"مُغلقاً" - Traduction Arabe en Turc

    • kapalı
        
    • kilitli
        
    • kapalıydı
        
    • kapat
        
    • kilitliydi
        
    Onun dediklerini yapmak üzerine etki altına alındım ve çenemi kapalı tutmamı söyledi. Open Subtitles إنّي مُستحوزٌ ذهنياً لأفعل مثلما قال، ولقد قال لي أن أبقي فمي مُغلقاً.
    Çünkü arasında yaşadığı kalın duvarlar, benim için kapalı bir kitap gibiydi. Open Subtitles حياته داخل تلك الجدران الصلبة كانت كتاباً مُغلقاً بالنسبة ليّ
    Ağzımı kapalı tutmam gerektiğini anladım. Hepsi bu sanırım. Open Subtitles أنا أفهم بأنّه عليّ إبقاء فمي مُغلقاً هكذا يبدو الأمر
    Lavaboya gitmem gerek, kilitli değilse tabii. Open Subtitles عليّ أن أذهب لمرحاض السيدات إن لم يكن مُغلقاً
    Tabut kapağı açılmamıştı, kapalıydı. Open Subtitles لمْ يكن هناك أيّ عرضٍ للجثة، فقد كان النعش مُغلقاً.
    Pekâlâ. Çeneni kapat ve biraz sert görünmeye çalış. Open Subtitles إبقِ فمّك مُغلقاً وحاول أن تظهر وحشياً قليلاً.
    Dün gece eve geldiğimde, odanın kapısı kilitliydi. Open Subtitles ليلة البارحة, حينما عدتُ للمنزل وجدتُ بابكِ مُغلقاً
    Kapımın kapalı olması gerçeği sizi büroma girmekten alıkoymasın. Open Subtitles تغاضيتم عن كون باب المكتب كان مُغلقاً والذييمنعكممن دخولمكتبي.
    Güvenebileceği biri ağzını kapalı tutacağını bildiği biri. Open Subtitles بل شخص ما يستطيع الوثوق بهِ، شخص ما يعرف بأنه سيبقي فمه مُغلقاً.
    Bay Bojangles'e söyle çenesini kapalı tutsun. Open Subtitles قُل لذلكَ المُطرِب أن يُبقي فمهُ مُغلقاً
    Ama kredi kartımı kullanırsa, ağzını kapalı tutacağını söyledi. Open Subtitles ولكن قالت أنّها ستبقي فمّها مُغلقاً. لو سمحتُ لها بإستخدام بطاقتي بين الحين والآخر.
    Tabii kime anlatıyorsam. Biliyorsun zaten. Gerçeğe dönecek olursak 10 yıldır kapalı duran bir tabut var. Open Subtitles بالعودة إلى القسم غير الخيالي، لدينا تابوت حقيقي كان مُغلقاً لعشر سنوات،
    Güvenebileceği biri ağzını kapalı tutacağını bildiği biri. Open Subtitles بل شخص ما يستطيع الوثوق بهِ، شخص ما يعرف بأنه سيبقي فمه مُغلقاً.
    Zamanında gelir, ağzını kapalı tutar. Open Subtitles يأتي بالوقت المُناسب، يُبقي فمه مُغلقاً.
    Ama bu bölüm 1800'lerden beri kapalı. Open Subtitles لكن هذا القسم بالتحديد كان مُغلقاً منذ القرن التاسع عشر
    - Bir kez kapandı dediler mi kapalı kalır. Open Subtitles لقد قالوا ، بمجرد ما أن يتم إغلاقه ، فسيظل مُغلقاً
    Pekâlâ, bu sistem havayı kendi saflaştırıyor fakat sistem günlerdir kapalı yani tohumlar bir parça çürümüştür, havalandırma sadece tohum tozunu ayağa kaldırıyor. Open Subtitles حسناً، هذه المُنشأة تنقي هواءها ذاتياً، لكن كان النظام مُغلقاً لأيّام، لذا فإنّ البذور قد فسدت قليلاً، فتحات التهوية تُحرّك غبار البذور فحسب.
    Savaşın bir kuralı var: Çeneni kapalı tutmak. Open Subtitles قانون واحد وقت الحرب: "إبقِ فمكَ مُغلقاً"
    Onu almış olamazsın çünkü tiyatro odasında kilitli duruyor. Open Subtitles لا, لم تفعلي ذلك لا يمكن أن تكوني أخذت ذلك الثوب فعلاً لأنني أبقي ذلك الثوب مُغلقاً عليه في أمان في غرفة الدراما
    Ben de gidip kapıyı kontrol ettim, ama kilitli değildi. Open Subtitles لذا مشيتُ إلى الباب ولم يكن مُغلقاً هذه المرّة.
    Gece yerler cilalanacağı için koridor kapalıydı. Open Subtitles كان هذا الرواق مُغلقاً لأنّ الأرضيات كانت ستُشمّع في وقت لاحق تلك الليلة.
    Geldiğimde odanın kapısı kapalıydı. Open Subtitles عندما عدتُ، كان الباب مُغلقاً.
    Kapıyı ardımdan kapat ve kapalı tut. Open Subtitles -أغلق الباب خلفي و أبقه مُغلقاً
    Oraya vardığımda, Kapı kilitliydi.Tamammı? Open Subtitles الباب كان مُغلقاً عندما عدت للمنزل, حسناً؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus