Duruma uyum sağlamak için, hiç bir şey belli etmeyen bir gülümseme takınırdık. | Open Subtitles | كي نتأقلم حقاً كنا نهتم بالمنظر الخارجي فحسب |
Benim işim de sutyen giyerken kasa açmaya kalkmak değil; ama uyum sağlayacağız işte. | Open Subtitles | حسناً ونوعي ليس اختراق الخزنه بصدريتي لكننا نتأقلم |
Tehlikeli bir zamanda olduğumuzu ve uyum sağlamak zorunda olduğumuzu anlamalısın. | Open Subtitles | عليك أن تدرك أنها أوقات عصيبة ويجب أن نتأقلم |
Her zaman yaptığımız gibi bu tarz şeyleri geçiştirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نتأقلم مع هذه الأمور كما فعلنا دائما |
Her zaman yaptığımız gibi bu tarz şeyleri geçiştirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نتأقلم مع هذه الأمور كما فعلنا دائما |
Zorluk denilen şey sadece henüz uyum sağlayamamış olduğumuz "değişikliktir" | TED | فالمحنة هي تغيير ما لم نتأقلم معه |
Durum değişti. - Biz de uyum sağlıyoruz. | Open Subtitles | لقد تغيّرت الأمور,إننا نتأقلم فحسب. |
Durum değişti. - Biz de uyum sağlıyoruz. | Open Subtitles | لقد تغيّرت الأمور,إننا نتأقلم فحسب. |
Şıp diye uyum sağlamamızı mı? | Open Subtitles | كنا يجب ان نتأقلم تدريجيا |