Ve uzun süreli başarın hakkında ciddiysen sen de katılacaksın. | Open Subtitles | وإذا كنت جاد حول نجاحك على المدى الطويل، بكل تأكيد |
Yakın zamandaki başarını duyan bir başka kadın olduğundan korktum. | Open Subtitles | كنت خائفة أن تكون إمرأة أخرى عرفت عن نجاحك الوشيك |
Lütfen hatalarımın, Başarının önünde durmasına izin verme. | Open Subtitles | من فضلك لا تجعل أخطائي تقف في طريق نجاحك. |
insanlara sahipsinizdir. Üçüncü soru: Geçmişte size başarı getiren bir uygulamadan vazgeçecek kadar cesaretli misiniz? | TED | السؤال الثالث: هل أنت شجاع بما فيه الكفاية لكي تتخلى عن الممارسة التي كان لها الفضل في نجاحك في الماضي؟ |
Bak, seni başarılı yapan şeylerden biri hiçbir detayı atlamaman. | Open Subtitles | واحد من أسباب نجاحك هو قدرتك على رؤية كل الزوبعات |
Özellikle başkalarının hayatı sizin Başarınıza bağlı olduğunda. | Open Subtitles | خصوصاً عندما تكون حياة الآخرون تعتمد على نجاحك |
Karın kötü yola düşmüş olabilir, ama başarın bunların hepsini temizler. | Open Subtitles | لن يهم إذا ما أصبحتُ امرأة ساقطة في سبيل نجاحك |
Ama başarın güçlerimizi birleştirmemizi engellememeli kârlı bir yatırım imkanı doğduğunda. | Open Subtitles | لكن نجاحك لا يجب أن يمنعنا من توحيد قوتنا عندما نجد أمامنا مغامرة مربحة |
başarın, Kore'nin birleşmesi için önemli bir etki yaratacaktır. | Open Subtitles | سَيكونُ نجاحك قوياً ومؤثراً في إعادةِ توحيد كوريا |
başarını tehdit olarak gören erkek olmak istemiyorum. | Open Subtitles | انظري, أنا لا اريد ان اكون ذلك الرجل لا اريد ان اكون الرجل الذي يشعر بالتهديد من قبل نجاحك |
Fışkıran petrol kuyularını, başarını gazeteden okudum. | Open Subtitles | قرأتُ عن بئرك المتدفقة بالصحيفة عن نجاحك |
Satışlardaki başarını da açıklıyor ve sapıkça seks hayatını. | Open Subtitles | هذا يُفسّر نجاحك في المبيعات وحياتُكِ الجنسيّة المُلتوية. |
Başarının zirvesine ulaşıyorsun, bundan sonra ancak düşüş başlar. | Open Subtitles | أعني , أنك وصلت إلى قمة نجاحك ولديك طريق واحد كي تسقط |
Başarının sırrının insanların bir kutu gazozla ne yapacaklarını bilmediklerini varsayarak elde ettiğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظن سر نجاحك على أفتراض أن الناس لم تكن تعرف ما الذي تفعله بهذه الصودا؟ |
Demek istediğim bu günlerde biraz başarı kazanırsan seni buraya koyanlar, iyice bir durularlar. | Open Subtitles | أعني أن نجاحك انخفض هذه الأيام وهذا يرضي الناس الذين وضعوك هُــنا |
Bu sunumu yaparsanız, büyük bir başarı olacak. | Open Subtitles | عندما تقدم الأقزام سيكون نجاحك غير مسبوق |
Nasıl seçildiğini görür görmez işte başarılı olacak bir adam dedim. | Open Subtitles | حالما رأيت كيف أُنتخبت، علمت أن نجاحك متوقّع |
Belki de kazanıldığını görmeye ömrünüzün vefa etmeyeceği bir kavga için profesyonel ve siyasi Başarınıza sırt çevirdiniz. | Open Subtitles | لقد تنحيتي جانباً عن نجاحك المهني و السياسي من أجل حرب من الممكن عدم فوزها في هذه المرحلة من العمر |
Bir başka deyişle, performansınız sizinle ilgiliyken Başarınız hepimizle ilgili. | TED | بعبارات أخرى أدائك عنك، لكن نجاحك يتعلق بنا جميعًا |
başarıların kralı çok memnun etti. | Open Subtitles | استقبل الملك بابنهاج أخبار نجاحك يا ماكبث |
Sanırım bazı inasanlar senin başarına şaşırdı. | Open Subtitles | أعتقد أن بعض الناس قد تفاجئوا من نجاحك الكبير |
Tebrik ederim. Şans eseri kazandığın başarıyı tekrarladın. | Open Subtitles | تهانينا, لقد تمكنت من تكرار نجاحك الباهر |
Bu durumda, başarından dolayı tebrikler. | Open Subtitles | في هذه الحالة, تهانينا على نجاحك |
Hollywood'daki başarınızın, geç sanayici Maximilian Pierce... ile olan evliliğinizin... sürükleyici, vahşi dürüst hesabı. | Open Subtitles | ابتدائاً من طفولتك في أوروبا إلى نجاحك في هوليوود, ومن ثم زواجك من الصناعي الراحل "ماكسيميليان بيرس |
başarınızı kendi cesaretiniz, kendinize güveniniz, kendi bireysel çalışmanız belirleyecek. | TED | نجاحك سيتم تحديده بثباتكم الخاص، بثقتكم أنتم، عملكم الفردي الجاد. |