Arabasındaki sırt çantasında Vegas broşürleri ve Vegas otellerinin listesi vardı. | Open Subtitles | تحوي نشرات عن لاس فيجاس وقائمة بفنادق فيجاس |
İşte lobiyi geçemeyen diğer eziklerin broşürleri. | Open Subtitles | تفضل جميع نشرات الفاشلين الذين لم يتمكنوا من المرور من هذا البهو. |
Birkaç U-Sag el ilanı dağıtmak için güzel bir yer olabilir. | Open Subtitles | إذاكان سَيَكُونُ مكان جيد لوضع بَعْض نشرات المنظمة |
haberleri bazı kelimelerin bir araya gelmesini duymak için dinledim ama gelmediler. | Open Subtitles | تابعت نشرات الاخبار من اجل عبارة معينة و لكنى لم اسمعها ابدا |
Birkaç hafta önce tüm haberlerde olan şu alışveriş merkezi bombalaması ne oldu? | Open Subtitles | ماذا عن تفجير المركز التجاري الذي إحتل نشرات الأخبار منذ بضعة أسابيع ؟ |
Tutuklandığından beri tüm istihbarat örgütlerine haber bültenleri geçiyorum. | Open Subtitles | ومن لحظة القبض عليك سأرسل نشرات لكل المواقع القانونية |
İlan panosunda izinsiz asılmış ilanlar var. | Open Subtitles | توجد نشرات غير مصرّحة على لوح الإعلانات. |
Kayıp ilanı dağıtmak, gazete ilanı vermek gibi şeyler yapılacak. | Open Subtitles | علّق نشرات اعلانية وانشر اعلاناً فى الجريدة وكل هذه الأشياء |
Moda gösterisi için broşürleri katlıyoruz da. | Open Subtitles | نحن نطوي نشرات من أجل عرض الأزياء |
Arabasındaki sırt çantasında Vegas broşürleri ve Vegas otellerinin listesi vardı. | Open Subtitles | ... فيها نشرات على "لاس فيجاس" و قائمة "فنادق فيجاس" . |
el ilanlarını hazırlamayı unuttuysan o halde el ilansız adaylığını koyacaksın gibi görünüyor. | Open Subtitles | بما أنك نسيت عمل المنشورات , أعتقد أنك ستكون المرشح بدون نشرات . |
Yemek bağışı için başka el ilanı var mı? Üzgünüm, sonuncuyu arkadaşım aldı sanırım. | Open Subtitles | هل هناك أي نشرات إضافية من أجل التبرع بالطعام؟ آسفة, أظن أن صديقتي أخذت آخر نشرة. |
- Doğru. Erkeklerin dizilerle alay edip, kadınların haberleri sevmemesinden nefret ederim. | Open Subtitles | الرجال الذين يسخرون من المسلسلات التليفزيونية و النساء اللاتي يكرهن نشرات الأخبار |
haberleri izliyorsanız birçok toplumun içme suyuyla ilgili sorun yaşadığını biliyorsunuz. | TED | ولو شاهدتم نشرات الأخبار، ستعرفون أن الكثير من المجتمعات المحلية تواجه مشكلة الحصول على مياه نظيفة للشرب. |
Bu hepimizi ele verir. Bugün magazinde, yarın haberlerde. | Open Subtitles | إنها تؤثر علينا جميعاً الآن في الصحف اليومية وغداً في نشرات الأخبار المسائية |
haberlerde dört kişinin öldüğü söylendi. | Open Subtitles | لقد نقلتها جميع نشرات الاخبار اربعة اشخاص قد ماتوا |
Basın bültenleri | Open Subtitles | وكالة الإستخبارات المركزية نشرات إعلامية |
İstihbarat bültenleri. Sahadaki adamlarım bu akşam gönderdi. | Open Subtitles | نشرات وصلت من كشافتي في ميدان المعركة الليلة |
- Elimizde sadece birkaç ilan mı var? | Open Subtitles | نشرات قليلة, هذا كل مانملك نعم, اعتقد ذلك |