Belki de Ona yardım etmeliyiz. Kimin ne yaptığını anlatmalıyız. | Open Subtitles | ربما يجدر بنا أن نساعده بإخباره بما فعل كل شخص |
Daha fazla test istemiyor. Ölmek için Ona yardım etmemizi istiyor. | Open Subtitles | يرفض أية اختبارات أخرى،يريد الموت و يريدنا أن نساعده على ذلك |
Ona yardım eden çocuklar olmadığına göre bizim yardım etmemizi istiyor. | Open Subtitles | لن يحتاج لمساعدة الأطفال بعد الأن لذا سيريدنا نحن ان نساعده |
Gel hadi, yardım edelim. | Open Subtitles | هيا ، دعينا نساعده يجب على أن أضرب بساطى |
Kendisi çıkacak birini bulmakta zorlanıyor. Biz ona birazcık yardım ediyoruz. | Open Subtitles | لديه مشاكل فى إيجاد رفيقته نحن فقط نساعده بشكل بسيط |
Peki, yani hâlâ o yaşıyorsa o zaman Ona yardım etmeliyiz. | Open Subtitles | حسناً , إن كان لا يزال داخل جسده فعلينا أن نساعده |
PM: Milo ailesi tarafından eve çağırıldı, yalnız kalmamız ve Ona yardım etmemiz için zaman veriyor. | TED | بيتر مولينكس : هنا مايلو .. يتم مناداته من قبل والديه وهذا الوقت نتصرف به وحدنا بدون وجود مايلو لكي نساعده قليلا |
- Eğer Ona yardım edersek değil. Chewie...haberleşmesini boz. - Gitmesine izin vermek iyi olur. | Open Subtitles | ليس إذا يمكن أن نساعده.شيوى عطّل ارساله سيكون من الأفضل ان نتركه يذهب. |
Mesajdaki kişi o... Ona yardım etmemiz lazım. | Open Subtitles | انها الشخص فى الرسالة الذى يجب أن نساعده |
ve biz bunu yapmasında Ona yardım edebiliriz. Yön vermek başka bir şeydir. | Open Subtitles | بإمكانه أن يُساهم فى العالم و نحن بإمكاننا أن نساعده فى ذلك |
Ona yardım etmek için bir şeyler yapmalıyız. Aklıma tek gelen Anubis'in mezarına dönmek. | Open Subtitles | نعم لذا يجب ان نساعده فلنرجع لمقبره انوبيس |
Ona yardım etmeliyiz. Biz etmezsek kim edecek? | Open Subtitles | يجب أن نساعده, لاننا ان لم نساعده, من غيرنا سيفعل؟ |
Ona yardım etmeliyiz. Biz etmezsek kim edecek? | Open Subtitles | يجب أن نساعده, لاننا ان لم نساعده, من غيرنا سيفعل؟ |
Bu adamın yanına otur, Melinda. Ona yardım edeceğiz. | Open Subtitles | أجلسي بجانب هذا الرجل ، مليندا سوف نساعده |
Ona yardım edelim. Yardımcı olalım! | Open Subtitles | ،دعونا نساعده ساعدوه على الدخول |
Biz koruyucu ailesi değiliz. Sadece Ona yardım ediyoruz. | Open Subtitles | كلا انا لست والدة بالتبني لمايكل اننا فقط نساعده |
Bizim ona yardımcı olabileceğimizi umuyorlardı. - Dr.Keller'ı yollarım | Open Subtitles | و كانوا على أمل أننا يمكن أن نساعده سوف أرسل د.كيلر |
Ve yaşayan bu mavi ve yeşil güzel gezegene yaptığımız çok kısa bu ziyarette, bizim yapmamız gereken bir seçim bulunuyor. onu incitmek veya yardım etmek. | TED | ولدينا الخيار خلال حياتنا القصيرة على هذا الكوكب الحي الذي يتكون من اللونين الأخضر والأزرق إما أن نؤذيه وإما أن نساعده |
yardım etmemize ya da zarar vermemize sen karar veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تقرري إن كنا نساعده أم نؤذيه |
Sanırım bu konuda ona yardımcı olabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد ذلك حيث نحن يمكن أن نساعده. |
Bizi bir yıl önce aradı. Açıkça, ölmesi için yardım etmemizi istedi. | Open Subtitles | لقد اتّصل بنا منذ عام وطلب منا صراحةً أن نساعده على الانتحار |
Önemli bir hatırayı hatırlamak istediklerinde yardımcı oluyoruz. | Open Subtitles | وعندما كان يرغب أحدهم بتذكر حدث مهم، نساعده |
Yine de hazırlanmasına yardım edecek miyiz? | Open Subtitles | ولكننا سنظل نساعده في الدراسة؟ |