fakat eşsiz değil. Bir başkasını bulabiliriz. Bunu düşünebilecek hatta isteyebilecek. | Open Subtitles | نستطيع إيجاد شخص آخر ،شخص قد يكون حتى الإحتمال |
Sonra bu ize uyan ayakkabıyı bulabiliriz. | Open Subtitles | نحن قد نستطيع إيجاد الحذاء المطابق لاحقا |
Bilmiyorum, belki önümüzdeki hafta vakit bulabiliriz. | Open Subtitles | لا أعرف, ربما في الأسبوع المقبل نستطيع إيجاد وقت |
Hiç bir kontrol veya açma kapama türü bir şey bulamadık. | Open Subtitles | لم نستطيع إيجاد أي نوع من أزرار التحكم أو المفاتيح |
Adres biraz karışık yazılmış Siteyi bulamadık. | Open Subtitles | أعتقد أن العنوان لابد أنه أصبح مغربل نحن لا نستطيع إيجاد الموقع |
Ne demek başka iyi geçinen çift bulamıyoruz ? | Open Subtitles | ماذا تعني أنّنا لن نستطيع إيجاد زوجين ناجحين مرة أخرى؟ |
Herkesin umudu, belki de Dünya'mıza benzer bir gezegen bulabilmek üzerine. | Open Subtitles | ما يتمناه الجميع هو أننا لربما نستطيع إيجاد شيءٍ مشابه لما يوجد لدينا هنا على الأرض |
Pekala, hadi yüksek bir yere çıkalım. Bakalım sinyalin kaynağını bulabilecek miyiz? | Open Subtitles | لنتجه إلى مكان مرتفع ولنرَ إن كنّا نستطيع إيجاد مصدر تلك الإشارة. |
Sis kalkıyor. Eve dönüş yolumuzu bulabiliriz. | Open Subtitles | الضباب يتلاشى ,نستطيع إيجاد طريقنا للمنزل |
Eminim geçmişinin temiz olduğunu düşünüyorsun ama bahse varım ki biz bir şeyler bulabiliriz. | Open Subtitles | ولكن أراهن أنَّنا نستطيع إيجاد شيء عليك. لقد غيرت اسمي، وذلك قانوني ومرة في المدرسة الثانوية، |
Eğer numarayı ATM'ye kadar takip edebilirsek kurbanımızı bulabiliriz. | Open Subtitles | إذا أستطعنا تعقب الأرقام الى الصراف الآلي قد نستطيع إيجاد الضحية |
Onu bulursak üçüncü kızı da bulabiliriz. | Open Subtitles | ، نقوم بإيجاد ذلك الشيء . ربما نستطيع إيجاد الفتاة الثالثة |
Onları nerede bulabiliriz, biliyor musun? | Open Subtitles | أتتذكّر أين نستطيع إيجاد الآخرَين؟ أنتِ. |
Olay buysa o zaman belki de başka bir yolunu bulabiliriz. | Open Subtitles | و إنْ كانت هذه هي الحالة... ربّما نستطيع إيجاد طريقةٍ أخرى |
Konuşacak daha güzel şeyler bulabiliriz. | Open Subtitles | أوه ، نستطيع إيجاد موضوع أفضل للحديث حوله |
Çünkü başka bir referansını hiçbir yerde bulamadık. | Open Subtitles | لإننا لا نستطيع إيجاد أى مراجع لها بأى مكان |
Ama hâlâ bir cevap bulamadık. | Open Subtitles | لكننا لانزال لا نستطيع إيجاد حل |
Olası her testi uyguladık, ve sende yanlış giden bir şey bulamadık. | Open Subtitles | لقد أجرينا كل فحص محتمل -لا نستطيع إيجاد العلة فيكِ -افحصوني مرة أخرى |
Bu yüzden cesedi bulamıyoruz. Planı da bu zaten. | Open Subtitles | لهذا السبب لا نستطيع إيجاد الجثة تلك هي خطته |
- Efendim, iç çamaşırlarımızı bulamıyoruz! | Open Subtitles | ! سيدي، لا نستطيع إيجاد ملابسنا الداخلية - أعتقد إن في الأمر شيء - |
Tüneli bulabilmek için göçmenlerin hangi bölgeden uzak durduğunu öğrenmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | الآن نحن نحاول إيجاد المناطق القريبة التي تحتوي المهاجرين لذا نستطيع إيجاد النفق |
Bakalım bu kolun ait olduğu bedeni bulabilecek miyiz. | Open Subtitles | والآن فلنر إذا كنا نستطيع إيجاد الجثة التي تناسب تلك الذراع |