"نحكم" - Traduction Arabe en Turc

• karar
• yönetebiliriz
• hüküm
• yargılamak
• hükmederiz
• yargılamayız
• hakim
• yargılıyoruz
• yönetiriz
• yönetiyoruz
• hükmedeceğiz
• yargılamadan
• yargılayalım
• hükmedebiliriz
• yargılamıyoruz

Davacı lehine karar verdik, Bayan Muriel Lang, haklı .
نحكم لصالح المدعية موريل لانج بكل الثروة

Birleşmiş gücümüz ile Üçüncü Dünya'yı beraber yönetebiliriz.
بكل قوتنا مجتمعة، يمكن أن نحكم الأرض الثالثة معاً

Şu çok açık ki, üçümüz de aynı anda hüküm süremeyiz.
من الواضح , نحن الثلاثة لا يمكننا . أن نحكم معاً فى وقت واحد

Aslında beni bunalımlı biri olması ile şaşırttı ama işini kaybetmiş bir adamı yargılamak biraz haksızlık olur.
لقد صدمنى أنه مكتئب نوعاً ما و لكن من الظلم أن نحكم على رجل حين يكون عاطلاً

Kıbrıs'a gidip dünyaya hükmederiz. Şarap içip yüzeriz.
سنذهب إلى (قبرص)، نحكم العالم، نشرب الخمر ونسبح بالبحر

Burada öyle şeyleri yargılamayız.
لا بأس بذلك مطلقاً، نحن لا نحكم على الأشخاص هنا من خلال أمور كهذه

- şehre hakim olabiliriz! - Takım olmak mı istiyorsun?
يمكننا أن نحكم المدينة - أتريد أن نتّحد؟

Şimdi de, yaptığımız şeylere dayandırarak birbirimizi yargılıyoruz.
إذاً الآن نحكم على بعضا البعض بناءً على أشياء قمنا بفعلها

"Moore Ralston'a karşı" hususunda... yükümlülük esasını dikkate alarak, davacı lehinde karar kıldık.
فى مسائلة , مورى فيرسيس فى تقرير المسؤلية نحكم لصالح المدعى

Karman ödülü için jürinin karar vermesi aylar sürecektir o yüzden bir başlangıç sermayesine ihtiyacım var ki bu da başka bir iş almam gerekecek demek, yani burada olmayabilirim.
الجائزة كرمان، اه، لن نحكم على مدى شهور، لذلك أنا بحاجة العاصمة بداية، وهو ما يعني أنني سوف يكون لتولي وظائف أخرى،

Benim gücüm ve senin... her neyse... Bu şehri yönetebiliriz.
قوتي وقوتكِ، أيًا كانت يمكننا أن نحكم تلك المدينة.

Onu devirebilirim, ve senle ben Galaksiyi yönetebiliriz.
ومعاً انتِ وانا يمكننا ان نحكم المجرة

İskoçya'ya giderdik ve orada hüküm sürerdik.
ويمكننا أن نذهب إلى سكوتلندا ، وأن نحكم هناك

Çünkü bir Mersedes'in içinden yargılamak kolay.
وذلك لأنّه من السهل أن نحكم بينما نقود سيّارة من طراز مرسيدس

Savaş alanına hükmederiz!
نحكم ميدان القتال!

Aslında karışık bir durum, ama reklam işinde başkalarını yargılamayız.
حسناً، إنها فكرة معقّدة لكن في مجال الإعلانات لا نحكم حقاً على الناس

Eğer biraraya gelirsek, cehenneme de yeryüzüne de hakim olabiliriz.
لو اتحدنا سويًا، يمكننا أن نحكم (جهنم) والأرض معًا

Biz de onları ve ahır kokan taşralı çiftlik hayatlarını yargılıyoruz.
ونحن سوف نحكم عليهم وعلى حياة المزارع الخاصة بهم التي تشم منها رائحة بوم الحظائر

Ve birlikte galaksiyi yönetiriz her şeyi istediğimiz hâle getiririz.
ومعاً انتِ وانا يمكننا ان نحكم المجرة نجعلالامورتسيركما نحن نريدها.

Biz örgütü aynı sokaktaki gibi yönetiyoruz, ama sen, sen O'Reily'i öldüreceksin, ibneyi öldüreceksin.
نحن نحكم السيطرة على الجلبة كمانفعلفي الشوارع, ولكن أنت، أنت غاضب (سوفتقتل(رايلي, سوف تقتل الشاذّ

Birlikte galaksiye hükmedeceğiz, çırağım.
سوف نحكم المجرة معا يا متدربي

Onları çok sert yargılamadan önce, şunu bilin, kara delikler sadece yıkım aracı değiller.
ولكن قبل أن نحكم عليهم بقسوة شديدة، فإن الثقوب السوداء ليست مجرد أداة للتدمير.

Belki de bir insanın yutabileceğinden büyük lokmalar yedi ama biz kimiz ki, onu yargılayalım?
ربما هو شرب أكثر من قدرة أي رجل ولكن من نحن حتى نحكم عليه ؟

Sen ve ben birlikte buraya hükmedebiliriz, aydınlığın asla haberi olmaz.
أنا وأنت يمكننا أن نحكم هذا المكان سوية والنور لن يعرف أبداً

- Önemli değil canım, yargılamıyoruz. - Yargılar gibi miydim? - Kötü bir alışkanlık ama.
ـ هذا لا بأس، أننا لا نحكم ـ لكنها عادة سيئة، بالرغم من ذلك