Daha önce tanışmadık, ama hakkınızda çok şey duydum. Merhaba. | Open Subtitles | لم نتقابل أبداً من قبل ، ولكنني قرأت عنكِ كثيراً |
Altıncı ayın sonunda burada buluşalım. | Open Subtitles | ثانيا بعد مشيئتى سوف نتقابل هنا فى نهاية القمر السادس |
Benimle burada Rus bölgesinde buluşmak istemeniz iyi bir başlangıç değil. Korkuyordum. | Open Subtitles | طلبتى منى أن نتقابل هنا فى القطاع الروسى, وتلك ليست بدايه مُشجعه |
Ve bu savaş bittiğinde ya cennette ya da zafer meydanında yine görüşürüz! | Open Subtitles | وعندما ينتهي يوم المعركة هذا سوف نتقابل في الفردوس أو على ساحة النصر |
İki gün önce buluşmamız gerekiyordu ama olmadı... -...ama merak etme, işin üzerindeyim. | Open Subtitles | كان علينا أن نتقابل قبل يومين، بس لم نستطع لكن لاتقلق سأهتمُ بذلك |
Belki bir şeyler içmek için buluşuruz ve bana ön tarafını gösterirsin. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نتقابل فيما بعد, وساعتها يمكن أن أراك من الأمام. |
buluşup ikisini aynı anda kullanır sonra da yolumuza gideriz. | Open Subtitles | ويمكننا أن نتقابل ونستخدم الاثنان معاً ونذهب كل في طريقه |
Bir ara Buluşabilir miyiz? Sana soracak özel sorularım var. | Open Subtitles | أيمكننا أن نتقابل لبعض الوقت ، أريد منك خدمة |
Seni yılda birkaç kez kasabanın etrafında görüyorum ama hiç resmi olarak tanışmadık. | Open Subtitles | لقد رأيتك مرتان بالقرب من البلدة على مدار السنين لكن لم نتقابل رسميا |
Hayır, biz tanışmadık. Görseydim bu yüzü unutmazdım. Adın ne? | Open Subtitles | كلا لم نتقابل قط، كُنت لأتذكر وجهًا كوجهكِ، ما إسمكِ؟ |
Henüz gereği gibi tanışmadık, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، نحن لم نتقابل من قبل أبداً. أليس كذلك ؟ |
Sadece "Waldbaum'da buluşalım" dediler. | Open Subtitles | لقد قال الملاك اننا سوف نتقابل فى والدبوم |
Saat 2:30'da hastanede buluşalım. | Open Subtitles | لدى أجتماع و يجب أن أبداة ألان لماذا لا نتقابل الساعة 2: |
Beni oğlunla tanıştırmaya hazır değilsin, bu yüzden burada buluşmak istedin. | Open Subtitles | أنتٍ لست مستعدة لكي اقابل إبنك لهذا أردتٍ ان نتقابل هنا |
Ama gemide görüşürüz. Bol bol özlem gideririz, tamam mı? | Open Subtitles | لكني سأراك في حفلة الباخرة, لكي نتقابل بشكل أفضل, حسناً؟ |
Bir daha ki buluşmamız da, patronuna söyle cüzdanını doldurup gelsin. | Open Subtitles | ثم حينما نتقابل ثانية أخبر رئيسك أن يُحضر حافظة نقوده سأتقاضى الأجر كاملاً |
Ama unutma, eğer bir sorun çıkarsa, kasabanın dışındaki büyük ağacın orada buluşuruz. | Open Subtitles | لكن تذكروا ان وقعتم في مشاكل نتقابل عند الشجرة الكبيرة على طرف المدينة |
Belki bir ara buluşup bunun hakkında konuşabiliriz. | Open Subtitles | ربما قد نستطيع أن نتقابل في وقت لاحق و نتحدث عنه |
Bir ara Buluşabilir miyiz? Sana soracak özel sorularım var. | Open Subtitles | أيمكننا أن نتقابل لبعض الوقت ، أريد منك خدمة |
Ve sonra da ben arıyorum. Buluşmamak için çabalıyoruz ama arada bir de buluşuyoruz. | Open Subtitles | وبعد ذلك أتصل ، ونحن نحاول أن لا نتقابل لكننا نادرً جداً ما نتقابل |
Yarın sabah her zamanki gibi 9'da buluşacağız. | Open Subtitles | نتقابل غدا الساعة التاسعة صباحا، كالعادة |
Evet, burada olur, fakat dışarıda bir yerde de buluşabiliriz. | Open Subtitles | نعم هنا ، ولكن يمكننا أن نتقابل في العالم الواقعيّ |
Onunla hiç karşılaşmadık ama devamlı yazışırdık. | Open Subtitles | .. في الواقع نحن لم نتقابل بشكل فعلي لكننا كنّا نتراسل بشكل منتظم |
Böyle hemen görüşmek ne hoş sürpriz. | Open Subtitles | يا لها من مفاجأة رائعة، ان نتقابل ثانية بهذا السرعة شكرا لك |
Danni, bunu nasıl yapacağım bilmiyorum ama artık birbirimizi görmesek iyi olur. | Open Subtitles | لا أعرف طريقة لطيفة لإخبارك بهذا ولكن لا ينبغي أن نتقابل مجدداً |
Hiç bilmiyordum. Bir gecelik bir şeydi, 3 sene önce, seninle tanışmamıştık henüz. | Open Subtitles | ليس لدي أي فكرة،لقد حدثت فى ليلة منذ 3 سنوات قبل أن نتقابل |