Unutulması imkansız, biliyorsun, imkansız. | Open Subtitles | إنه مُستحيل أَنْ يَنْسي، أتَعْرفُ، مستحيل |
Evlat edinmeye çalışıyorum, ama işim bunu imkansız hale getiriyor. | Open Subtitles | أنا أُحاول تبني طفل، لكن عملي يجعل الأمر مُستحيل |
İçinde ufacık bir miktar kan olsa bile, bunu arıtmak neredeyse imkânsız. | Open Subtitles | حتى ولو وُجِدَ أدنى أثر مِن الدماء، عزلها سيكون، حسنٌ، تقريبًا مُستحيل |
İçinde ufacık bir miktar kan olsa bile, bunu arıtmak neredeyse imkânsız. | Open Subtitles | حتى ولو وُجِدَ أدنى أثر مِن الدماء، عزلها سيكون، حسنٌ، تقريبًا مُستحيل |
mümkün değil. İmkanı yok. Yapamam. | Open Subtitles | . مُستحيل مُستحيل ، لا أستطيع ذلك في يوم |
Dosya, CBI dışından aktarılmış ve bu mümkün değil. | Open Subtitles | وتمّ نقل الملف من خارج المكتب، وهذا أمر مُستحيل. |
Olmaz, polis, o deli Avusturyalı ve adamları peşimizde olacaktır. | Open Subtitles | مُستحيل , انْ كل شُرطي في هذة الولاية يبحثعننافي الوقتالراهن. |
Bu Olamaz. Biz şehrin ortasındayız. | Open Subtitles | . مُستحيل أن يحدث ذلك ليس في وسط المدينة |
Aşağıa inmek imkansız. | Open Subtitles | النُزول إلى الأسفل على الدرج , شىء مُستحيل |
Bu zaten imkansız olan bir durumu daha da kötüleştirir. | Open Subtitles | هذا سيجعل الوضع يتفاقم، و نحنُ حالياً بوضع مُستحيل. |
Ona tamamen benziyor olsa da takvimi takip ediyorsanız bu adamın o olması imkansız. | Open Subtitles | دون ذكر الشاب الذي .يبدوعلىذات هيئته. والذي إذا كانت بياناتك بخصوصه دقيقة، فهذا مُستحيل. |
Ona tamamen benziyor olsa da takvimi takip ediyorsanız bu adamın o olması imkansız. | Open Subtitles | دون ذكر الشاب الذي .يبدوعلىذات هيئته. والذي إذا كانت بياناتك بخصوصه دقيقة، فهذا مُستحيل. |
Bu imkansız. Sen daha hoşsun, ve şimdi daha güzelsin. | Open Subtitles | هذا شئ مُستحيل ، أنتِ كنتِ الأجمل في ذاك الوقت ، و أنتِ أكثر جمالاً الأن |
- Biyolojik olarak imkansız. İnsan ağzı daha o kelimeleri söyleyecek kadar gelişmedi. | Open Subtitles | غير مُستحيل جسدياً ، الفَم البشري لم يتطور لـ قول تلك الكلمات |
Bu imkânsız. Karantinadaki doktorlar söylerlerdi. | Open Subtitles | هذا مُستحيل أطباء الحجر الصحي كان سيخبرونني بهذا |
Maçları kazanmak zor olacak ama 2000 taraftar, imkânsız oğlum. | Open Subtitles | قد يكون أمر الفوز بالتأهل صعباً لكن الألفين جمهور؟ أمرٌ مُستحيل يارجل |
Fiziksel olarak imkânsız. Neden söz ettiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | أمرٌ مُستحيل منطقياً، لا أفهم ماذا تريدينه. |
İçerden biri olmadan mümkün değil lazer darbesi emisyonlarına bağışıklığınız yoksa tabii. | Open Subtitles | الأمر مُستحيل بدون وجود رجل بالداخل إلا لو كنت منيعاً ضد أشعة الليزر التي تستشعر النبض. |
O çocuğun uyuşturucuya bulaşması mümkün değil. | Open Subtitles | مُستحيل أن يكون هذا الفتي يتناول المخدرات |
Bu pek mümkün değil. Ankesörlü telefondayım. | Open Subtitles | حسنًا، هذا مُستحيل أنا على هاتف بالعُملة |
Yapma, hedefi çıkarmak için mahallenin yarısını havaya uçurmaktansa az maliyetli tek bir adam göndermek daha sağlam Olmaz mı? | Open Subtitles | هلِمبنا! مُستحيل ان تبعث رجلاً واحداً لإختطّاف هدف دون نَسْف نِصف الحى على الأقل |
Bunu daha önce tahmin etmeliydim, ama şimdi düşündüm de... "Olamaz" | Open Subtitles | كان يجب عليَّ أن أخمن ذلك من قبل لكني إعتقدت " مُستحيل" |
Olamaz! Hayır. Yok artık. | Open Subtitles | لا، مُستحيل أتمازحينني؟ |