"نادلة" - Traduction Arabe en Turc

    • garson
        
    • garsonluk
        
    • garsonum
        
    • garsonu
        
    • barmen
        
    • garsondu
        
    • garsondum
        
    • garsona
        
    • garsonsun
        
    • garsonla
        
    • garsonmuş
        
    • garsondan
        
    • garsonlardan
        
    • barmenim
        
    • barmenlik
        
    Şehirdeki bir bayan garson birkaç dakika önce şerifle arabaya binerken görülmüş. Open Subtitles لقد شوهدت نادلة أحد المطاعم وهي تركب سيّارة مع العمدة قبل دقائق
    Shannen Doherty elime özgeçmişini tutuşturduğundan beri bu kadar umutsuz bir garson görmedim. Open Subtitles لم أرى نادلة بهذا اليأس منذ أن تراجعت عن ضرب شانين دورتي بالأمس
    Saygın bir garson kız dolar kabul edemez. Open Subtitles لا توجد نادلة تحترم نفسها ستقبل بالدولارات فتاة جيدة
    2 hafta önce, garsonluk yaptığı restoran'dan kayıp başvurusunda bulunulmuş. Open Subtitles في عداد المفقودين منذ اسبوعين من المطعم حيث كانت نادلة
    Okula gitmeyeceğim. Ben garsonum. İhtiyacınız var mı? Open Subtitles أنا لا أذهب إلى المدرسة أنا أعمل نادلة هل تحتاجين واحدة؟
    Spool adında bir kadın bende çalıştı. garson olarak. Open Subtitles كان لدى سيدة أسمها سبول أعتادت على العمل عندى , نادلة
    Porto Rikolu bir kadın garson, domates çorbası getiriyor. Open Subtitles هناك نادلة من بروتو ريكو تأتى اليك و هى تحمل حساء احمر لديها بعض من حساء الطماطم
    Yapman gereken, bir ajansı arayıp bir düzen kurana kadar, oradan bir garson ayarlamak. Open Subtitles ما يجب عليك فعله هو الذهاب إلى وكالة ما وإحضار نادلة إلى هنا للقيام بالعمل حتى تتدبر أمورك
    eger garson ya da bayan garsonsan ve beni lokantadaa görmek istiyorsan sana söylüyorum. Open Subtitles إن كنتَ نادلاً أو نادلة ورأيتني في مطعم،
    Herifin teki Remo'nun iki adamını... ve o gece çalışan garson kızlardan birini öldürmüştü. Open Subtitles قتل اثنين من رجالة,و نادلة كانت تعمل ليلة اجازتها
    Orada ki garson kız olmalı. Open Subtitles ربما كانت نادلة هناك بالرغم من أننا نذهب عادةً الى الطاولة الكبيرة
    O bir garson, geyşa değil. Open Subtitles تراجع يا صاح انها نادلة وليست راقصة يابانية,
    Hamburger bfesi. 16 yaşlarında bir garson kız. Open Subtitles من هامبرغر لقد كانت نادلة في السادسة عشر من عمرها تقريباً
    Böylece tek başarısı garsonluk yapmak olan biriyle birlikte olmazsın. Open Subtitles بهذه الطريقة، لن يكون عليك مواعدة شخص تعمل نادلة فقط
    Ama garsonluk yapmayı ya da evde oturmayı tercih ederim. Open Subtitles لكنني أريد أن أكون نادلة أو أظل في المنزل
    Evet. Son on yıldır profesyonel olarak garsonluk yapıyorum. Open Subtitles أجل، كنت نادلة محترفة للعشر سنوات الماضية
    Ben garsonum. İhtiyacınız var mı? Open Subtitles أنا لا أذهب إلى المدرسة أنا أعمل نادلة هل تحتاجين واحدة؟
    Artık burada yiyemiyoruz, çünkü o bir garsonu yürüyüşe çıkardı. Open Subtitles ما عدنا نستطيع تناول الطعام هنا لأنه تمشّى مع نادلة.
    Gitmediğin için epey şanslısın o halde çünkü borç harçla okulu bitirip gene bir barmen olurdun. Open Subtitles رااائع ،، ذلك اعني انك نجوت لأنك لم تكملي تخصصك لأنك لو استمريتي لما أصبحتي مهمة الآن ولظللتي نادلة في بار
    Charlotte'te beyaz Cumhuriyetçi kadınlardan biri elinde kocaman kola bardağıyla uyanık kalmaya çalışan bir garsondu. TED نادلة من الجمهوريين البيض في تشارلوت صارعت من أجل البقاء مستيقظة وبيدها صودا.
    Ben garsondum, o kasabanın en zengin ailesine mensuptu. Open Subtitles كنت نادلة وهو كان من اغنى عائلة في البلدة
    O bana kızgın, çünkü lokantada yeni garsona kur yaparken gelip ondan çok daha iyi flört ettim. Open Subtitles هو منزعج بسبب ما حدث عند العشاء كان يلاطف في نادلة جديدة وعندما أتيت أنا لم تعره أي اهتمام
    Tabi ki içki servis etmelisin, sen garsonsun. İnsanların içkilerine ihtiyaçları var, bizim de onları servis edecek bir garsona. Open Subtitles الناس يحتاجون مشروباتهم، ونحن نحتاج نادلة لتقدم تلك المشروبات
    Bahse girerim bir garsonla görülmekten utanırsın. Open Subtitles أراهن بأنّك تشعر بالحرج أن يراك الناس مع نادلة.
    Bizim kapı kolu hırsızı şımarık bir yol kenarı lokantasında garsonmuş. Open Subtitles سارق مِقبض الباب هي بالأحرى أنيقة كأنها نادلة في مطعم على جانب الطريق
    Bir garsondan daha fazlası olduğumu söyleyen sendin. Open Subtitles أنت الشخص الذي سبق وقال لي أني أكثر من نادلة
    Sen Tanrı adına iş yaparken ben bir çiftçi ve buradaki garsonlardan biri tarafından kandırıldım. Open Subtitles عندما كنت تعمل العمل الصالح خدعني مزارع و نادلة معه
    Ben bir barmenim. Bu tarz şeyleri anlayabilirim. Open Subtitles انا نادلة في بار و نسمع اشياءا هناك
    Eğer barmenlik işine geri dönmek istiyorsan suçlama yapmaya devam et bakalım. Open Subtitles إن كنتِ تريدين أن تعودي لكونكِ نادلة استمري في إلقاء هذه التهم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus