هذا مُختلِف

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus