"مُفاجئ" - Traduction Arabe en Turc

• sürpriz
• şaşırtıcı
• şaşırdın
• aniden
• ani
• şaşırdım
• Şaşırmış
• şaşmayacaktır

Frasier, bence bu sürpriz hoşuna gidecek.
أوه، فرايزر، أعتقد أنت سَتصْبَحُ مُفاجئ بسرور.

sürpriz laser-tag prova yemeği yok!
لا يوجد حفل عشاء تجريبي مُفاجئ في لعبة حرب الليزر

Bir dâhi olmasına rağmen patronum kodlarını şaşırtıcı şekilde eski yöntemlerle koruyor.
بالنسبة لعبقري، فإنّ رئيسي يُغلق على رمزه وراء بُنية أمنيّة لمُولّد مُفاجئ.

Temelde hepsi aynı gibi. Şimdi söyleyeceklerim çok daha şaşırtıcı.
انها جميعا تبدو نفس الشيء لكن مرة اخرى ان ذلك مُفاجئ, لا يمكن ان تتوقعه.

şaşırdın mı?
هل هذا مُفاجئ ؟

Çok yakın bir gelecekte aniden emekliliğe ayrılacak diyelim.
فقط لنقل انه سيكون الضحيه لتقاعد مُفاجئ في المستقبل القريب.

Sizin yaşınızda ani bayılma kalp kasında hasarı gösterebilir.
انهيار مُفاجئ وفي عُمرك يُمكن ان يشير الي تدهور في عضلة القلب

Ve şimdi sürpriz bir gelişle bize katılan Yeraltı'nın favorisi...
والآن... ينضم إلينا في ظهور مُفاجئ... المفضل لنا تحت الأرض.

Okul devriyesi sürpriz bir güvenlik araştırması yapıyor.
طُلاب النظام يقومون الآن بإجراء تفتيش مُفاجئ للسلامة.

Benim içinde büyük sürpriz oldu.
لقد كان أمرٌ مُفاجئ جدًّا لي أيضًا.

Ama bu kadar kısa sürede bu kadar yol alması sürpriz olmadı.
لكن ليس مُفاجئ أنها أتت من بعيد وبسُرعة

Somon balığını seviyor. Ne büyük sürpriz.
يحبّ سمك السلمون، يا له من أمرٍ مُفاجئ

İmparator, cepheden haberler var düşman sürpriz bir saldırı başlattı.
صاحب الجلالة , لدينا أخبار من الجبهة الامامية ... العدو باشر بهجوم مُفاجئ

Şimdiye kadar en şaşırtıcı şeyleri gördüm bile.
يُمكنُ أَنْ يَكُونَ في هذا العمرِ أَنا جميعاً مُفاجئ خارج.

Belki de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, ABD Hükümeti bunu es geçti.
ربّما بشكل مُفاجئ, تملّصت الحكومة الأمريكيّة من ذلك الطلب.

Ama çok şaşırtıcı birşey bulmuşlar,
لكن في الواقع ، لقد وجدوا شيئاً مُفاجئ تماماً .

Evet, öyleyse neden o kadar şaşırdın?
ثمّ بأَنْك مُفاجئ جداً؟

Beni gördüğüne şaşırdın mı?
مُفاجئ لرُؤيتي؟

Nükleer pil, patlayan bir uzay aracından aniden uçup gidecekti.
بشكل مُفاجئ أثناء قيام تِلك البطّارية النووية، بالطّيران بعيداً من مكان إنطلاق مركَبة الفضاء.

Ama çocuk aniden bir başkasıyla nişanlandı.
لكنـه عقد خطبته على فتاة أُخرى بشكل مُفاجئ

Bir tek göz atış, ani bir acısı iğnenin ilmikleyen gözlerini o bir ses çıkarmadan...
بريق منُفردّ، سهمُاً من الألم مُفاجئ ضرب عينها قبل أن تقوم بصوتِاً.

Tüm olanlardan sonra, Brad Terry'nin bugün çalışmasına şaşırdım.
أَنا براد تيري مُفاجئ العَمَل اليوم، بعد الذي حَدثَ.

Beni gördüğüne Şaşırmış gibi görünmüyorsun.
أنت لا تَبْدو مُفاجئ لرُؤيتي.

Beni tanıyanlar şimdi söyleyeceğim şeye şaşmayacaktır.
الناس الذين يَعْرفونَني أفضل لَنْ يَكُونوا مُفاجئ مِن قِبل الذي أَوْشَكْتُ أَنْ أُخبرَك.