"نربطه" - Traduction Arabe en Turc

• bağlantısını
• bağlayıp
• bağlayacağız
• bağlarız
• emniyet
• bağlayacak
• bağlayabiliriz

Eğer tabutta kimin olduğunu bulursak ve tanıdığımız kişilerden biriyle bağlantısını bulursak olayı çözeriz.
اذن, نحن سنكتشف من هناك و نربطه بشخص نحن نعرفه و هذا سيحل الامر كله

Aldığı yerin izini bulabilirsek bombayla daha doğrudan bağlantısını kurabiliriz.
اذا استطعنا تعقب من اى جاءت ربما نستطيع ان نربطه بالجريمة و الى التفجير اكثر

Siktir oradan. Boynuna motor bloğu bağlayıp o nehirden çıkmamasını garanti etmeliydik.
سحقاً لذلك، جدَر أن نربطه بكتلة حديد من رقبته ونتأكد ألا يعود

O zaman karısı ölene kadar adamı yatağa mı bağlayacağız?
إذاً نربطه بالسرير وننتظر وفاةَ زوجته؟

Benim kamyonetin arkasına halat takıp heykele bağlarız ve en yakın çöpe atarız.
نأخذ حبلاً نربطه حول التمثال ونربطه في مؤخرة شاحنتي ونسحبه الى اقرب مرمى

- Taşın da emniyet kemerine ihtiyacı var.
إن الحجر هو الذي يجب أن نربطه بحزام الأملان

Onu bağlayacak bir şey bulun. Sakın anlatma.
أنظروا إذا وجدتم شيئا نربطه به لا تخبرينى

Kesilme açılarının ve özelliklerinin tuttuğunu gösterebilirsem Kendall'ın Valdez'le bağlantısını ispat edebiliriz.
فإذا أستطعت مطابقة النمط في كاحل الفتاة " سوف نربطه بحادثة " فالديز

Şahidi yok, cinayet silahıyla bağlantısını kurabiliyoruz fakat kurbanla bağlantısını kuramıyoruz.
-حسنا، هو لا يملك حجة غياب ، ويمكننا أن نربطه بسلاح الجريمة، لكن ليس مع الضحية.

Stone'un katilini değil, silahla bağlantısını bulmamız gerek.
لا نريد أن نربط ( ستون ) بالجريمة نريد أن نربطه بشأن السلاح

Beau Soleil veya kumarhane aracılığıyla Rosie'yle direkt olarak bağlantısını ortaya çıkarıp o esnada başka bir yerde olduğu savını çürütmeliyiz.
يجب ان نربطه " مباشرة بـ "روزي (عن طريق (العاشـق سـولي أو الكازينو تلك الليلة ثم نهدم حجته

- Başka bir yolu olmalı, en iyisi onu bağlayıp...
- لابد أن يكون هناك طريقة آخرى. - انستطيع نحن ان نربطه

O kitabı unutun. Kanayan bir damar olursa bezle bağlayıp sıkarız.
كلما رأينا عرق ينزف نربطه بخيط

- Onu bağlayıp yaptıklarını itiraf ettiririz.
نربطه و نجعله يعترف بكل ما ارتكبه

Dr. Lorenson, atardamarı şurdan alıp burdan bağlayacağız.
لورنسون , سوف نجد الشريان هنا و نربطه

Pekala. Onu bağlayacağız. Bağla onu.
حسنا , سوف نربطه أربطيه

Bir yere gitmeyeceğine emin olmak için onu bağlayacağız.
نربطه ونحرص ألا يذهب لأي مكان

Onu bağlarız böylece rahat durur.
سوف نربطه ولن يتسبب بأية مشكلة

Arka sokağa zincirle bağlarız. Evsizleri korkutup kaçırırız.
- نربطه بسلسلة في الخارج ونخيف به المتشرد

Uçaktan aldığımız kabloyu kullanarak bir emniyet kayışı yapabiliriz.
يمكننا استخدام السلك الذي أخذناه من جسم الطائرة و نربطه للنزول - (جون)، سنرحل الآن

İki ölümü birbirine bağlayacak bir kanıt yok.
ليس لدينا أي شيء نربطه بالضحيتين حتى الأن

- Bunu şiddete ve protestoya bağlayabiliriz.
(فرانسيس هول) يمكننا أن نربطه بأحداث العنف والإحتجاجات.