İnsanları aya gönderiyoruz, bizimle konuşabilen ya da radyo kanallarını sadece sevdiğimiz müzikleri çalması için düzenleyebilen telefonlar yapıyoruz. | TED | نُرسل أناسًا إلى القمر أونجعل هواتفنا تتحدث إلينا أو نخصص محطات إذاعية تستطيع أن تعزف الموسيقى التي نحبها فقط |
Kahve ve çikolata gibi sevdiğimiz tüketim mallarını üreten şirketler ne olacak? | TED | الآن، ماذا عن شركات البضائع الاستهلاكية التي تصنع منتوجات نحبها كالقهوة والشوكولاته؟ |
Gösterilerinde söylediğin harika sözlerle bizlere ilham verdin. Seni çok seviyoruz. | Open Subtitles | كل الأشياء التي تقولها في البرنامج ملهمة لنا و نحن نحبها |
Gösterilerinde söylediğin harika sözlerle bizlere ilham verdin. Seni çok seviyoruz. | Open Subtitles | كل الأشياء التي تقولها في البرنامج ملهمة لنا و نحن نحبها |
İkimizin de sevdiği şişme bir banyo yastığı var. Kullanma sırasının onda olduğunu iddia ediyor. Yanıldığını söyledim. | Open Subtitles | يوجد وسادة إستحمام قابلة للنفخ ، نحبها أنا وأمي، قالت أنه يومها لإستخدامها ، خالفتها الرأي فتشاجرنا |
-"Kamp yapmayı" yaz. -Kamp yapmayı severiz yazıyorum. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة التي نحبها لكي نصلح في التخييم |
İşte öğlen yemeğin. 10 küçük kareye kesilmiş Tam sevdiğimiz gibi | Open Subtitles | هنا غداءك مقطع الى عشر مربعات صغيرة حسب الطريقة التي نحبها |
Böylece sosyalizmin zincirlerini kırıp bu çok sevdiğimiz ülkeyi tekrardan refaha ulaştırabiliriz. | Open Subtitles | معاً سوف ننفض القيود الإشتراكية و إستعادة العظمة لهذه البلاد التي نحبها |
Bu, sevdiğimiz şeylerin diğer yüzü. | TED | هذا هو الجانب الأخر من الأشياء التي نحبها |
Çünkü büyük ihtimalle en sevdiğimiz şeyler bizi en çok incitebilecek olanlardır. | TED | لأنه على الأغلب أن بعض الأشياء التى نحبها للغاية ستكون هى أيضا الأشياء التى يمكنها أن تكون الأكثر إيذاء بالنسبة لنا. |
sevdiğimiz şeyleri alıp üzerlerine yeni bir şey inşa ediyoruz. | TED | نحن نأخذ الأشياء التي نحبها ونبني فوقها. |
sevdiğimiz ulusal geleneklerimizin büyük bir kısmı kendi sınırlarımızın dışından bize aktarıldı. | TED | والكثير من الأمور التي نحبها بخصوص تقاليدنا الوطنية مصدرها هو خارج حدودنا الوطنية. |
Genlerimizin aracı olarak gördüğümüz bir şey bu. Ve bunu seviyoruz. | TED | الحقيقة التي نراها هي محرك جيناتنا، وبالتالي نحبها. |
Filmler de hayat gibi, o yüzden izlemeyi seviyoruz. | Open Subtitles | و الأفلام تشبه الحياة كثيراً لذلك نحن نحبها |
Evet, ama şimdi seviyoruz ki çok harika bir şey. | Open Subtitles | فقط أننا نحبها الآن و الذي هو الأمر المذهل. |
İkimizinde sevdiği kadını elimizde tutmak için sana meydan okuyorum. - Emily? | Open Subtitles | أتحداك من أجل يد المرأة التي نحبها كلانا |
Ve şimdi Amerika ulusal marşını söylemek üzere karşınızda hepimizin sevdiği bir süper star: | Open Subtitles | و الان لنغنى النشيد الوطنى الامريكى مع النجمه الكبيره التى نحبها جميعاً |
İyi. Biz de böylesini severiz zaten. | Open Subtitles | جيد, تلك فقط الطريقه التى نحبها |
Patrick'in onu sevmesinin nedeni buydu. Bu nedenle bizde onu seviyorduk. | Open Subtitles | لهذا باتريك يحبها لهذا جميعنا نحبها |
İnsanlık hakkında sevdiğimizi düşündüğümüz her şey bize teknolojinin kazandırdıkları. Bu sonu olmayan bir oyun. | TED | كل الأشياء التي نعتقد أننا نحبها حول الإنسانية حقاً تعتمد على التكنلوجيا. هذه لعبة لانهائية. |
Vergileri hiç sevmiyoruz. | Open Subtitles | . الضرائب ، لا نحبها |
Regina tam bir kaşardı ve onu severdik, ama şimdi aramızdan ayrıldı. | Open Subtitles | ريجينا كانت اكبر حقيرة ونحن نحبها, لكنها ذهبت الان |
- Hepimiz sevmedik mi? | Open Subtitles | ألم نحبها جميعاً؟ |
Bayılırız! | Open Subtitles | نحن نحب مسرحيته نحبها |
Yeni gülümsemene alışmamıştık ama artık alıştık ve Bayılıyoruz! | Open Subtitles | نحن لم نكن معتادين على أبتسامتك الجديدة ! لكننا الآن مستعدون , و نحن نحبها |
Sanırım bizim Hoşlandığımız şeylerin aynısından hoşlanıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنهم يحبون ركوب . نفس الألعاب التي نحبها |