"نحتسي" - Traduction Arabe en Turc

    • içelim
        
    • içeriz
        
    • içiyorduk
        
    • içiyoruz
        
    • içmek
        
    • içip
        
    • içmeye
        
    • içiyor
        
    • içerken
        
    • yudumluyor
        
    • içki
        
    • içeceğiz
        
    • içer
        
    • bira
        
    • birer
        
    Kendinize gelince beraber bir şeyler filan içelim. Open Subtitles ونقول من الضروري أن نحتسي الشراب سوية لاحقا
    Eğer istersen gidebiliriz, bilirsin, sonra da birkaç bira içeriz. Open Subtitles , ربما يمكننا الذهاب لو تريد ذلك ثم نحتسي الجعة
    Eşim ve ben burada içiyorduk ve ben yoruldum ve yatmaya karar verdim. Open Subtitles ،كنا أنا وزوجتي هنا في الأسفل نحتسي المشروبات ،ثم شعرت بالتعب فقررت الصعود
    İçiyoruz, insanları vuruyoruz ve ben bu bokun içinde yakalanacağım. Open Subtitles نحتسي الشراب ونقتل البشر وسوف أتورط في هذا
    Ya da bir bara gidip arkadaşlarımızla bira içmek istiyoruz. TED او نذهب إلي الحانة، نحتسي الجعة مع الأصدقاء
    Hatırlıyorum, çünkü sen bunu söyler söylemez, limonatamızı içip tahta beyaz parmaklıklardan dışarı bakarken... varendamızda oturup çocuklarımızın oynamalarını... seyrettiğimizin hayalini kurdum. Open Subtitles لقد فعلت أتذكر لأنه ما ان قلت ذلك تخيلت صورتنا و نحن نجلس على الشرفة نشاهد أولادنا يلعبون و نحن نحتسي الليمونادة
    Düşünüyordum da, bir şeyler içmeye gidebiliriz. Open Subtitles كنت أفكر، ما رأيكِ أن نحتسي شراباً سوياً ؟
    Sabah Dinelli'de kahve içelim mi? Open Subtitles لم لا نحتسي القهوة صباحاً في مقهى دينيللي ؟
    Sabah Dinelli'de kahve içelim mi? Open Subtitles لم لا نحتسي القهوة صباحاً في مقهى دينيللي ؟
    Ne dersin mesainden sonra birer içki içelim mi? Open Subtitles ما رأيكِ أن نحتسي شيئاً معاً بعد مناوبتكِ؟ . . أقول لما ننتظر
    Neden bize gelmiyorsun maçı izler ardından biraz nako yiyip sonra da bira içeriz, ne dersin? Open Subtitles لم لا تأتي لمشاهدة المباراة ونأكل رقائق البطاطا ثم نحتسي البيرة؟
    Belki, uh, bira içeriz, ya da senin oyunu oynarız... Para kutusu? Open Subtitles ربّما نحتسي الجعة، و نلعب البنس في العلبة؟
    Önce içki içiyorduk, sonra benim evim, şimdi de bir otel. Open Subtitles في البداية نحتسي الخمر و من ثم نذهب إلى منزلي ، الأن هو سيكون الفندق
    Hayır, aslında bir arkadaşa rastladım, beraber birşeyler içiyoruz. Open Subtitles لا، في الحقيقة لقد قابلت صديقاً ونحن نحتسي الشراب معاً
    İş çıkışı bir şeyler içmek için buraya gelir, gün batımını seyrederdik. Open Subtitles بعد العمل ، إعتـدنا أن نآتي إلى هنا نحتسي الشراب ، ونشاهد غروب الشمس
    Birkaç bira içip laflıyorduk ve bilim insanlarının yaptığı gibi bana çalışmasından bahsetti. TED كنّا نحتسي القليل من الجعة، وكما يفعل العلماء، حدّثني عن عمله.
    Düşünüyordum da, bir şeyler içmeye gidebiliriz. Open Subtitles كنت أفكر، ما رأيكِ أن نحتسي شراباً سوياً ؟
    Pekâlâ, bir bakalım eğer ben bir milyoner olsaydım ve şu an devasa yatımla Akdeniz'in ortasında, şampanya içiyor olsaydık ve seni öpmek isteseydim. Open Subtitles حسناً، لنفترض أني كنت ملياردير و كنا بالخارج على يختي الضخم في منتصف البحر المتوسط نحتسي الشمبانيا و قدمت لتقبيلك
    Tabii ki kahve ve konyak içerken kadınlardan da bahsettik. Open Subtitles طبعاً تحدثنا قليلاً عن الجنس اللطيف ونحن نحتسي القهوة والبراندي.
    sahilde içkilerimizi yudumluyor olacaktık. Tıpkı Butch ve Sundance gibi. Butch ve lanet olası Sundance mi? Open Subtitles لكن في مكان ما على الشاطىء نحتسي مشروباً "مثل "با تش أند ساندانس
    Aslında bakarsan söz verdiğin o içki için buluşmayı umuyordum. Open Subtitles في الحقيقة، كنتُ أرجو أن نحتسي الشرابَ الذي وعدتِ به.
    Birkaç kadeh içki içeceğiz, sonra gideceğiz. Sorun olmaz, değil mi? Open Subtitles علينا فقط أن نحتسي بعض المشروبات وبعدها سوف نخرج منها، أنتِ لا تمانعين، أليس كذلك؟
    Bir şeyler içer, biraz konuşur, havai fişekleri izleriz. Open Subtitles لما لا نحتسي الشراب و نتكلم و من ثم نحظى بالألعاب النارية؟
    Neden birer kahve alıp biraz strateji konuşmuyoruz? Strateji basit: Open Subtitles لماذا لا نحتسي انت و انا فنجان من القهوة و مِن ثَم نتحدث عن بعض الخطط ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus