"مُستحيل" - Translation from Arabic to Turkish

    • imkansız
        
    • imkânsız
        
    • mümkün
        
    • Olmaz
        
    • Olamaz
        
    • İmkanı
        
    • Yok artık
        
    Unutulması imkansız, biliyorsun, imkansız. Open Subtitles إنه مُستحيل أَنْ يَنْسي، أتَعْرفُ، مستحيل
    Evlat edinmeye çalışıyorum, ama işim bunu imkansız hale getiriyor. Open Subtitles أنا أُحاول تبني طفل، لكن عملي يجعل الأمر مُستحيل
    İçinde ufacık bir miktar kan olsa bile, bunu arıtmak neredeyse imkânsız. Open Subtitles حتى ولو وُجِدَ أدنى أثر مِن الدماء، عزلها سيكون، حسنٌ، تقريبًا مُستحيل
    İçinde ufacık bir miktar kan olsa bile, bunu arıtmak neredeyse imkânsız. Open Subtitles حتى ولو وُجِدَ أدنى أثر مِن الدماء، عزلها سيكون، حسنٌ، تقريبًا مُستحيل
    mümkün değil. İmkanı yok. Yapamam. Open Subtitles . مُستحيل مُستحيل ، لا أستطيع ذلك في يوم
    Dosya, CBI dışından aktarılmış ve bu mümkün değil. Open Subtitles وتمّ نقل الملف من خارج المكتب، وهذا أمر مُستحيل.
    Olmaz, polis, o deli Avusturyalı ve adamları peşimizde olacaktır. Open Subtitles مُستحيل , انْ كل شُرطي في هذة الولاية يبحثعننافي الوقتالراهن.
    Bu Olamaz. Biz şehrin ortasındayız. Open Subtitles . مُستحيل أن يحدث ذلك ليس في وسط المدينة
    Aşağıa inmek imkansız. Open Subtitles النُزول إلى الأسفل على الدرج , شىء مُستحيل
    Bu zaten imkansız olan bir durumu daha da kötüleştirir. Open Subtitles هذا سيجعل الوضع يتفاقم، و نحنُ حالياً بوضع مُستحيل.
    Ona tamamen benziyor olsa da takvimi takip ediyorsanız bu adamın o olması imkansız. Open Subtitles دون ذكر الشاب الذي .يبدوعلىذات هيئته. والذي إذا كانت بياناتك بخصوصه دقيقة، فهذا مُستحيل.
    Ona tamamen benziyor olsa da takvimi takip ediyorsanız bu adamın o olması imkansız. Open Subtitles دون ذكر الشاب الذي .يبدوعلىذات هيئته. والذي إذا كانت بياناتك بخصوصه دقيقة، فهذا مُستحيل.
    Bu imkansız. Sen daha hoşsun, ve şimdi daha güzelsin. Open Subtitles هذا شئ مُستحيل ، أنتِ كنتِ الأجمل في ذاك الوقت ، و أنتِ أكثر جمالاً الأن
    - Biyolojik olarak imkansız. İnsan ağzı daha o kelimeleri söyleyecek kadar gelişmedi. Open Subtitles غير مُستحيل جسدياً ، الفَم البشري لم يتطور لـ قول تلك الكلمات
    Bu imkânsız. Karantinadaki doktorlar söylerlerdi. Open Subtitles هذا مُستحيل أطباء الحجر الصحي كان سيخبرونني بهذا
    Maçları kazanmak zor olacak ama 2000 taraftar, imkânsız oğlum. Open Subtitles قد يكون أمر الفوز بالتأهل صعباً لكن الألفين جمهور؟ أمرٌ مُستحيل يارجل
    Fiziksel olarak imkânsız. Neden söz ettiğini bilmiyorum. Open Subtitles أمرٌ مُستحيل منطقياً، لا أفهم ماذا تريدينه.
    İçerden biri olmadan mümkün değil lazer darbesi emisyonlarına bağışıklığınız yoksa tabii. Open Subtitles الأمر مُستحيل بدون وجود رجل بالداخل إلا لو كنت منيعاً ضد أشعة الليزر التي تستشعر النبض.
    O çocuğun uyuşturucuya bulaşması mümkün değil. Open Subtitles مُستحيل أن يكون هذا الفتي يتناول المخدرات
    Bu pek mümkün değil. Ankesörlü telefondayım. Open Subtitles حسنًا، هذا مُستحيل أنا على هاتف بالعُملة
    Yapma, hedefi çıkarmak için mahallenin yarısını havaya uçurmaktansa az maliyetli tek bir adam göndermek daha sağlam Olmaz mı? Open Subtitles هلِمبنا! مُستحيل ان تبعث رجلاً واحداً لإختطّاف هدف دون نَسْف نِصف الحى على الأقل
    Bunu daha önce tahmin etmeliydim, ama şimdi düşündüm de... "Olamaz" Open Subtitles كان يجب عليَّ أن أخمن ذلك من قبل لكني إعتقدت " مُستحيل"
    Olamaz! Hayır. Yok artık. Open Subtitles لا، مُستحيل أتمازحينني؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more