Işık alıyor ve havadar. harika bir bahçesi, göz kamaştırıcı döşemeleri var. | Open Subtitles | مشرق, ومنفذ للهواء, به حديقة خلفية جميلة طابق مجهز لأغراض العدد مُذهل |
harika. Tamam bu kadar yeter. Artık paralarını verelim. | Open Subtitles | هذا مُذهل حسناً، هذا يكفي دعنا نعطي الرجل نقوده |
Gerçekten kafasını işe verdiği zaman, manyak bir uzmanın yapabildiklerini görmek inanılmaz. | Open Subtitles | مُذهل ماقـد يفعلة شخـص مُتأخر في التكنولوجيا, عـندما يضع عـقلة بها |
Bence bu, 70 yaş doğumgünü partisi için giyilebilecek en muhteşem kıyafet. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا فستان مُذهل لترتديه لحفلة بلوغ امرأة السبعين |
...herkese, her zaman, her şeyi satabilirdi. Etkileyici. | Open Subtitles | هو يستطيع بيع اي شيء لأي أحد في أي وقت ، إنه مُذهل |
Vay canına, o harika biri. | Open Subtitles | ياللروعة، إنه مُذهل. |
Sadece kendi iki elin. Bu harika. İyi hissettiriyordur. | Open Subtitles | تقومين بذلك بيديكِ وحدها، ذلك مُذهل لابد من أن ذلك شعوراً جيد |
harika iş çıkardın. harika bir köpeksin ve eğer bomba koklama işinde filan çalışmak istersen ara beni. | Open Subtitles | أبليت بلاءً حسناً انت كلب مُذهل إذا اردت ان تنضم الى فريق شم القنابل ، خبرني |
Onlar için harika olur. | Open Subtitles | سيكون شيء رائع بالنسبة لهم. إنه أمر مُذهل للغاية. |
Ama daha önemlisi şunu fark ettim bu yaptığımız harika bir şeyin sadece başlangıcı olacak. | Open Subtitles | . ولكن عندما خممت حيال تلك الأمور . أدركت بأنها بداية شئ مُذهل |
harika o zaman, çok iyi, evet. | Open Subtitles | .حسنٌ , إصغي , هذا عظيم , إن هذا مُذهل , لقد سمعتٌ هذا , أجل |
Bir ebeveyn için inanılmaz bir duygu olmalı.. | Open Subtitles | وإنه كان شعور مُذهل للغاية تحظى بهِ والدة، |
Sizi dere yakınındaki inanılmaz bir mağaraya götürüyorum, çocuklar. | Open Subtitles | سأصطحبكم يا رفاق إلى ك مُذهل بالقرب من جدول. |
Eğer dünyamız inanılmaz detaylar içeren bir programsa bu yaratıcılarımızla ilgili bize ne söyler? | Open Subtitles | إن كان عالمنا خلقٌ حسابي مُذهل التعقيد فمالذي يُخبرنا ذلك عن خالقيه؟ |
muhteşem. Bugün ne yapacağımı biliyor musun? | Open Subtitles | شعور مُذهل أتعرفين ما سأفعله اليوم؟ |
- Evet, muhteşem. Bana bir zırh versene. | Open Subtitles | أجل، هذا مُذهل أعطني بدلة، حسنُ؟ |
Yalnızken Etkileyici oluyoruz ama birlik olunca, ciddiye alınması gereken bir güçüz. | Open Subtitles | بمفردنا كل منا مُذهل لكن سوياً نحن قوة لا يُستهان بها |
Açıklamama izin verin, çünkü bu çok Etkileyici. | Open Subtitles | اسمحوا لي بأن أفسر هذا لأن هذا الشئ مُذهل حقاً |
Vay canına, burası harika bir yer. | Open Subtitles | هذا .. هذا المكان مُذهل. |
olağanüstü bir başarı, tebrikler. | Open Subtitles | حسناً، يا لَه مِن إنجاز مُذهل وقد أحسنتَ |
O küçük çocuğu kim eğitiyordu bilmiyorum ama müthiş bir iş çıkarıyordu. | Open Subtitles | لم اكن اعرف من الذى يدرب هذا الصبى لكنهم قاموا بعمل مُذهل |
Yani ya gerçeği söylüyor ki böyle bir şey mümkün değil ya da ya da o Mükemmel bir yalancı, bu durumda sosyopatlık davranışı sergileyip sergilemediğine bakmalıyız. | Open Subtitles | لذا فأمّا أنّه يقول الحقيقة، والتينعلمأنّهاليست قضيتنا،أو.. أو أنّه كاذب مُذهل و علينا أنّ نبحث على المؤشرات النفسّية. |
Adli tıbbın, bu günlerde yaptıkları şaşırtıcı. | Open Subtitles | مُذهل مايمكن أن يفعله الطب الشرعي هذه الأيام |
Sonradan çok şahane olur, bunu yapmamız gerek dedik. | Open Subtitles | ثم قُلنا "هذا فقط مُذهل للغاية يجب أن نقوم بذلك" |
Vay be. | Open Subtitles | مُذهل من كان ليعتقد |
Büyüleyici bir ev. | Open Subtitles | إنّهُ مُذهل! |
Fevkalade! Öğle yemeğinden önce 7,5 cm. İlerleme diye buna derim. | Open Subtitles | مُذهل تقدمنا ثلاث إنشات، هذا ما اسميه تقدمًا بحق |