"نشاهدها" - Traduction Arabe en Turc

    • gördüğümüz
        
    • izlemek
        
    • izleyeceğiz
        
    Hollywood'dakilerin, filmlerde gördüğümüz fantastik yüzey şekillerini yaparken kullandığı araçları kullandık. TED استخدمنا الأدوات التي تستعمل في هوليوود لعمل هذه المناظر الطبيعية الخيالية التي نشاهدها في الأفلام.
    gördüğümüz harikaları takdir etmenin zamanı geldi. Open Subtitles حان الوقت الآن لتقدير كل هذه الروائع التي نشاهدها
    National'de gördüğümüz Modigliani'ye çok benziyorsun sen. Open Subtitles أتعلمين تبدين مثل تلك الموديليانا التي نشاهدها في الأخبار
    Özelde, kendi zaman ve mekanımızda izliyebiliyoruz ve kimsenin bizim bunu izlemek için ekrana tıkladığımızı bilmesine gerek yok. TED يمكن أن نشاهدها على انفراد، في وقتنا وفضائنا الخاص، ولا أحد يحتاج أن يعرف أبدا متى قمنا بفتح الفيديو ومشاهدته.
    Beraberce onların ölüme yürüyüşünü izlemek. Open Subtitles نشاهدها سوياً وهي تسير إلى حتفها؟
    Burada kalıp onun ölümünü mü izleyeceğiz? Open Subtitles أعني ، أننا سنظل هنا فقط نشاهدها وهي تموت
    Filmlerde gördüğümüz hayatta kalan kişilerin kahramanca yolculuğu ve Instagram'da izlediklerimiz -- bu bir efsane. TED تلك الرحلة البطولية للناجي التي نشاهدها في الأفلام والتي نتابعها على صفحات انستغرام... ما هي إلّا خرافة.
    (Gülüşmeler) Çevremizde gördüğümüz bir başka teknoloji de hibrid arabalar. TED (ضحك) تكنولوجيا أخرى نشاهدها في كل مكان هي السيارات الهجينة.
    Sık sık ekranda gördüğümüz bir aktrisin Helen Lanson'un kardeşinin eşi. Open Subtitles وهو نسيبٌ لممثلة عادة نحن نشاهدها في السينما: "إيلين لانسو".
    Atardamar şişmesinin sonucuysa bu gördüğümüz şeyler rastgele şeyler olmaz mıydı? Open Subtitles . الرؤى التي نشاهدها فقط اكثر عشوائية
    - gördüğümüz görüntüler bunlar mı? Open Subtitles و هذا ما تعنيه الصور التى كنا نشاهدها ؟
    Sabah güvenlik şefim Cole'dan kamyonetlerimizden birinin çalındığına ve haberlerde gördüğümüz kamyonetin bizimki olabileceğine dair bir telefon alınca hemen Miami'ye uçtum. Open Subtitles يقول إنّ إحدى شاحناتنا قد سُرقت من موقف سيّاراتنا وإنّها قد تكون الشاحنة التي كنّا نشاهدها في الأخبار -فرجعتُ بأسرع ما يمكنني
    Bu miktar çok görünmeyebilir, fakat bir videonun tek karesinde yüz binlerce piksel bulunuyor olabilir ve o fotoğrafta gördüğümüz bütün küçücük hareketleri birleştirirsek, birden, bir pikselin binde biri çok önemli bir şeye katkı sağlayabilir. TED ولا يبدو هذا كثيرا ولكن صورة واحدة من الفلم الفيديو يمكن ن يكون فيها مئات الآلاف من البكسلات لذلك اذا أدمجنا جميع الحركات الدقيقة التي نشاهدها عبر الصورة بكاملها و فجأة يمكن لواحد بالألف من البكسل أن يبدأ ليكون شيئا مهما جدا
    -Gerçekten mi? Onları izlemeliyiz. Meredith, sen de izlemek ister misin? Open Subtitles ينبغي أن نشاهدها ‫أتودين مشاهدتها يا (ميريديث)؟
    Ama Andy biliyor. Bu yüzden onunla izlemek zorundayız. Open Subtitles لكن (أندري) يعرف لذا علينا أن نشاهدها معه.
    Beraber izlemek istiyordum. Open Subtitles اردت ان نشاهدها سوياً
    Birlikte izlemek ister misin? Tüh! Open Subtitles هل تريد ان نشاهدها سوية؟
    Düğün kasetlerimi getireceğim ve onun kalçasını kırdığı sahneyi tekrar tekrar izleyeceğiz. Open Subtitles -وسوف نشاهدها عندما انكسر فخذها مراراً وتكراراً
    Televizyonu yemekten sonra izleyeceğiz. Open Subtitles فقط لن نشاهدها الابعد العشاء

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus