Nasıl davranması gerektiğini unuttuğu için Martin adına çok endişeleniyoruz. | Open Subtitles | نحن قلقون جداً لدرجة أن مارتن نسي حسن السلوك |
Senin için çok endişeleniyoruz, o yüzden hemen bizi ara, tamam mı? | Open Subtitles | نحن قلقون جداً عليك لِذا عاود الأتصال بنا, حسناً؟ |
Eğer ona sert davranırsak, ...dışarıdan karışıyor gibi görünmesinden dolayı endişeliyiz. | Open Subtitles | نحن قلقون أن يبدو كل هذا كتدخل خارجي لو قسونا عليه |
Tuvaletin nasibini alacağı şeyden endişe ediyoruz. | Open Subtitles | نحن قلقون من الضرب الذي سيناله كرسي الحمام |
Dinle, Danny'nin demeye çalıştığı şey bu Trent delikanlısından dolayı senin için endişelendik. | Open Subtitles | الإستماع, لما يحاول داني قوله لك نحن قلقون عليكِ وهذا الفتى المدعو ترينت |
And Dağları'ndan kuzeye gelen kokain bizi endişelendiriyor. | TED | نحن قلقون بشأن الكوكايين الذى يأتى من شمال الإنديز |
Yani, Şimdi de bir grup bilgisayarli Hippi'den mi korkuyoruz? | Open Subtitles | اذن، نحن قلقون من حفنة من الشواذ مع كومبيوتراتهم ؟ |
Eyalet Başsavcısı için utanç verici olduğundan İç İşlerinin bunu gömeceğinden endişeleniyoruz. | Open Subtitles | نحن قلقون من أن الشئون الداخلية ستقوم بدفن هذا الأمر لأنه سيسبب مصدر حرج كبير للمدعي العام |
Bu olay ciddi. Senin için endişeleniyoruz. | Open Subtitles | لا يا بيني, هذا موضوعٌ جديّ نحن قلقون بشأنكِ |
Verdiğiniz profile dayanarak, bir sonraki kazanın daha kalabalık bir yerde olacağından endişeleniyoruz, Başkan da öyle. | Open Subtitles | إعتماداً على تحليلكم نحن قلقون من التحطم القادم لإنه سيكون في منطقة مأهولة بالسكان، و الرئيس قد وافق |
Dünya hakkında o kadar çok endişeleniyoruz ki bahçemizde gizlenen gerçek tehlikelerin farkında değiliz. | Open Subtitles | نحن قلقون كثيراً حول العالم بينما الخطر الحقيقي مُندَّس في أفنيتنا الخارجية |
Yeterince iyi olmadığımız için endişeliyiz. | TED | نحن قلقون جدًا نتيجة ظننا أننا لسنا جيدين كفاية |
Başkan: "Bu konuda endişeliyiz çünkü kendi selametimiz ve güvenliğimizle bağlantısı bulunmakta." dedi. | Open Subtitles | وقال الرئيس: 'نحن قلقون حيال ذلك لان 'ذلك متعلق بسلامتنا الخاصة وأمننا |
endişeliyiz, çünkü son olaylar göz önüne alındığında dikkat dağınıklığından çok daha kötü durumda olmalıydın. | Open Subtitles | نحن قلقون لأنه بالنظر للأحداث الأخيرة من المفترض أن تكون أسوء بكثير من بعض الشرود الذهني |
Molly, geçen yaz yaşananları tam anlamıyla atlatamamış olmandan endişe ediyoruz. | Open Subtitles | مولى , نحن قلقون من انك لم توفى تماماً بالشروط مع احداث اصيف الفائت |
Senin için endişe ediyoruz kardeşim, olan bu. | Open Subtitles | نظراً للأمور التي الجارية نحن قلقون عليك يا أختاه |
İlmek sırasında duygusal olarak daha fazla zarar görebileceğinden endişe ediyoruz. | Open Subtitles | نحن قلقون إنكِ معرضة للعواطف في عملية الدمج الآن |
Senin için çok endişelendik. | Open Subtitles | يا الله ، نحن قلقون جدا عنك . هل أنت موافق ؟ |
Senin için endişelendik ve yalnız olmadığını bilmeni istedik. | Open Subtitles | نحن قلقون بشأنك ونحن أردْك أَنْ تَعْرفَ بأنّك لَسْتَ لوحده. |
Yasa dışı silah ticareti ve kaçakçılığı bizi endişelendiriyor. Beki de hepsinden öte insan kaçakçılığı ve bunun korkunç bedeli bizi endişelendiriyor. | TED | نحن قلقون بشأن حركة وتهريب الأسلحة الغير قانونية وفوق كل شئ, ربما، نحن قلقون بشأن الإتجار بالبشر، والتكاليف الفظيعة التى يسببها. |
"İsyancıların bizi bulup öldürmesinden korkuyoruz." | Open Subtitles | نحن قلقون لأنه عندما يمسك بنا المتمردون مرةً أخرى سيقومون بقتلنا |