Sence neden bir taşıyıcı tuttum da kendi adamlarımdan birini kullanmadım? | Open Subtitles | لم تعتقدين أنني استأجرت ناقل بدلاً من استخدام واحداً من رجالي؟ |
DNA ya da herhangi bir bilgi taşıyıcı size adaptasyondan, evrimden, hayatta kalmadan, gezegen değişimlerinden ve bilginin transferinden bahsedecektir. | TED | سيخبركم الحمض النووي أو أي ناقل بيانات عن التكيف، وعن التطور وعن البقاء، وعن التغيرات الكوكبية وعن نقل البيانات. |
Ofset bir taşıyıcı buldum. Sanırım sesle ilgili. | Open Subtitles | لقد حصلت على ناقل مسارات أعتقد انها رسالة سمعية |
Aralığın bir tarafında motor sinir hücresi asetilkolin denen bir sinir taşıyıcısı içeriyor. | TED | في إحدى جوانب الفجوة، تحتوي الخلية العصبية الحركية على ناقل عصبي يُسمى الأسيتيل كولين. |
taşıyıcı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | كيف يعقل أنه لم يمرض؟ أعتقد أن السبب هو كونه ناقل للمرض |
Bu taşıyıcı iki kişilik. ya da sizler her ne iseniz. | Open Subtitles | إنه ناقل لرجلين أو أياً يكن شكل بني جنسكِ |
Oksijeni taşınımı için sentetik bir taşıyıcı oluşturup besin maddelerini deriye ulaştırmak, ilik etkileşimini gereksiz kılıyor. | Open Subtitles | عن طريق تخليق ناقل إصطناعييحملالأوكسجين, يجلبالتغذيةللجلد, فيُلغي الحاجة لتفاعل النخاع |
- Haydi gidelim.. - Lütfen bana bir taşıyıcı olduğunu söyle. | Open Subtitles | دعنا نذهب رجاءً قل لي أنه يوجد هناك ناقل |
Eğer Rahip Matthew'ın taşıyıcı olduğunu düşünüyorsa görüştükleri tehlikede olabilir. | Open Subtitles | ان كان الاب بول يظن ان ماثيو ناقل اي احد امضى وقتا معه قد يكون هدفا |
Evet, biliyorum ama Amelia taşıyıcı değil. | Open Subtitles | نعم , أعرف لكن اميليا ليست ناقل لفقر الدم هذا الوراثي |
Lou Guzman, ilkokul mezunu eski et taşıyıcısı. | Open Subtitles | لو غازمان ,ناقل لحوم سابق لم ينل حظة في الدراسة |
Valka'nın kudretinin taşıyıcısı melun aleve karşı gelmeli." | Open Subtitles | لان ناقل نفس فالكا يجب ان يقف ضد حلقة النار |
Bir sinir taşıyıcısı,insan hafızasının çalışmasını ve düzenlenmesini sağlıyor. | Open Subtitles | ناقل عصبي يساعد في عملية تنظيم الذاكرة البشريه |
vites seçmek bana arabanın iç dizaynını nasıl istediğimi söylemiyor ama beni seçim yapmaya hazırlıyor. | TED | بالرغم من ان اختيار ناقل الحركة لا يخبرني اي شيء عن ديكوري الداخلي مازال يجهزني الى كيفية الاختيار |
Limon suyu? İyi bir iletken ancak sende neden bu kadar var? | Open Subtitles | عصير الليمون، إنه ناقل جيد لكن لماذا لدينا الكثير منه؟ |
Elimizdeki en güçlü radyo vericisi. Virüs'ü yüklediğinizde haber verecek. | Open Subtitles | هذا أقوى ناقل راديو نملكه وسيخبرنا عند تحميل الفيروس |
Yahudilik bulaşıcı değildir, değil mi? | Open Subtitles | حسناً, كونك يهودي لا يعني بأنك ناقل للأمراض صحيح ؟ |
N-Kanalı Enerji Yayın Kutusu yakınlarında aşırı ısınma alarmı verilmiş. | Open Subtitles | كان هناك حرارة زائدة في القناة إن قرب ناقل الطاقة |
Konuşmayı bırak, yürü. Platformun tam ortasında dur. Bu ışınlama cihazı. | Open Subtitles | لا تتكلمي، فقط تحركي قفي في الوسط، إنه ناقل فضائي |
Ben nakliyeci değilim. Kamyoneti olan bir salağım. | Open Subtitles | أنا لست ناقل أنا السادج صاحب الشاحنة |
Zaman-yolculuğu sağlayan bir ışınlanma cihazıyla seni bırakamam. Her yere gidebilirsin. İki kez. | Open Subtitles | لا يمكنني السماح بوجود ناقل زمكاني معك، وإلّا لذهبت إلى أي مكان .. |
Lastikler yalıtkan, ama metaller iletkendir. | Open Subtitles | المطاط عازل لكن المعدن ناقل |
Bakın, ben sadece taşıyıcıyım. | Open Subtitles | اسمعا، أنا مجرد ناقل |